Adalet Nöbeti’ne destek: Sesimizi yükseltelim

  • 09:01 13 Aralık 2023
  • Güncel
 
Zelal Tunç - Rojda Aydın 
 
WAN - Tutsakların, “Abdullah Öcalan'a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” talebiyle başlattığı dönüşümlü açlık grevi ve aynı taleplerle  “Adalet Nöbeti”nin başlatıldığı dört kentten biri olan Wan’daki nöbet eylemine destek olan kadınlar, “Önderliğimiz özgür olmadan Kürt sorunu çözülemez” sözleriyle, “herkesin sesini yükseltmesi”  gerektiğini vurguladı.
 
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde üç yılı aşkın bir süredir ne avukatları ne de ailesiyle görüştürülmeyen PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin kaldırılması ve fiziki özgürlüğünün sağlanması için Kürdistan ve Türkiye cezaevlerinde tutsakların dönüşümlü açlık grevi, 17’nci gününde devam ederken, dışarda Tutuklu ve Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma Derneği (TUHAY-DER) öncülüğünde Çukurova, Mersin ve Wan’da başlattığı Adalet Nöbeti ise dayanışmayla sürüyor. Amed’de ise Tutuklu Aileleriyle Yardımlaşma Derneği (TUAY DER) öncülüğünde başlatılan Adalet Nöbeti de aynı taleplerle devam ediyor. Nöbet eylemlerine sivil toplum örgütleri, siyasi parti ve yurttaşların dayanışma ziyaretleri sürüyor. 
 
Eylem direniş kılamlarıyla sürüyor 
 
Wan’da yurttaşların yoğun katılımıyla süren nöbet eyleminde, “Kürt sorununun çözümü için İmralı’nın kapısı açılsın, önderliğimizin serbest bırakılsın” mesajı öne çıkarken, eylem, “Bijî berxwedana zindana” sloganı ve direniş kılamlarıyla renkli görüntülere sahne oluyor. 
 
‘Tecrit ağırlaştırılarak sürüyor’
 
Nöbet eylemini ziyaret eden yurttaşlardan Reyâ Armûşe (İpekyolu) ilçesine bağlı Sürmeli Mahallesi’nden gelen Ayten Salgür, Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin “dünyanın gündeminde” olduğunu söyledi. Son üç yıldır tecrit politikalarının derinleştiğine dikkat çeken Ayten, “Daha önce kısmi de olsa önderliğimizle bir görüşme sağlanıyordu. Eskiden avukat ve aile ile görüşme sağlanabiliyordu, ancak 12-13 yıldır ne avukatları ne de ailesiyle görüştürülmüyor” dedi. 
 
‘Kürtler tecride karşı birliğini oluşturmalı’
 
Tecritle baskı politikalarının birbiriyle bağlı bir şekilde toplumun tüm kesimlerine yayıldığını ifade eden Ayten, “Dolayısıyla tecrit sadece İmralı değil. Tecrit tüm cezaevlerinde, kurumlarda ve tüm halka yayılmış durumda. Tecridi kabul etmiyoruz. Tecrit politikalarını kınıyoruz. Önderliğimizle bir an önce görüşmeler sağlanmalı. Bugün burada söz alabiliyorsak, Kürt halkı kabul görmüş ise, bu önderlik sayesinde. Bizlerin özgürlüğü, önderliğe bağlı. Kimse kendini kandırmasın, herkes bu tecride karşı dursun. Dünyanın hiçbir yerinde bir lidere bu tecrit politikaları dayatılamaz. Başka bir ülkede on yıl dahi cezaevinde kalamazken, bizim liderimiz 25 yıldır ağır tecrit altında tutuluyor. Tecridin derinleşmesinin tek sebebi, biz Kürtlerin parçalı duruşundan kaynaklanıyor. Net bir şekilde mesajımızı vermemekten kaynaklanıyor. Kürtler, tecride karşı birliğini oluşturmalı” sözlerini kullandı. 
 
‘Tutsakların talepleri bizim de taleplerimizdir’
 
Cezaevlerinde başlatılan açlık grevine değinen Ayten şunları söyledi: “Kürt halkı olarak ayağa kalkalım, tutsaklara destek verelim. Adalet Nöbeti eylemimiz, ‘tutsakların talepleri bizim taleplerimizdir‘ demek içindir. Cezaevinde bulunan tüm tutsaklar, bizim çocuklarımızdır. Bizlerin hem Adalet Nöbeti’ne hem de açlık grevindeki çocuklarımıza sahip çıkmamız gerekiyor. Sadece düşüncelerini söyledikleri için bugün on binlerce kişi cezaevinde tutuluyor. Bu kabul edilemez. Çocuklarımıza, toprağımıza, dilimize, kimliğimize sahip çıkmamız gerekiyor.”
 
‘Tecridi direnişle kıralım’
 
Karşıyaka Mahallesi’nden gelen Ayşe Nilli ise herkesi Adalet Nöbeti’ne davet etti. Ayşe şöyle konuştu: “Önderliğimiz için ve tutsak çocuklarımız için hiçbir şey yapmıyoruz. Artık herkes bu sessizliği bozmalı ve ayağa kalkmalı. Bu tecridi direnişle kıracağız. Cezaevlerindeki kısıtlamaları kaldıralım. Tutsaklarımız yaşamını yitirdikten sonra cezaevlerinden tahliye oluyor. Bunu kabul etmiyoruz. Herkes gibi bizim de haklarımız var. Hiç kimse inkarı, baskıyı kabul etmemeli.”