‘Kadınlar jin jiyan azadî felsefesi ile özgürleşecek’
- 13:34 25 Kasım 2024
- Güncel
WAN - TJA öncülüğünde gerçekleşen 25 Kasım’a ilişkin yürüyüşün ardından yapılan açıklamada, "Jin jiyan azadî" felsefesi ile özgürlüğün gerçekleşeceğine vurgu yapıldı.
Wan’da Tevgera Jinên Azad (TJA) öncülüğünde 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında “Erkek devlet şiddetine karşı jin jiyan azadî” şiarı ile yürüyüş gerçekleşti. Perihan AVM önünde başlayan yürüyüşe, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, DEM Parti Wan Milletvekili Pervin Buldan, Barış Anneleri Meclisi, belediye eşbaşkanları, KESK Wan Kadın Meclisi, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Wan Kadın Meclisi, DEM Parti Wan Kadın Meclisi, Star Kadın Derneği, demokratik kitle örgütlerinin kadın temsilcileri ile binlerce kadın katıldı.
Kadınlar dövizler ile ölümsüzleşti
“Erkek devlet şiddetine karşı jin jiyan azadî” yazılı pankartın açıldığı yürüyüşte, “Jin jiyan e jiyan ê nekuje”, “Bedenim, ruhum, zihnim benimdir”, “Bi jin jiyan azadiyê ber bi azadiyê ve”, “Ne qayyum ne talan dîsa jin dîsa jiyan”, “Molla rejimine karşı jin jiyan azadî”, “Kadın devrimi özgürleştirir”, “Kadın devrim çağının militanlarıyız” yazılı dövizler taşındı. Yanı sıra Gülistan Tara, Nagihan Akarsel, Hêro Bahadin, Jina Emînî, Deniz Poyraz, Rojin Kabaiş, Gülistan Doku, Narin Güran’ın fotoğraflarının yer aldığı dövizler taşındı.
Bastonuyla yürüyüşe katıldı
Yürüyüş öncesi Perihan AVM önünde bir araya gelen yüzlerce kadın erbane eşliğinde halaya durdu. 7 yaşında çocuktan 70 yaşındaki kadına kadar kadınların akın ettiği yürüyüşte sık sık “Jin jiyan azadî” sloganı atıldı. Bir kadının bastonuyla yürüyüşe katılması ise dikkat çekti.
Yoldan geçenler yürüyüşe destek verdi
Kitlenin toplanmasının ardından 7’den 70’e binlerce kadın, Perihan AVM önünden Wan Kent Meydanı’na doğru yürüdü. Yürüyüş esnasında yoldan geçen kadınlar da zafer işareti ve alkışlarla destek verirken, yürüyüşe erkekler de katıldı.
Sis bombası ile alan mora döndü
Yürüyüş boyunca “Jin jiyan azadî”, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz”, “Jin natirsin hesap dipirsin”, “Bîjî Serok Apo”, “Bîjî berxwedana jinan”, “Bê Serok jiyan nabe” sloganları atan kadınlar renkli sis bombası patlatarak alanı mora boyadı.
Yürüyüşü Kent Meydanı’nda sonlandıran kadınlar basın açıklaması gerçekleştirdi.
‘Kadın özgürleşirse toplum da özgürleşir’
Açıklamada TJA adına konuşan Aynur Sarıca, 25 Kasım’da bir tarih yazıldığının altını çizerek, “Mirabal Kardeşler adını altın harflerle tarihe yazdı. Biz de onların bize bıraktığı mirasa sahip çıkarak, bize bıraktıkları direnişlerini sürdürüyoruz. Tarih değişti, yer değişir ancak sistem değişmedi. Bu sistem dünyanın her yerinde kadın haklarını yok etmek istiyor. Kadını, varlığını yok etmek istiyor. Biz TJA’lı direnen kadınlar olarak her alanda direnişimizi sürdürüyoruz. Özgürlüğümüzü sağlayana kadar mücadele edeceğiz. Yaşamın her alanında kadına saldırıyorlar. Çünkü onlar da biliyor ki kadın özgürleşirse toplum da özgürleşir. Ahlaki ve politik toplumu yasaklamak için kadına saldırıyorlar. Özgür toplumun önüne geçmek için kadına saldırıyorlar. Özgür kadınlar üzerindeki saldırıyı o nedenle artırıyorlar” dedi.
‘İmralı’da süren tecrit sıradan değil’
İmralı’da PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde süren tecride değinen Aynur Sarıca, “İmralı’da süren tecrit sıradan değil. Yıllardır Sayın Öcalan ile görüşme sağlanmıyor. Son sağlanan görüşme ile bir kez daha gördük ki toplum tecrit kırılırsa özgürleşir. Tecrit tüm zindanlarda sürüyor. Cezaevindeki kadınların iradesini teslim almak istiyorlar ancak alamazlar. Kadın dışarda da ne kadar direnirse o kadar saldırıyorlar. Bugün Kürdistan’ın her yerinde direniş var. Kadınlara çocuklara el uzatılmasına izin vermeyeceğiz. Narin’in neden katledildiğini biliyoruz. Rojin 18 gün kayıptı. Bugün bizim etrafımızı saranlar neden Rojin’in bulunması için o kadar uğraşmadı? Neden kadın özgürlüğüne bu kadar saldırı var? Kadınlar neden katlediliyor? Bu soruları sormaya devam edeceğiz. Tüm dünyaya yayılan Jin, jiyan, azadî felsefesi ile kadınlar bulundukları her alanda erkek egemenliğini yok edecek ve özgürleşecek. Kadınlar özgür olana ve toplum üzerindeki tecrit kalkana kadar direnmeye devam edeceğiz” sözlerine yer verdi.
