‘Önderimizi özgürleştireceğiz’

  • 15:23 25 Ocak 2024
  • Güncel
 
İSTANBUL/İZMİR - İstanbul ve İzmirde Adalet Nöbeti eylemleri  ziyaretlerle devam ederken eylemlerde “Önderimizi özgürleştireceğiz” mesajı verildi. 
 
İmralı Adası’nda 25 yıldır ağırlaştırılmış tecrit altında tutulan ve 35 aydır da hiçbir haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü talebiyle Kurdistan ve Türkiye cezaevlerinde 27 Kasım 2023 tarihinde siyasi tutsaklar, “Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Siyasi Çözüm” şiarıyla dönüşümlü olarak açlık grevi eylemine başladı. Tutsak yakınları da aynı taleple çok sayıda kentte Adalet Nöbeti eylemi ile kampanyaya destek veriyor.
 
İstanbul
 
 İstanbul’da da Marmara Tutuklu Aileleri ile Yardımlaşma Derneği (MATUHAYDER) öncülüğünde tutsak aileleri ile birlikte 13 Aralık 2023 tarihinde başlatılan Adalet Nöbeti eylemi Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti)  Sancaktepe İlçe Örgütü’nde devam ediyor. Adalet Nöbeti eylemine bu gün DEM Parti Ataşehir ilçe örgütü destek ziyaretinde bulunurken çok sayıda kadın kitlesel bir şekilde eylemde yer aldı.
 
Eylemin gerçekleştiği salonun duvarlarına Kürtçe ve Türkçe, “Özgür yaşamın inşası için tecridi kıralım zindanlara ses olalım” ve “Adalet için tecridi kıralım toplumsal barış için zindanlara ses olalım” pankartları asıldı. Nöbete destek veren kadınlar, Kürtçe ve Türkçe “Tecrit insanlık suçudur” yazılı beyaz önlükler giyerek, sık sık, “Jin jiyan azadî”,  “Bijî berxwedana zindanan”ve “Bijî Serok Apo”  sloganları attı. 
 
‘Kadınlar güçlü bir iradeye sahip’
 
Eylemde mücadele vurgusu yapılarak, devletin Kürt halkına yönelik yürüttüğü politikalara dikkat çekildi.  “Devlet kadınlardan korkuyor” mesajının verildiği eylemde, “Çünkü Önderimiz olan Abdullah Öcalan’ın kadın paradigmasından korkuyorlar. Sömürge ve işgalci devlet kadınların gücünden ve Önderimizden korkuyor. Kadınlar devlete karşı mücadelesini her zaman göstermiştir. Çünkü kadınların iradesi güçlüdür. Onun için korkuyorlar. Kadınlar özgürleşmeden de hiçbirimiz özgürleşmeyeceğiz” denildi. Ahlaki politik bir toplum inşa edileceğinin belirtildiği eylemde “Ahlaksız bir toplum bir birine de sahip çıkmaz. Bizler ahlaklı toplumu savunurken öncelikle kendimizden başlamalıyız. Her bir birey kendisini ahlaklı bir birey olması için her gün örgütlesin her gün yenilesin. Buna da kendi evimizden başlamalıyız.  Bizler özgür olmak istiyorsak, devlete karşı mücadelemize dört elle sarılmalıyız. Her şeye inancımız olmalı. Yürüttüğümüz bu mücadelede elbette sonuç bulacaktır. Zafere en çok biz Kürt halkı yakınız”  diye aktarıldı.
 
‘Biz kadınlar  Önderimizi özgürleştireceğiz’
 
 Eyleme destek veren çok sayıda kadın da, “Bizi inkar eden devlete karşı her gün daha fazla mücadele etmeliyiz. Kürt halkının çocukları çok fazla bedel verdi. Bizler de onların verdiği mücadele ve  yürüttükleri  direnişe layık olmalıyız. Devlet tarafından yürütülen savaş hepimize sirayet etmiştir. Önderimizden haber yok.  Devlette çok iyi biliyor tek çözümün İmralı olduğunu.  Bu çözümde İmralı’da. Biz kadınlar olarak ta Önderimizi özgürleştireceğiz. Hedefimize ulaşana kadar da yaşamımızın her alanında direneceğiz ve mücadelemizi sonuçlandıracağız.” mesajını verdi.  
 
