Wan sokakları: Şiddete ‘dur’ demeliyiz

  • 09:05 24 Kasım 2024
  • Güncel
Memihan Zeydan-Neslihan Kardaş
 
WAN - Wan sokaklarından 25 Kasım dolayısıyla kadına yönelik şiddete ilişkin mikrofon uzattığımız kadınlar, şiddete boyun eğdikçe devam edeceğini belirterek “Şiddete ‘dur’ demedikçe maruz kalmaya devam edeceğiz” mesajı verdi.
 
Türkiye’de her geçen gün artan kadın katliamlarına karşı yürütülen cezasızlık politikaları failleri daha da cesaretlendiriyor. Şüpheli kadın ölümlerinin üstü “intihar” denilerek kapatılıyor ve dava dosyalarına “gizlilik” kararı getirilerek, aydınlatılmasının önüne geçiliyor. Kadın katliamlarına yönelik tutulan veriler ise kamuoyundan gizli tutuluyor. Ajansımızın basından derlediği verilere göre sadece Ekim ayında katledilen kadın sayısı 43 iken, şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren kadınların sayısı ise 22.
 
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Gününe doğru giderken Wan sokaklarında kadınlara mikrofon uzattık.
 
‘Adalet sisteminin değişmesi gerekiyor’
 
Mikrofon uzattığımız Kamile Ağaoğlu, şiddet faillerine caydırıcı yaptırımlar uygulanması gerektiğini ifade ederek, “Erkeklere uzaklaştırma kararı alınıyor ancak kadınlar korunma evlerinde kötü şartlarda kalıyor. Adalet sisteminin değişmesi gerekiyor. Biz kadınlar da söz hakkına sahibiz. O şiddet uygulayan erkeklerin anneleriyiz, bunu bilseler yeter. Bir yaptırım yok sadece uzaklaştırma alıyorlar, bu yeterli değil. Erkek çocuğun yetiştirilmesiyle ilgili bir sorun var. Erkek çocuk diye hatası görmezden gelinip el üstünde tutuluyor, öyle olmaması lazım. Ben bir erkek annesi olarak oğluma şiddetin yanlış olduğunu aşılıyorum. ‘Nasıl olsa bir şey olmayacak’ diyerek şiddet uygulamaktan çekinmiyorlar. Şiddetin hakim olduğu aileler mümkünse oğullarını evlendirmesinler hiçbir kadının günahına girmesinler. İntihar haberleri yalan hiçbir kadın canına kıymaz hele evladı varsa asla. Birçok kadın şiddete, işkenceye evladı için katlanıyor” dedi.
 
‘Kadına yönelik her türlü şiddet uygulanıyor’
 
Kendisini güvende hissetmediğine vurgu yapan Fatma Konca, cezasızlık politikalarına işaret ederek, “Ne olursa olsun kimseye bir ceza verilmiyor, olan ölene oluyor. Bir süre sosyal medyada gündeme geliyor sonra unutulup gidiyor. Şu an dışarıdayız ama eve gidebilecek miyiz, bilmiyoruz. Başımıza her şey gelebilir. Sadece öldürmek şiddet değil psikolojik şiddet de söz konusu. Kadına yönelik her türlü şiddet uygulanıyor” şeklinde konuştu.
 
‘Bir önünü iliklemeye indirim alıyorlar’
 
Sadece dışarıdaki insanların değil, ailesinin, akrabalarının ve arkadaşlarının yanında dahi güvende hissetmediğini belirten Meltem Uğur da “Çevremizdeki insanlara dahi güvenemez olduk, her şeyi sorgular olduk. Öyle şeylerle karşılaşıyoruz ki gerçekten can güvenliğimiz yok. Kapıdan her çıkışımızda ‘acaba başıma ne gelir’ diye düşünüyoruz. Gördüğümüz olayların etkisinden günlerce çıkamıyoruz.  Normalleştiriliyor, sosyal medyanın gücüne sığınıyoruz, halk halka yardım ediyor. Onların sayesinde bazıları ceza alıyor. Onun dışında hiçbir şey yapılmıyor, caydırıcı hiçbir şey yok. Bir önünü iliklemeye indirim alıyorlar. Kadınların canı bu kadar ucuz olmamalı. Yapanların ceza almadıklarını görünce ‘nasıl olsa bir şey olmuyor o zaman bende yapayım’ diyerek cesaret buluyorlar sonrasında ya dışarda gördüğü herhangi birini ya da eşini, kardeşini, kızını katledebiliyor. Kadınlara karşı hayatın her alanında bir nefret var. Şüpheli kadın ölümlerine intihar süsü veriyorlar sonrasında paylaşımlar yasaklanıyor, haberleri engelliyorlar. Hep bir soru işareti kalıyor. Vicdanlarını sorgulasınlar diyecek bir şey yok” diye belirtti.
 
‘Şiddet medya sayesinde biliniyor’
 
Yetiştirilme tarzının da şiddet olaylarında etkili olduğuna dikkat çeken Nurhayat Özcan, “Böyle devam ederse şiddet önlenemez” diyerek şunları söyledi: “Şiddet medya sayesinde biliniyor ama bilinmeyenler de var. Devlet büyüklerinin düşünmesi gerekiyor. Yoksulluk da şiddeti tetikliyor, insanlar geçinemiyor. Birinin ceza almadığını görünce ‘nasıl olsa çok ceza almam’ diye düşünerek öbürleri de yapıyor. Takım elbise giyiyorlar biraz da imkan varsa bir avukat tutuyorlar, kurtuluyorlar. Ölen kadınsa umursamıyorlar. Kadın öldüğüyle kalıyor. Şüpheli kadın ölümlerini içinden çıkamayacaklarını bildikleri için araştırmıyorlar. Ekonomik özgürlük ve aile de ne gördüğün de çok etkili. Çevremizde de örnekleriyle karşılaşıyoruz.”
 
‘Şiddete karşı direnmeliyiz’
 
Hiçbir kadının sebep ne olursa olsun şiddete katlanmaması gerektiğini belirten Berivan Cilan ise kesinlikle tepki gösterilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Berivan Cilan, “Boyun eğdikçe şiddetin her türlüsüne maruz kalıyoruz. Ben de şiddete maruz bırakıldım, kesinlikle tepkimizi ortaya koymamız, boyun eğmememiz lazım. Şiddete ‘dur’ demedikçe maruz kalmaya devam edeceğiz. Bütün kadınlar ‘şiddete hayır’ demeli ve korkmamalı. Eğer şiddetin bir cezası, korkacakları bir şey olsaydı bu kadar artmazdı, yapmazlardı. Bir cezası yok o yüzden istedikleri gibi yapıyorlar, bir ‘dur’ diyeni yok. O yüzden biz kadınlar buna karşı direnmeliyiz. Asla sessiz kalmamak lazım. Sessiz kaldıkça şiddetin her türlüsünü görmeye devam ediyoruz. Kadın olarak, insan olarak buna boyun eğmememiz lazım” sözlerine yer verdi.