‘Kültür ve doğanın korunması için festival önemli’

  • 09:06 31 Temmuz 2024
  • Kültür Sanat
Roza Metîna 
 
DÊRSIM - Munzur Festivali’ne katılan şair ve kadın hakları savunucuları, dil, kültür ve doğanın korunmasının önemine dikkat çekti. 
 
22’nci Munzur Kültür ve Doğa Festivali 25-28 Temmuz arasında “Doğamızın ve irademizin gaspına izin vermeyeceğiz” şiarı ile gerçekleştirildi. Festival boyunca “Dêrsim faşizme mezar olacak” sloganları atılırken, son zamanlarda Kürtçe slogan ve halaylara yönelik yasaklama ve tutuklamalara ilişkin de faşizme karşı halaylarla mesajlar verildi. 
 
Festivalde belgesel, çocuk etkinlikleri, şiir dinletişe, kadın yürüyüşü, konserler, panel, tiyatro gösterimi yapılırken  tecride dikkat çekildi, eşbaşkanlık sistemine vurgular öne çıktı. Festivale ulusal kıyafetleri ile katılan kadınlar sık sık “Gülistan Doku nerede?" sorusunu sordu. Yine kadınlar “Jin jiyan azadî” slofanı ile Kurdistan doğasına yönelik talan ve Kürt halkının iradesinin gasp edilmesine karşı seslerini yükseltti. 
 
Festivale katılan şairler Fatêxan Taşlı Tunç, Zinet Dinçer, Nurcan Delil, Bedriye Topaç, siyasetçi ve aynı zamanda kadın ve çocuk hakları savunucusu Hamide Akbayır da festivale ilişkin konuştu.  
 
‘Munzur Festivali kültür ve sanat içerikli olduğu için önemli’
 
Fatêxan Taşli Tunç, Munzur festivalinin yazar ve şairler için önemli olduğunu belirterek, “Edebiyatçılar olarak biz de festivale katıldık. Bu festival bizim için neden önemli? Çünkü kültür ve sanat içerikli. Kayyım atanmadan önce Kürt kurum ve kuruluşları katılıyordu. Ancak kayyımların ardından bir süre olmadı. Biz katılmıyorduk. Ancak bu yıl katıldık. Bu yıl birçok kurum, kuruluş, Kürt yayınevi katıldı” dedi. 
 
‘Talan ve irade gaspına karşı Munzur Festivali önemli’
 
Kurdistan’ın doğasının talanına ve Kürt halkının iradesinin gasp edilmesine dikkat çekmenin önemli olduğuna vurgu yapan Fatêxan, şöyle devam etti: “Festivalin bir amacı da Kürt halkının iradesinin gasp edilmesine dikkat çekmekti. Çünkü kayyımlarla Kürt halkının iradesi gasp ediliyor. Şimdi Kurdistan’ın her kentinde doğa talanı var. Bir yandan ormanlar yakılıyor, bir yandan ekinler yakılıyor. Kurdistan’ın her yerinde bir kırım var ve bu kulak ardı ediliyor. Türkiye’nin gündemine gelmiyor. Örneğin Şemrex ve Çinar’daki yangınlarda 12 kişi yaşamını yitirdi. Ancak bir futbol maçı kadar gündem olmadı. Bu yüzden ben bir Kürt kadın olarak bunu kınıyorum. Talan ve irade gaspına karşı Munzur Festivali önemliydi. Bu yüzden bu festivale katıldık.” 
 
‘Kültür ve sanata destek için buraya geldik’
 
Zinet Dinçer de, “16 yazar ve şair olarak Munzur Festivali’ne destek için geldik. Kültür ve sanata destek için geldik. Mêrdîn, Sêrt ve Amed’den geldik. Dêrsim’in doğası çok özel. Suyu çok özel.  Bilindiği gibi bir halk dil ve kültürü ile bilinir.  Doğa sürekli talan ediliyor. Bu yüzden bu festivale destek önemli. Kitap standları da açıldı. Böyle etkinlikler düzenlendiği için mutluyuz. Festival tüm Dêrsimlilere kutlu olsun” diye konuştu. 
 
‘Munzur Festivali dil ve doğanın korunmasını içinde barındırıyor’
 
Nurcan Delil ise,  Dêrsim kültürü ve doğasının kıymetli olduğunu belirterek şöyle dedi: “Munzur Festivali dil ve doğanın korunmasını içinde barındırıyor. Yine çok dilliliği ve çok kültürlülüğü barındırıyor. Kayyım öncesi festival düzenleniyordu. İnanç ve kültür açısından herkes bir araya geliyordu. Ancak sonrasında olmadı. Kayyımlar dil ve kültürü korumuyordu.  Seçim sonrası yine Dêrsim’deyiz. Gerçekten insan buraya gelip doğayı baktığında mutlu oluyor. Çok güzel bir doğa. Burada farklı inançlar var. Kim hangi dilde konuşup neye inanıyorsa birlikte yaşasın istiyoruz.”
 
