Gözaltından cezaevine kadar işkence ve adli koğuş dayatması

  • 09:07 13 Ekim 2023
  • Güncel
 
ANKARA - PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük uluslararası komployu protestoda gözaltına alınan ardından tutuklanan DBP Eş Genel Başkan Yardımcısı Zekiye İlbasan’ın gözaltına alınırken polis tacizine maruz kaldığını söyleyen Aynur Sarıca, cezaevine götürüldüğünde arkadaşlarının çıplak aramaya maruz kaldığını ve adli koğuşa götürülme dayatması ile karşı karşıya kaldığını söyledi.
 
Amed’de 9 Ekim’de PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük uluslararası komployu protesto etmek için alanlara çıkan ve ardından darp edilerek gözaltına alınanlar arasında olan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Zekiye İlbasan, 10 Ekim’de “Polise mukavemet etmek” iddiasıyla tutuklandı. Gözaltından, cezaevine götürülme sürecine kadar, Zekiye’nin polisler tarafından tacize ve şiddete maruz kaldığı öğrenildi. 
 
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Kadın Meclisi Sözcüsü Aynur Sarıca, Zekiye İlbasan’a  yönelik taciz ve şiddete ilişkin konuştu. 
 
‘Tecridin kırılmasını istemeyen aklı gördük’
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Tevgera Jinên Azad (TJA), DBP’in de aralarında olduğu birçok kurumun 8 Ekim’de İstanbul’da 9 Ekim’de Amed’e alanlara çıktıklarını söyleyen Aynur, “Tecridi derinleştirmek isteyen faşizmin gücü ile karşı karşıya kaldık. Tecridin kırılmasını istemeyen, demokratik siyasetin genişletilmemesi için mücadele eden, demokratik ulusun yaşatılmaması için direten akıl, sokaklarda bir güç ve barikat olarak kendisini öne çıkardığını gördük. İstanbul’da da Amed’de de o akıl saldırılarıyla kendisini gösterdi. Biz yine kararlı ve istikrarlı bir şekilde mücadelemizi yükseltme kararındayız” dedi.
 
‘Kadın arkadaşlarımız tacize maruz kaldı’
 
9 Ekim’de Amed’e yaptıkları protesto eyleminde özelde kadınlara genel olarak alanda bulunan herkesin polislerin şiddetine maruz kaldıklarını kaydeden Aynur, “Eylem yapılmak istenilen alanlarda bir abluka vardı. Anayasal haklar çerçevesinde yapılmak istenilen bir etkinlik, hiçbir karar, anayasa, hukuk gözetilmeden gözaltılara başlanıldı. Arkadaşlarımız ablukaya alınarak, ‘dağılın’ ihtarı yapıldı. Ablukaya alınan arkadaşlarımızın, ‘uçarak’ gitmesini bekleyen bir anlayış söz konusu. Bu ihtardan hemen sonra arkadaşlarımız darp edilerek gözaltına alındı. Kadın arkadaşlarımızın gözaltına alınmaya çalışıldığı sırada kadın polisler değil erkek polisler öne sürüldü. Erkek polislerin hemen öne gelmesinin fiziki güç kullanılarak daha fazla işkence ve şiddet uygulama politikası olduğunu da biliyoruz. Kadın arkadaşlarımız erkek polisler tarafından gözaltına alınırken, tacize maruz kaldılar” diye belirtti.
 
Emniyetten cezaevine şiddet ve taciz
 
Aynur, “Polise mukavemet etmek” iddiasıyla 10 Ekim’de tutuklanan DBP Eş Genel Başkan Yardımcısı Zekiye İlbasan’ın yaşadığı polis tacizini şöyle aktardı: “Zekiye arkadaşımız gözaltı aracına götürülüyor. O sırada yaşlı bir amcanın gözaltı aracına alınmasını engellemek isterken bir erkek polis tarafından taciz ediliyor. Zekiye arkadaşımız taciz edildiğini söylediğinde ise darp ediliyor. Arkadaşımız gözaltı süresi boyunca kolluğun baskısına maruz kalıyor. Arkadaşımıza imzalatmak istedikleri evraklarda okuma gözlüğü olmadığı için imzalamak istemiyor. Bunu söylediğinde ise yine darp ediliyor. Hukuki bir eylemde farklı evrak imzalattırmak istenilerek, eylemi farklı lanse etmek istiyorlar. Bu duruma itiraz ettiğinde arkadaşımız yine darp ediliyor. Gözaltı sonrasında savcılığa götürülmek üzere adliyeye götürülen Zekiye arkadaşımız, savcılık ifadesi alınmadan sulh ceza hakimliğine sevk ediliyor. Bir ifade, tutanak olmadan, avukatlarına dahi haber edilmiyor. Demokratik siyaset mücadelesi yürüten neferler olarak olduğumuz yer çok net bellidir. Böyle bir durumda durumun adli vaka olarak gösterilmesi kabul edilemez. Tüm yaşatılan hukuk dışı işlemlerden sonra arkadaşımızı adli koğuşa götürme dayatması oluyor. Arkadaşımız buna itiraz ettiği için şuan tek başına bir hücrede tutuluyor. Biz siyasetçilerin adli koğuşlarda can güvenliğimizin olmadığını net söylüyoruz. Özellikle kadın arkadaşlarımıza dönük işkence sistematiği var. Arkadaşımız siyasi koğuşa geçmek istediğini söylemesine rağmen reddediliyor ve tek hücrede tutulmaya devam ediliyor.”
 
Çıplak aramayı kabul etmediği için şiddete maruz kaldı
 
Zekiye’nin adli koğuşa götürülme dayatmasının örgütlü topluma bir dayatma olduğuna dikkat çeken Aynur, Zekiye İlbasan’ın can güvenliği sağlanmadan adli koğuşa götürülmesinin suç olduğunu kaydederek, bu durumu kabul etmediklerini belirtti. Aynur, “Arkadaşımız, cezaevine götürüldüğünde çıplak arama dayatması yapıldı. Bu çıplak aramanın insanlık dışı bir olay olduğunu biliyoruz. Arkadaşımız buna itiraz ettiği için bir kez daha şiddete maruz kalıyor. Zekiye arkadaşımız adli koğuşa götürülmesi durumunda açlık grevine başlayacağını belirtti. Arkadaşımız serbest bırakılıncaya kadar itirazımızı dile getireceğiz. Bu durumun kadın bedeni üzerinden yapıldığını da görmek gerekiyor. Nihayetinde bir kadın arkadaşımızın erkek polisler tarafından taciz edilmesi, uzun süredir anlattığımız ve anlatmaya devam ettiğimiz kolluğun kadına olan düşmanvari yaklaşımıdır, bunu politika haline getirdiler. Tüm bunlara karşı darp raporunu dahi dosyaya getirmeyen kolluktan söz ediyoruz. Neden bu durumun delillenmesi yapılmıyor? Mahkeme sürecinde de kolluğun söylemleri esas alındı. Bunu teşhir etmeye devam edeceğiz. Kolluk, kadınlar üzerindeki şiddetini çekmek zorundadır ve kadın arkadaşımız serbest bırakılmalı” sözlerini kullandı.