‘Onlar içeride biz dışarıda direnmeliyiz’

  • 09:01 10 Aralık 2023
  • Güncel
 
AMED - 27 Kasım’da  “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” şiarıyla başlatılan açlık grevine katılan Amine Kaya’nın annesi Meryem Soylu, cezaevlerindeki eylemin karşılığını bulması gerektiğine, “Kürt halkı kötü şartlar altında ağır bedeller ödedi”  sözleriyle dikkat çekti. Meryem, “Onlar içeride biz dışarıda direnmeliyiz” dedi. 
 
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 25 yıldır ağır tecrit koşullarında tutulan ve 33 aydır kendisinden hiçbir haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için 27 Kasım’da başlatılan açlık grevi devam ediyor. Açlık grevine katılanlardan biri de yaklaşık 3 yıldır İstanbul Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan hasta tutsak Amine Kaya. Amine’nin annesi Meryem Soylu, tecride ve açlık grevlerine dair konuştu.
 
‘Varlık yokluk süreci’
 
Başlatılan eylemin sadece cezaevlerinde değil dışarıda da ses getirmesi gerektiğine dikkat çeken Meryem, “Artık bu zulme ‘yeter’ denilmeli” sözlerini kullandı. Açlık grevinin cezaevlerinde zor şartlar altında gerçekleştiğini belirten Meryem, “Önderlik için başlatmış oldukları eylem hem anlamlı hem değerli. Dışarıda olan halkımız önderliğe,  önderliğin iradesine, kendi iradesine sahip çıkmalı. Kürt halkı bu uğurda her şeyini, canını, evini, malını feda etti.  Geçtiğimiz bu süreç çok önemli. Halkımız bu süreçte elini vicdana koymalı, elini taşın altına koymalı. Önderliğe, özgürlüklerine, şehitlerinin haklarına, ülkelerine sahip çıkmalılar. Halkımız artık durmamalı. Bu süreç Kürt halkının varlık yokluk sürecidir” sözleri ile cezaevlerinde başlatılan eyleme destek çağrısında bulundu.
 
‘Dünya tarihinde tecrit üzerine tecrit görülmemiş’
 
Meryem, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın özgür olmasıyla Kurdistan’ın özgür olabileceğine vurgu yaparken, dünya tarihinde eşi görülmemiş bir tecrit uygulandığının altını çizdi. Meryem, “Kürt halkı kötü şartlar altında ağır bedeller ödedi. Köyleri yakıldı, evleri talan edildi, tutuklamalar, işkenceler oldu. Kürt halkının başına gelmeyen şey kalmadı. Tüm bunlara rağmen Kürt halkı, ‘Senin karşındayım, bir kişiyi tutuklasan yerine 10 kişiyi koyarız, birini şehit düşürsen yerine 10 kişi koyarız’ dedi. Bu halk şu ana kadar bu sisteme, vahşete bu şekilde cevap verdi. Bundan sonra da daha istekli, inançlı, iradeli bir şekilde sisteme karşı çıkmalılar” ifadelerine yer verdi. Devletin Abdullah Öcalan’dan korktuğunu kaydeden Meryem, “Önderliğin bu halka liderlik edecek olmasından korkuyorlar. Dünya tarihine baktığımızda da tutuklu birine tecrit üzerine tecrit uygulandığı görülmemiş.  Demek ki önderliğin iradesinden, felsefesinden korkuyorlar. Ne ailesinin ne de avukatlarının onunla görüşmesine izin veriyorlar. Bu kabul edilemez” dedi.
 
‘Cezaevlerinde şartlar eskisinden kötü’
 
Kızı Amine’nin daha önce safra kesesinden ameliyat olduğunu söyleyen Meryem, şimdi de gözlerinde sorun olduğunu fakat yapılan randevu taleplerinin kabul edilmediğini dile getirdi. Meryem, “Ben de 9 sene cezaevinde kaldım ve cezaevindeki şartları biliyorum ama şimdi daha kötü ve tecrit uygulanıyor.  Arkadaşlarımız hasta oluyor hastaneye götürmüyorlar, doğru düzgün bir yemek yemiyorlar.  Her türlü vahşet ve baskı cezaevlerinde var. Yine tüm bunlara rağmen, ‘Önderliğin özgürlüğü, iradesi için açlık grevine gireceğiz ve elimizden ne gelirsen yapacağız’ diyorlar” şeklinde konuştu.
 
‘Kızımı ve arkadaşlarını kutluyorum’
 
Kızının ve yanında bulunan tutsakların kötü şartlara tutulmalarına ve hasta olmalarına rağmen açlık grevine girdiklerini hatırlatan Meryem şunları söyledi: “Kızımı ve arkadaşlarının önderlik  için  girecekleri eylemi kutluyorum. Onu arkadaşlarından ayrı tutmuyorum. Arkadaşları ne yaşayacaksa o da yaşayacak. Kızım 3 şehidin kız kardeşidir. Önderlik için hasta olarak greve girse de onu ve arkadaşlarını kutluyorum.  Halkımıza çağrım, ‘Ben Kürt’üm’ diyen Kürt, önderliğin özgürlüğü için cezaevlerinde açlık grevine giren arkadaşların yanında, onlar da dışarıda ellerinden ne gelirse yapmalı. Bu süreçte hem cezaevlerindeki arkadaşlara destek olmalılar, hem de önderliğin özgürlüğü için ellerinden ne geliyorsa yapmalılar.”