Kürtçe kitap ve dile sahip çıkma çağrısı
 
Dimilki lehçesiyle şiirler yazan şair Bedriye Topaç, Kürtçe’ye ve Kürtçe kitaplara daha fazla sahip çıkılmasını isteyerek "Kürt şehri Dersim'de farklı renklerde sesler duyuluyor. Ancak dilimiz sesi az duyuluyor. Dilimiz özgür değil. Dilimizde okuma-yazma yok. Burada kitap stantlarındayız ama kitaplara ilgi yok. Dilimiz için mücadelemiz sürüyor. Çünkü dilimiz elimizden gidiyor. Bu nedenle millet olarak dilimize ve Kürtçe kitaplarımıza sahip çıkmalıyız."
 
‘Etkinliklerimiz ana dilimizi koruma temelinde olmalı’
 
Kadın ve çocuk hakları savunucusu siyasetçi Hamide Akbayır da asimilasyon konusunun anadilde tartışılmadığını söyleyerek bu durumu eleştirdi. Hamide, şöyle konuştu: "Dêrsim'e gelme amacım Munzur Festivali'ne katılmak ve Dêrsim kültürünü dinlemekti. Programların nasıl yapıldığını görmek istedim. Hangi panellerin olduğunu ve konularının neler olduğunu görmek istedim. Burayı gezdim de. Ailelerin yanına gittim. 2011-12'de buraya gelmiştim. O dönemde ben de konuşmacı olarak geldim. Ama bugün burada biraz üzüldüm Dilin temeli ve asimilasyon konusu tartışıldı ancak içeriği güçlü değildi. Araştırmalar için teşekkür ederim ancak bana doyurucu gelmedi. Mesele dildir, aynı zamanda siyaset meselesidir. Konuşmacılarımızın tamamı Türkçe konuştu. Bu paneldeki hiç kimse Zazakî konuşmuyordu. Bu beni zorladı ve üzüldüm. Konuşmamız ve etkinliklerimiz anadilimizi korumayı esas almalıdır."
 
‘Dilimizi önemsemeliyiz’
 
Hamide, ana dilin önemine dikkat çekerek şöyle devam etti: "Almanya'dan geldim. Yaşadığım eyalette Kurmancî 1998 yılında resmiyet kazandı. Bu kanun olarak kabul edildi. Kurmancî’nin birinci ve altıncı sınıflarda okutulmasına karar verildi. Öğretmenlerimiz de var. Ben de Almanca biliyorum ama anadilimi konuşmak istiyorum. Panelde aynı zamanda çeviri sistemi olabilirdi anadilde konuşabilir. Dilimize önem vermeliyiz. Dil varlığımızdır, düşüncemizdir, her şeyimizdir diyoruz ama dilimizin gereğini yeterince yerine getirmiyoruz."
 
‘Halkın isteğine göre festival düzenlenmeli’
 
Hamide, halkın isteği doğrultusunda bir festival daha hazırlanması gerektiğini belirterek, şunları kaydetti: "Başka bir festivalde durum değişmeli, anadil öne çıkmalı. Buradaki insanlar yaşlı, panele katılıp dilimizi, tarihimizi anlatmalılar. Bir siyasetçi ve araştırmacı olarak konuşmak yeterli değil. Panellerde yaşı büyük olan insanlar, tarihi bilenler panellerde yer almalı. O zaman insanlar kendilerini daha iyi tanır. Emek verenlere başarılar diliyor ve teşekkür ediyorum. Temennimiz önümüzdeki yıllardaki festivallerin halkın istekleri doğrultusunda gerçekleşmesidir. Ne istiyorlar? Buna göre statik oluşabilir. Bununla ilgili saha çalışması yapılabilir.”
 
Dil, kültür, tarih….
 
Hamide, dil, tarih ve kültür konusuna dikkat çekerek sözlerini şöyle tamamladı: "Dil, tarih ve kültür meselesi çok önemli, geniş ve zengin bir konudur. Araştırmacı Şükrü de bu konuyu önemli bir konu haline getirmemiz gerektiğini söyledi. Bu benim için iyi bir örnek oldu. Tekrar herkese başarılar diliyorum."