Tecride ve şiddete karşı alanlarda olacaklar

  • 09:02 25 Kasım 2023
  • Güncel
 
AMED - TJA’lı Çağlar Demirel, başlattıkları “Bi jin jiyan azadiyê ber bi azadiyê ve“ kampanyasına dikkat çekerek kadına yönelik şiddete, tecride karşı kadın özgürlüğü mücadelesini sürdüreceklerini ve 25 Kasım’da da alanlarda olacaklarını vurguladı. 
 
Kadına yönelik şiddet, katliam ve hak  ihlalleri giderek artarken, kadınlar da 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısı ile bir kez alanlarda seslerin yükseltiyor. Tevgera Jinên Azad’lı (TJA) Çağlar Demirel konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 
 
Jin jiyan azadî dünyaya yayıldı
 
Kadınların bu yıl da eril zihniyet ve devlet tarafından katledildiğini belirten Çağlar, katliam ve şiddete karşı kadınların da direnişini sürdürdüğünü söyledi. Çağlar, devlet eliyle özel savaş politikalarının uygulandığını geçtiğimiz yıllarda Êlih’te (Batman) İpek Er’in intihara sürüklendiğini hatırlatarak “Yine Mêrdîn’in Dêrik ilçesinde korucuların tacizleri oldu. 90’lı yıllarda da bu böyleydi. Bu özel savaş yöntemleri  Kürtler ve özellikle kadınlar üzerinde yürütülüyor. Bu yüzden de tarihten bu güne kadınların mücadelesi nasıl devam ettiyse bu gün de devam ediyor. Tevgera Jinên Azad yeni bir kampanya başlattı. ‘Bi jin jiyan azadiyê ber bi azadiyê ve’ şiarı ile hem kadına yönelik şiddet hem tecride karşı hem de kadın mücadelesini büyütmek için başlatıldı. Kadına yönelik şiddeti kabul etmiyoruz. Bu yüzden de mücadelemizi sürdürüyoruz. Yıllardır bizler gözaltına alınıp tutuklanıyoruz, cezaevinde tecritle karşı kaşıya kalıyoruz. Mücadeleden vazgeçmedikleri için siyasetçi arkadaşlarımız cezaevlerinde. Gerçekten de savcılıklar Kürt kadınlara karşı çalışıyor. Ancak Kürt kadınlar da bizi öldürseniz de gözaltına alıp tutuklayarak cezaevlerine de koysanız mücadelemizi her yerde dillendireceğiz diyorlar. Jîna Emînî’nin mücadelesi  ‘jin jiyan azadî’ ile tüm dünyaya yayıldı” ifadelerini kullandı.
 
Kadınlar alanlarda olacak
 
İktidarın sistemini kadınlara karşı inşa ettiğini belirten Çağlar, kadınların sokaklardan ve çalışmalardan uzak tutulmak, eve kapatılmak istendiğini dile getirdi. İktidarın fuhuş, taciz, tecavüz ve uyuşturu ile  kadınları düşürmek istediğini vurgulayan Çağlar, şunları söyledi: “Kadını düşürürsek toplumu da düşürebiliriz diyorlar. Kadınları eve hapsedersek toplumu da sessizleştiririz diyorlar. Kadınlar ne yapıyor? Biz durmuyoruz. Tarihten günümüze kadın özgürlüğü için çalışmalar yürütülüyor. Riha’da açıklanan ‘Bi jin jiyan azadî ber bi azadiyê ve’ kampanyası her yere yayıldı. Kampanya 8 Mart’a kadar sürecek. Kampanya özellikle Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik tecride karşı başlatıldı. Çünkü İmralı’daki tecrit giderek ağırlaşıyor. Eğer İmralı kapısı açılırsa, kadının sesi daha çok çıkar. Kadınlar önderliklerine yönelik tecridin kalkması ve kadın özgürlüğü için bu kampanyayı sürdürüyor. Kadınlar 25 Kasım’da da alanlara çıkıp özgürlük taleplerini dile getirmeyi sürdürecek.” 
 
Kadınlar topluma öncülük ediyor
 
 
Rojhilat, Başûr, Rojava ve Filistin’de de kadınların hedef alındığına dikkat çeken Çağlar, Nagihan Akarsel’in jineoloji çalışmalarını sürdürmesinden dolayı Güney Kurdistan’da katledildiğini söyledi. Dominik Cumhuriyeti’nde Mirabal kardeşlerin katledilmesini  hatırlatan Çağlar, her yerde bunun yapılmak istendiğini belirtti. “Ancak kadın ideolojisi her geçen gün güçleniyor ve kadınlar mücadeleleri ile cevap oluyor” diyen Çağlar, “Her şeyden önce devlet kadınlardan korkuyor. Çünkü kadınlar topluma ve dünyaya öncülük ediyor. ‘Jin jiyan azadî’ felsefesi de buradan geliyor” şeklinde konuştu. 
 
Keyfi olarak bırakılmıyorlar
 
Kadın tutsakların durumuna da dikkat çeken Çağlar, yargı eliyle mücadele eden kadınların cezavende tutulduğunu, 25 Kasım’ı cezaevinde karşıladıklarını söyledi. Çağlar, son olarak şunları belirtti: “Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel, Ayla Akat, Figen Yüksekdağ ve diğer siyasetçi kadınlar cezaevinde. Gültan Koşanak 7 yıldır Kandıra Cezaevi’nde uzun tutukluluk hali bitmiş olmasına rağmen bırakılmıyor. Bu özel savaş politikasıdır. Ancak kadınların cezaevlerinde de mücadelesi sürüyor. Yine Sincan’da 12 arkadaşımız infazları bitmesine rağmen keyfi olarak bırakılmıyor. Türkiye kendi hukukuna uymuyor. Ancak bizler de kadın özgürlüğü için mücadele ve direnişimizi sürdüreceğiz. 25 Kasım’da alanlarda olacağız.”