‘Kadınlar 64 yıldır meydanlarda’
Ardından konuşan DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, kadınların 64 yıldır meydanlarda, sokaklarda, alanlarda erkek-devlet şiddetini teşhir etmeye devam ettiğini ifade ederek, “Bugün kadınlar Amed'den Van'a, Hakkari'den İstanbul'a, ülkenin dört bir yanında isyan ediyor. Bu hükümetin kadın düşmanı politikalarına karşı isyan ediyor. Bu toplumda yükselen cinsiyetçiliğe karşı isyan ediyor. Bu ülkede kendisini oluşturmaya çalışan sermayenin sömürü düzenine karşı isyan ediyor. Erkek egemenliğine karşı kadınlar sokaklarda, meydanlarda şiddetin her halini teşhir ediyor. Kadınlar isyanlarını büyütüyor, mücadeleleriyle yan yana geliyor. Dayanışmayla kadınlar mücadelelerini yükseltiyor. Dünyamız erkek egemen bir düzen üzerinden yönetiliyor. Ve bütün hükümetler, ülkeler kendilerini cinsiyetçilik üzerinden, kadın düşmanlığı üzerinden, kutuplaştıran siyasetlerle var etmek istiyorlar. Kadınlar şahsında aslında toplumlar çökertiliyor. Çünkü ulus devletler bu yönetim anlayışlarıyla kadınların iradelerini kırarak toplumun da iradesini kırmak istiyor. Sadece bu ülkede yaşanan kadın cinayetlerine baktığımızda aslında kadın kırımı politikası var. Dünyanın her yerine gittiğimizde ne yazık ki kadınlara yönelik bir savaş politikası var. Ve bu savaşın hedefinde olan kadınlar aslında hem emekleriyle, hem bedenleriyle, hem kültürleriyle, hem kimlikleriyle şiddetin hedefi halindeler” şeklinde konuştu.
‘Özgür ve eşit bir yaşamda ısrar ediyoruz’
Binlerce yıl sürdürülen bu düzeni kabul etmediklerinin altını çizen Halide Türkoğlu, “En kararlı şekilde, bize dayatılan bu düzeni kabul etmiyoruz. Bizler özgür ve eşit bir yaşamda ısrar ediyoruz. Özgür ve eşit yaşayabilmek için de kadınlara yönelik ayrımcılığın ortadan kalkması gerekiyor. Kadınlara yönelik eşitsizlik politikaların kalkması gerekiyor. Kadınlar ve erkekler şahsında eşit yaşam bu ülkede eşit yurttaşlığı beraberinde getirir. Sadece 22 yıllık AKP iktidarının kadın politikalarına baktığımızda ne yazık ki kadınların inkarı üzerinden kurulduğunu görüyoruz. Kadın kelimesini bile kullanmaktan uzak durmuştur. Bakanlığından bile kadın kelimesini çıkarmıştır. Çünkü onlar kadınların özgür ve eşit olmasını istemiyorlar. Çünkü onlar kadınlara kölelik dayatmak istiyorlar. Bizler irade sahibiyiz. Nasıl seçme varsa, seçilme hakkımız da var. Eğer bugün kayyum atamalarıyla kadınların seçme hakkı var deyip seçilme hakkı yok diyorsanız siz o zaman kadınlara ‘siz kendinizi yönetemezsiniz’ diyorsunuz. Eğer bugün Kürtlere evet seçme hakkınız var ama seçilme hakkınız yok diyorsa bugün siz Kürtlere ‘kendi kendinizi yönetemezsiniz’ diyorsunuz. Erkek egemen sistem dediğimiz tam da budur. Savaşın hedefinde kadınlar vardır. Sadece geçen yıl Birleşmiş Milletlerin raporuna göre her on dakikada bir kadın katledilmiş hem de savaş bölgelerinde oluyor bu. Bu katliamlar bir kadın politikası haline geliyor. İşte bu yüzden ‘savaş politikalarından vazgeçin’ derken aslında kadınların, çocukların şiddetin hedefi halinden vazgeçmesi için uğraşıyoruz. Biliyorsunuz geçen günlerde Diyarbakır Valiliği ‘jin, jiyan, azadî’ sloganına yasak getirdiğini söyledi. Bu ülkede kadın katliamlarının nedeni kadın kimliğini tanımamaktır. Makul kadın üzerinden işgal etmektir. Köle kadında ısrar edildiği için biz özgür kadın diyoruz. Çok diri bir hafızamız var. Çok diri bir mücadele tarihimiz var. Biz neye karşı mücadele ettiğimizi çok iyi biliyoruz. İktidar temelli oluşan bu zihniyete karşı direnenler kazanacak, kadınlar kazanacak, yaşasın kadın dayanışması” dedi.
Açıklama, “Jin jiyan azadî” sloganları eşliğinde son buldu.