Kobanê gibi Rojava’ya da sahip çıkma vurgusu

  • 09:02 14 Ekim 2023
  • Güncel
 
 
Rojda Aydın
 
WAN - Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarını değerlendiren Wan’daki siyasetçiler, birlik olma vurgusu yaparak, “Nasıl ki Kobanê düşmedi, Rojava da düşmeyecek” dedi.  
 
Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıları sürerken, buna karşı tepkiler de büyüyor. Kurdistan’ın birçok kentinde halk Türkiye’ye tepki göstererek uluslararası kurumların da sorumluluklarının yerine getirmesini istiyor. 
 
Wan’da kadın siyasetçiler de Türkiye’nin saldırılarına tepki göstererek bir an önce saldırılara son verilmesini istedi. 
 
‘Kadınlar saldırılara karşı duruyor’
 
Wan’ın (Van) Rêya Armûşê (İpekyolu) ilçesi Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eşbaşkanı Dilan Çelik, Rojava’ya yönelik saldırıları kınayarak, saldırıların ilk olmadığını belirtti. Dilan, yıllardır Rojava’ya yönelik saldırılar olduğunu belirterek, kadın devrimi ile bu saldırıların boşa çıkarıldığını söyledi. Dilan şöyle devam etti: “Saldırılar bugün de sürüyor. Kadınlar bu saldırılara karşı mücadele ediyor. Türk devleti, devrimden, kadınların düşünce ve fikirlerinden korkuyor. Saldırılarla bunu engellemeye çalışıyor. İktidar, bu devrimin kadın öncülüğünde gerçekleştiğini iyi biliyor. Bu yüzden de 'eğer kadınların önünü alırsam, her şeyi engelleyebilirim' diye düşünüyor. Bundan dolayı da Rojava ve kadın devrimine daha çok saldırıyor. Rojava’ya yönelik bugün gerçekleştirilen saldırılarda siviller, kadınlar ve çocuklar katlediliyor. Yurttaşların yerleri bombalanıyor. Biz Rojava’ya yönelik saldırıları kabul etmiyoruz ve şiddetle kınıyoruz.”
 
‘Nasıl ki Kobanê düşmedi Rojava da düşmeyecek’
 
İsrail ve Filistin arasındaki savaşa da dikkat çeken Dilan, “Bugün Filistin ve İsrail arasında da bir çatışma var. Herkes  buna tepki gösteriyor. Din adı altında bu saldırılara tepki gösterenler, neden Rojava’ya yönelik saldırılara tepki göstermiyor? İnsanca yaklaşılmalı ve insanlar arasına ayrımcılık koymamalı. Rojava göz önünde. Yıllardır da saldırı altında. Bu saldırılarda siviller katlediliyor. Bugün orada insanlık suçu işleniyor. Din adı altında kimlikler ve insanlar arasında ayrımcılık yapılıyor. Nasıl ki İsrail ve Filistin arasındaki savaşa tepki gösteriliyorsa, Türkiye’ye de tepki gösterilmeli. İnsan dindar olursa kimliklere bakmamalı. İnsan insandır, savaş da savaştır. Böylesi bir savaşta insanlığımızı sorgulamalıyız. Bu yüzden de Rojava’ya yönelik saldırıları kabul etmemeliyiz. Kendine insanım diyenler bu Rojava’ya karşı yürütülen savaşı kabul etmemeli ve tepki göstermeli. Kürtleri katlederek  kimliklerini  yok etmek istiyorlar. Rojava’da güzel bir mozaik var. Güzel bir yaşam inşa edilmiş. Orada örnek bir yaşam var. Bu iktidarı korkutuyor. Demokratik yaşam orada büyük bedeller verilerek inşa edildi ve bunu ortadan kaldırmak istiyorlar. İktidar Kürtlerden korkuyor. Nasıl ki Kobanê düşmedi, Rojava da düşmeyecek. Kadınlar bu devrimin öncüsü oldukça devrim de, Rojava da ve Kobanê de düşmeyecek” ifadelerini kullandı. 
 
