'Hasta tutsaklar bırakılsın!'

  • 09:02 29 Eylül 2023
  • Güncel
 
WAN - Siyasi tutsaklara kin güdüldüğünü söyleyen Saliha Martı, Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan hasta tutsak olan oğlu ve tüm hasta tutsakların bırakılması gerektiğini söyledi. 
 
Kurdistan ve Türkiye’de bulunan cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri ve hasta tutsakların durumu gün geçtikçe ağırlaşıyor. PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecride bağlı olarak artan hak ihlalleri, tüm tutsakları etkilediği gibi özelde hasta tutsakları etkiliyor. Adli Tıp Kurumu (ATK) siyasi bir kurum rolü oynayarak hasta tutsaklara “cezaevinde kalabilir” raporları verip başvuruları reddediyor. İnsan Hakları Derneği (İHD) 2022 ve 2023 yılında son 17 ayda cezaevinde yaşamını yitiren tutsakların sayısının 2022 yılında 78, 2023 yılının ilk 5 ayında ise 15 tutsak olmak üzere 93 kişi olduğunu açıklamıştı. Yine İHD verilerine göre, hâlâ 651'i ağır olmak üzere bin 517 hasta tutsak cezaevinde tutuluyor.
 
Hasta tutsaklardan biri olan Seyfettin Martı 2015 yılından bu yana Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutuluyor. FMF (Ailevi Akdeniz Ateşi) hastası olan ve göz tansiyonu olan Seyfettin, 2021 yılında kalp krizi geçirdi. Hastalığı sebebiyle birçok kez hastaneye kaldırılan Seyfettin’in tahliye edilmesi talebiyle yapılan başvurular ise reddediliyor. Seyfettin’in annesi Saliha Martı, hasta tutsakların bir an önce serbest bırakılması gerektiğini ifade ederek ayrıca bu sebeple yaşadıkları maddi ve manevi sorunlara dikkat çekti.
 
‘Cezaevinin kötü koşulları bize de yansıyor’
 
9 yıldan bu yana tutsak olan oğlunun doğuşundan beri FMF hastası olduğunu belirten Saliha, “Sürekli hap kullanıyor ama orada hap veriyorlar mı vermiyorlar mı, bilmiyorum. Revir için de ‘Biz büyük olaylar çıkarmadan, dile gelmeden, günlerce aylarca bizi revire çıkarmıyorlar’ diyor. Cezaevi koşulları çok kötü. Biz bile görüyoruz, yansıyor bize. Biz oraya giderken artık onların aramaları bizi bıktırıyor. Orada arama, burada arama. Başta bir defa arama yaptın mı, tamamdır. Daha ben neyi, nerede alacağım? Bir defa girişte, bir defa diğer tarafta, bir defa da onların yanına tam giderken arama yapıyorlar işte. Aramada bile rahatsız oluyoruz. Zaten onlar rahatsızlık vermek istiyorlar” dedi.
 
‘Evde olsalar en azından gözümüzün önünde olurlar’
 
Oğlunun ilaçlarının verilip verilmediğine dair bir bilgilerinin olmadığını tekrarlayan Saliha, oğlunun da ailesinin olumsuz yönde etkilenmemesi için bu konuda bir bilgi vermediğini kaydederek “Bir de göz tansiyonu var. Gözlük takıyordu, bir ara çok rahatsızdı. Bazen bazı hasta tutsaklar rahatsızlandığında hastaneye kaldırıyorlar ama ailelere sonradan haber veriyorlar. Hasta tutsakların çıkması gerekiyor. Evde olsalar, kelepçe mi takıyorlar artık ne yapıyorlarsa hiç olmazsa gözümüzün önünde olsun. Hiç olmazsa biz sahip çıkalım. Evde biz bilelim, derdi nedir, bakalım sorunu nedir. Ama öyle bir şey yok” şeklinde konuştu.
 
‘Hasta tutsakları ayrıca cezalandırıyorlar’
 
Oğlunun ne bir suç işlediğini ne de birini öldürdüğünü söyleyen Saliha, yalnızca bir etkinlikte pankart taşıdığını ve bunun ceza alması için bahane edildiğini vurgulayarak “Hasta olan tutsakları ayrıca cezalandırıyorlar. O hastadır, gencecik çocuk girdi içeri, resmini de gördünüz şimdi asla o resimdeki haline benzemiyor. Bayağı yaşlanmış. Siyasi tutsaklara kin güdüyorlar. Yani o kin neyedir? Eğer kin güdüyorsan, bu bayrağın altından çıkar sonra kin duy. Katilleri çıkarıyorsun, hırsızları çıkarıyorsun. Bir de takım elbise giydiriyorsun mahkemede. Ama neden bunlara bu kadar kin güdüyorsun, ben anlamıyorum” diye belirtti.
 
Maddi sorunlar
 
Oğlunun evli olmasının da onları zorladığını dile getiren Saliha, maddi olarak durumlarının da iyi olmadığını paylaşarak “Durumumuz zaten bellidir. Benim eşim zaten çalışmıyor, çalışmamış emekli değil, yaşlılık maaşını alıyor. Oğlumun eşi çalışmıyor, benim diğer oğlum da FMF hastasıdır. İnşaatlarda falan çalışamıyor. Hafif bir iş olduğunda çalışıyor, olmadı mı çalışamaz. Durumumuz böyleyken iki çocuğu ben nasıl okula bırakayım? Okula da gitmek zorundalar. Ben de kiradayım. O içeridedir onun masrafı daha fazladır. Her hafta gidip görmek zorundayım. Ondan sonra para lazım oluyor ona. Bir kantinimiz var diyor o da beş yüz, altı yüz lira” şeklinde konuştu.
 
‘Gözüm hep yolda’
 
Hasta tutsakların ve oğlunun serbest bırakılması için çağrıda bulunan Saliha, “Benim için değil, onun sağlığı ve çocukları için bırakılsın. Gelsin de çocuklarına yetişsin. Serbest bırakılırsa hem kendisi tedavi olur, hem çocuklarına bakar. Şimdi sorumlu benim, mecburum çünkü. Dilencilik bile yapsam ben o çocuklara bakmak zorundayım. Benim hep gözüm yoldadır ama babaları yok. Bilmiyorum ne garezleri var, neyin intikamı var, ne kinleri var? Yeter, bu kin gerçekten yeter. Hırsızları neden bırakıyorsun kin duymuyorsun? Tecavüzcüleri neye bırakıyorsun kin duymuyorsun? Benim oğlum hiçbir şey yapmamış” diye ifade etti.
 
‘Hasta tutsaklar mutlaka serbest bırakılmalı’
 
Saliha son olarak şu ifadelere yer verdi: “Hasta tutsaklar mutlaka serbest bırakılmalı. Eşinin gece gündüz gözü yoldadır, yazık günah değil mi? Ben annesiyim, gece gündüz gözüm hep yoldadır. Siz hiç mi Allah’tan korkmuyorsunuz? Ben onun bir an önce bırakılmasını istiyorum. Böyle olmuyor. Gelsinler, evimin halini görsünler. Bakalım ne düşünecek, ne yapacaklar? Bir saat kendini benim yerime koysunlar. Bir sürü hasta tutsak öldü, tabutları cezaevinden çıktı. Bir an önce çıksın ben başka bir şey istemiyorum”