İSTANBUL - 974’üncü hafta eylemlerinde hafıza mekanları Galatasaray Meydanı’na karanfil bırakan Cumartesi Anneleri, “Hayrettin Eren ve tüm kayıplarımız adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz” sözleriyle gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren’in akıbetini sordu.

 

Gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 28 yıldır sürdürdükleri mücadele kapsamında her hafta Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri / İnsanları, eylemlerini 974’üncü haftasında da büyük bir direniş ve kararlılıkla gerçekleştirdi. Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) verdiği “ihlal” kararlarına rağmen 29 hafta boyunca Galatasaray Meydanı’na girmeleri Beyoğlu Kaymakamlığı’nın “yasak” kararı gerekçe gösterilerek engellenmek istenen Cumartesi Anneleri, geçtiğimiz haftalarda direnişleri sonucunda meydana yürüyerek açıklama gerçekleştirmişti. 32 hafta sonra da mücadeleleri sonucunda Galatasaray Meydanı’na yürüyerek eylemlerini bir kez daha gerçekleştirdi.

 

Her kesimden dayanışma

 

Bu hafta da eylem öncesi İstiklal Caddesi’nin tüm sokakları onlarca gözaltı aracı ve polis tarafından kapatıldı. Çok sayıda Cumartesi Annesi / İnsanı’nın katıldığı bu haftaki eylemde, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Kadın Meclisi, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi üyeleri ile birlikte çok sayıda hak savunucusu da yer aldı.

 

Hayrettin Eren’in akıbetini sordular

 

Anneler, ellerinde taşıdığı karanfil ve kayıp yakınlarının fotoğraflarıyla Galatasaray Meydanı’na yürüyüş gerçekleştirdi. Bu haftaki eylemde, 1980 yılında İstanbul Saraçhane’de özel tim ekipleri ve askerler tarafından gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Hayrettin Eren’in akıbeti soruldu.

 

Basın açıklamasını ise İHD İstanbul Şubesi Sekreteri Oya Ersoy okudu.

 

Annesine ‘gözaltında değil’ denildi!

 

Gözaltında kaybedilenlerin hikayelerini kamuoyuna duyurmak, unutulmalarının önüne geçmek amacıyla her hafta bir ayara geldiklerini söyleyen Oya, faillerin yargılanması için taleplerinden ve kararlılıklarından vazgeçmeyeceklerini vurguladı. Bu haftaki eylemlerinde gözaltında alındıktan sonra kaybedilen Hayrettin Eren’in akıbetini sormak için meydana çıktıklarını paylaşan Oya, “12 Eylül darbe koşullarında hakkında arama kararı vardı. 21 Kasım 1980 tarihinde otomobili ile Saraçhane’ye gitti. Burada buluştuğu arkadaşı ile birlikte gözaltına alındı. Hayrettin, arkadaşı ve otomobili önce Karagümrük Karakolu’na, oradan da Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Hayrettin, Gayrettepe Siyasi Şube’nin bodrum katında ağır işkence altındayken, kapıda bekleyen annesine ‘Gözaltında böyle biri yok!’ denildi. Emniyetin bahçesinde duran otomobili gösterip, ‘Oğlumun arabası burada kendisi nasıl yok?’ diye ısrar eden Elmas Eren tartaklanarak dışarı atıldı. Sonra Hayrettin’in arabası da kaybedildi” dedi. 

 

Ailesi üç kuşaktır Hayrettin’i arıyor

 

Hayrettin’in gözaltına alındığı esnada işkenceye maruz kaldığını ifade eden Oya, işkenceye tanıklık eden çok sayıda kişinin de olduğunu belirtti. Oya, “İşkencedeyken gören çok sayıda tanık vardı. Ancak onun gözaltına alındığı inkar edildi. Sıkıyönetim Savcılığı’na yapılan suç duyuruları sonuçsuz bırakıldı. Aradan geçen 43 yılda da ailenin tüm girişimlerine rağmen hukuk işletilmedi. Hayrettin Eren’in akıbeti gizlendi, onu kaybedenler cezasız bırakıldı. Eren ailesi üç kuşaktır Hayrettin’i ve adaleti aramaktan vazgeçmedi” dedi.

 

‘Adalet sağlanana kadar bu dava kapanmayacak!’

 

Oya, “974’üncü haftamızda bir kez daha ‘Hayrettin Eren’in akıbeti açıklanana, korunan failleri yargılanıp cezalandırılana, adalet sağlanana kadar bu dava bizim için kapanmayacak’ diyoruz. Kaç yıl geçerse geçsin, Hayrettin Eren ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz” mesajını verdi.

 

Karanfil bıraktılar

 

Açıklamanın ardından Cumartesi Anneleri, hafıza mekanları Galatasaray Meydanı’na karanfiller bırakarak eylemlerini sonlandırdı.