İzmir
 
Ege Tutuklu ve Hükümlü Yakınları Dayanışma Derneği (EGE TUHAYDER) ve Tevgera Jinên Azad (TJA)  öncülüğünde başlatılan nöbet eylemi de 13’üncü gününde Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Ege Bölge Temsilciliğinde devam etti. Nöbetin yapıldığı salona, "Ji bo edeletê tecrîdê bişkînin, ji bo aştiya civakî em bibin dengê zindanan- Adalet için tecridi kaldıralım barış için zindanlara ses olalım" ve "Li dijî tecridê berxwedan" afişleri asıldı. Nöbet eylemini Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) Karşıyaka ve Menemen İlçe örgütleri ve DEM Parti İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk ziyaret etti.
 
‘Sessizliği yıkmalıyız’
 
Burada konuşan  Burcugül, birçok yerde Adalet Nöbeti’nin devam ettiğini, Ankara DEM Parti İl Örgütü’nün de eylemlere katıldığını dile getirerek “Farklı siyasal örgütlerin de bu konuda eylemleri var. Ancak AKP-MHP faşizmi kendi doğasına uygun olarak mutlak bir sessizlik içerisinde. AKP-MHP faşizmi cezaevlerinde, baskı, tecrit ve sürgünleri artırdığı bir planı uygulamaya koymuş durumda. Açlık grevi başladığından bu yanan Menemen Cezaevi’nde ailelere görüş cezaları veriliyor, tutsaklara ceza veriliyor. Bugün devam eden sessizliği yıkmamız gerekiyor. Türkiye bir seçim sürecine giriyor. Ama insan hakları, bütün demokratik alanların kısıtlandığı bir süreçteyiz. Eğer Türkiye’de insana hakları, demokrasi, eşitlik tartışılacaksa Kürdistan’da bunu yürütüp, sahiplenmek zorundayız. Bugün bütün cezaevlerine en çokta İmralı Cezaevi tecrit politikasına karşı ses çıkarmak gerekiyor. Türkiye ve Kürdistan halkının, kadınların,  işçi sınıfının kurtuluşuna en büyük engel AKP-MHP faşizminin yürüttüğü tecrittir. Bu baskılara karşı toplumsal sessizliği aşmalı hem 31 Mart’ta hem de sonrasında bütün olanaklarımızı faşizme karşı yöneltmeliyiz” dedi.
 
‘Önderimize özgürlük istiyoruz’
 
Burada konuşan Adalet Nöbeti eylemcilerinden Barış Annesi Nüfusa Ataç, defalarca adalet talebiyle nöbet eylemi düzenlediklerini, adalet talep etmeye devam edeceklerini belirterek “Adaleti kendilerine göre ayarlıyorlar. Biz önderliğimiz üzerindeki tecridin kaldırılması için buradayız. Binlerce insan tutuklu, bu demokrasi hukuk adalet değildir. Önderliğimiz ne ailesi ne avukatları ile görüştürülüyor. Bu insanlık değildir. 40 milyon Kürt var. Onun üzerinde tecrit kaldırılana kadar eylemler devam edecek. CPT, Avrupa neden sesini çıkarmıyor? Biz artık herkesin ses çıkarmasını ve tecridin kaldırılmasını sağlamasını istiyoruz” şeklinde ifade etti.
 
‘Kürtler özgür olmadan Türkler de özgür olamaz’
 
DEM Parti Menemen İlçe Eşbaşkanı Ekrem Karakoç ise Adalet Nöbeti eylemcilerin PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi kırmayı amaçladığını ve onları desteklediğini belirterek “Açlık grevine yatan çocuklarımızın yanında olalım seslerine ses olalım. Bu söylediklerin hem Türk hem Kürt halkının görevidir. Kürt halkı özgür olmadan Türk halkı özgür olamaz. Yarın Suriye gibi olursak onlar da bizim kadar kaybedecek. Biz ne kadar kaybedersek onlar da o kadar kaybedecek. Bu nedenle diyorum ki çok geç olmadan empati yapın. Çocuklarımızın yanında olalım” dedi.