Kadınlar Adalet Nöbeti’ne 43 gündür öncülük ediyor

  • 09:01 18 Ocak 2024
  • Güncel
 
Rozerin Gültekin 
 
AMED - “Abdullah Öcalan’a özgürlük Kürt sorununa siyasi çözüm” hamlesi kapsamında gerçekleştirilen Adalet Nöbeti kararlılıkla devam ediyor. Nöbette yer alan ve desteğe gelen kadınlar, mücadelenin büyütülmesi çağrısında bulundu.
 
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde tutulan ve 34 aydır kendisinden haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecridin sonlandırılması ve fiziki özgürlüğünün sağlanması için Kurdistan başta olmak üzere birçok merkezde eylem ve etkinlikler gerçekleştiriliyor. Uluslararası alanda 74 ülkede 10 Ekim 2023’te başlatılan “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa siyasi çözüm” hamlesi sonrası 28 Ekim’de İstanbul’da aralarında akademisyen, siyasetçi, sanatçı, yazar, gazeteci ve aydının bulunduğu 78 kişi tarafından imzalanan “Barışa Çağrı” deklarasyonu, 29 Ekim’de de Amed’de 172 kurum tarafından “Şimdiden Geleceğe Doğru Özgürlüğün Somut Çağrısı” kamuoyu ile paylaşıldı. Bu açıklamaların ardından ise 27 Kasım’da aynı hamle kapsamında cezaevlerinde açlık grevi oldu. Akabinde birçok kentte Adalet Nöbeti eylemleri başlarken, bunlardan birinin adresi ise Amed’de Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Rezan (Bağlar) İlçe Örgütü. Nöbette yer alan ve desteğe gelen kadınlar mikrofonumuza konuştu.
 
‘Kendi çıkarları için barış istemiyorlar’
 
Annelerin yıllardır bütün baskılara rağmen mücadele ettiğini dile getiren Barış Annesi Nazime Yürek, bir çocuğunun Kandıra, bir çocuğunun Malatya, birinin de Diyarbakır cezaevinde olduğunu aktardı. Annelerin ısrarla barış ve kardeşlikten yana sesini yükselterek birbirine elini uzattığını söyleyen Nazime, “Benim önceden 5 tane tutuklum vardır, şimdi 3 tane. 25 yıldır cezaevlerine gidip geliyorum. Bu zamana kadar hiç savaş istemedim hep barış dedim. Kendi çıkarları için barışın sağlanmasını istemiyorlar. Yıllardır önderimiz ve 3 arkadaşımız cezaevinde. Ne telefon ne de normal görüşme sağlanıyor. Önceki dönemde tecrit ağırlaştırdıklarında cezaevlerinde açlık grevi başlamıştı. Eğer hızlı adımlar atılsaydı, o zaman cezaevinden cenazeler çıkmazdı. Açlık grevinden sonra avukat görüşmesi yapıldı ama daha sonra tecrit yine ağırlaştırıldı” dedi.
 
‘Tecrit kalkmazsa sabah akşam nöbet tutacağız’
 
Nazime, cezaevlerinde başlatılan açlık grevlerine işaret ederken, “Biz bu nöbeti sadece kendi çocuklarımız için yapmıyoruz. Buraya gelmemizin nedeni önderliğin üzerindeki tecridin kaldırılması. Tecrit eğer kalkarsa açlık grevi de sonlanır. Tecrit kalkmazsa ve çocuklarımız açlık grevinden çıkmazsa sabah akşam nöbet tutacağız ve açlık grevine gireceğiz. Başta tutsak aileleri olmak üzere bütün vicdanlı insanları nöbete destek vermeye çağırıyorum” mesajı verdi.
 
‘Biz çocuklarımızın ve mücadelemizin peşini bırakmayacağız’
 
Hasta tutsak Hamdusena Ada’nın kardeşi Reşahat Ada, tecrit kırılmadan barışın sağlanamayacağını vurguladı. Reşahat, “Bütün herkese çağrı yapıyorum gelsin nöbete destek versinler. Biz çözüm sağlasın bu zulüm yeter artık. Kanımızın son damlasına kadar zulme boyun eğmiyoruz. Çözüm sağlanana kadar biz nöbetimizi sürdüreceğiz. Önderliğin üzerindeki tecrit kalkarsa barış ve özgürlük sağlanır ama tecrit kaldırılmazsa bu düzen hep böyle gider. Bunu iyi bilsinler biz çocuklarımızın ve mücadelemizin peşini bırakmayacağız. Eğer birlik olursak güçlü bir ses çıkar. Onun için halkın, ailelerin ayağa kalkması gerekiyor. Biz ayağa kalkmazsak bir çözüm sağlanmaz” ifadelerini kullandı.  
 
‘Savaş değil, adalet istiyoruz’
 
“Biz tecridin kalkmasını istiyoruz” diyen Türkan Yıldız, tecridin sadece cezaevlerinde değil, yaşamın her alanına yayıldığının altını çizdi. Türkan, “Tecrit kalkmadan bir şey olmaz. Tecrit kalktığında cezaevindeki tutsaklarımız özgürleşecek. Biz savaş istemiyoruz, adalet istiyoruz. Buraya nöbet tutan anneler destek, moral olmaya geldik. Bu kadar zulüm, baskı yeter artık. Benim çağrım başta Kürt annelerine. Hepsi gelip nöbete destek versinler. Biz kitlenin daha çok büyümesini istiyoruz. Sayın Abdullah Öcalan özgür olursa dünya güzelleşir, cezaevlerinin kapısı açılacak” şeklinde konuştu.
 
‘Bir şeylerin yapılması lazım’
 
Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecrit kalkmadan toplumun gerçek anlamda özgürleşemeyeceğini kaydeden Şayle Gülten de şunları belirtti: “Tecrit eğer kalkarsa açlık grevi de son bulur. Bir şeylerin yapılması lazım. Önderliğin halkının içine gelmesini istiyoruz. Sadece Kürtler için değil Türkler, Aleviler, Çerkesler için de yani tüm halklar için Önderliğin özgür olması önemli.  Biz anneyiz yüreğimiz yanıyor. Cezaevlerindekilerin hepsi bizim çocuğumuz. Ondan dolayı ben de nöbete destek vermeye geldim. Son ana kadar annelerle birlikte olacağım. Ben halkın ayağa kalkmasını istiyorum. Halkın hepsinin ayağa kalkması ile bu mücadele yürütülebilir. Önceden de Önderlik için açlık grevi yapıldı, herkes ayağa kalktı şimdi de herkesin aynı şekilde ayağa kalkması gerekiyor.”