'Konu Kürtler olunca herkes sessiz’
 
DBP Tuşba Eşbaşkanı Nahide Korkmaz da, yıllardır Rojava da bir savaş olduğunu söyleyerek kadın ve çocukların hedef alındığını, katledildiğini belirtti. Rojava’ya yönelik saldırıların bir an önce sonlandırılmasını isteyen Nahide şunları dile getirdi: “Rojava’da kadınlar sürekli öncüyüdü. Bu yüzden kadının gücüne inanıyoruz. Bu savaşın durmasını istiyoruz ve bu katliamların durdurulmasını istiyoruz. Artık kadın ve çocukların katledilmesini istemiyoruz. İktidar, Kürt halkını istemiyor ve tanımıyor. Bu yüzden kazanımlarına ve topraklarına saldırıyor. Bu yılların mücadelesi. İktidar en çok da kadınların gücünden korkuyor. Ancak biz asla mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Rojava’ya yönelik saldırıları da boşa çıkaracağız. Nasıl ki Rojava’da kadın devrimi gerçekleşti bugün de bu saldırılar boşa çıkarılacak. Bu saldırılara karşı biz Kürtler birlik olmalıyız. İktidar, kadınların gücünden korkuyor. Ama kadınlar yine bu sürecin ve devrimin öncülüğünü yapacak. Kadın devrimi bu saldırıları da boşa çıkaracak. Herkes Rojava’ya yönelik saldırılara karşı sessiz. İsrail ve Filistin arasındaki savaşa tepki gösterenler, aynı tepkiyi Türkiye’ye karşı göstermiyor. Biz Kürtler iktidarın saldırılarına karşı sürekli direniyoruz. Amacımız özgür ve eşit bir yaşamı inşa etmek. Ancak buna karşı çıkıyorlar ve söz konusu Kürtler olunca herkes sessiz ve Kürtlere karşı. Filistin’e saldırılara tepki gösterenler, Rojava’ya karşı sessiz. Ancak tüm savaşlara karşı ses çıkarılmalı. Kadın devrimi bu saldırıları da boşa çıkaracak. Bu savaşın durdurulmasını istiyoruz, insanlar katledilmesin.”
 
 Artık yeter!
 
Rojava Devrimi’nin kadınlar öncülüğünde gerçekleştiğini hatırlatan Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nden (Yeşil Sol Parti) Herdem Acar, bu devrimin tüm dünyaya örnek olduğunu söyledi. Herdem, şunları belirtti: “Rojava Devrimi’ne tahammül edemedikleri için yıllardır saldırılar sürüyor. AKP iktidarı tehditleri ardından Rojava’ya saldırıyor. Rojava’da toprağa, sivillere, kadın ve çocuklara saldırı gerçekleştiriliyor, oradaki kazanımlar hedef alınıyor. Sadece bugün değil, Rojava’da baştan beri yürütülen savaşta insanlık suçları işleniyor. Savaş ahlakında da bu yok. İnsanlar Filistin ve İsrail çatışmasına tepki gösteriyor. Aynı duyarlılığın Rojava için de gösterilmesi gerek. Burada katliam var ve insanlık suçu işleniyor. Söz konusu Kürtler olduğunda yaklaşım farklı oluyor. Rojava’da kadın ve çocuklar katlediliyor. Yaşamın her alanında tepki gösterilmeli. Artık bu savaşa yeter denilmeli.”
 
‘Söz konusu Kürt halkı ve Kurdistan’
 
Herdem, iktidarın saldırılarla Kürt kimliğini ve topraklarını yok etmek istediğini belirterek, “Kuzey, Güney, Rojhilat’a baktığımızda aynı sistem var. Buralarda Kürtlere saldırılıyor. Savaşla, gözaltı, tutuklamalarla, katliamlarla Kürt halkını durdurmak istiyorlar. İktidar tüm gücünü Rojava’ya karşı kullanıyor. Yıllardır saldırıyor. Tüm Kürt halkı buna karşı tepki göstermeli. Konu sadece Rojava da değil, tüm Kürt ve Kurdistan. Tüm Kürtler birleşmeli ve artık yeter demeli. Örgütlü bir tutum göstermeli” dedi.