Depremzedeler kendini güvende hissetmiyor

  • 09:17 20 Eylül 2023
  • Güncel
 
SEMSÛR - Semsûr'da depremin olduğu andan bu yana depremzedelere psikolojik destek veren psikolog Fadime Temel, kadın ve çocukların yaşadığı şiddet ve istismarı anlatarak, “Kadınlar güvende hissetmiyor” dedi. 
 
Kurdistan ve Türkiye illerinde meydana gelen 6 Şubat depreminin ardından etkiler hala sürüyor. 7 ay geçmesine rağmen depremzedeler barınma ve beslenme sorunu başta olmak üzere birçok sorunla karşı karşıya kalmakta. Depremin etkilerini psikolojik olarak yaşamaya devam eden yurttaşların, normal bir yaşama geçememesi ise etkileri arttırıyor. Semsûr da bu etkileri ve depremin izlerini hala yoğun yaşayan kentlerden biri. Büyük çoğunluğunun yıkıldığı Semsûr, can kaybının da en fazla yaşandığı kentlerden. İlk günden bu yana kentte yurttaşlara psikolojik destek veren Psikolog Fadime Temel, özellikle kadınların depremin etkilerini daha ağır yaşadığına dikkat çekti. 
 
‘Kadınlar güvenlik problemi yaşıyor’
 
Kadınların en çok yaşadığı sorunun güvenlik problemi olduğuna dikkat çeken Fadime, psikologlara en çok bu yönlü başvuruların yapıldığını belirtti. Fadime, “Birçok alanda çok daha komünal, tanımadıkları insanlarla birkaç komşusu ile birlikte çadırvari yerlerde (başta çadırlarımız da yoktu Derme çatma kendi elimizle yaptığımız şeyler vardı) güvende hissetmiyorlardı. Kadınlar bununla geldiler. Depremin yarattığı stres, kaygı; eş, abi, erkek çocukta daha büyük bir agrasyon yaratmıştı" dedi.
 
‘Çok fazla şiddet vakaları görüldü’
 
Depremzede kadınların en çok maruz kaldıkları şiddet nedeniyle kendilerine başvurduğunu ve destek almak istediğini kaydeden Fadime, "Çok fazla şiddet şikayeti aldık Adıyaman’da. STK ile çalışıyorum. Elimizde ortalama 6 aylık bir veri var ve 4 bin üzerinde sadece bize ulaşmış olan rakam. Türkiye’nin bir gerçeğidir bu, hep ulaşılan rakam gölge rakamdır. Yine öyle olduğunu düşünüyoruz eğer 4 bin ise ortalama 4 bin katı da ulaşamadığımız ve ya korktuğu için bize ulaşamayan vardır. Bize başvuran kadınların da çoğunun korkusu ya çocuklarına bir şey olması ya da güvenliklerinin sağlanamaması. Zaten bir deprem korkusu da var. Hem erkekten hem de depremden doğru öne çıkan ve kadınların korkularını tetikleyen çok fazla etken oluyor. Kadınlar sadece evli olduğu erkekler tarafından değil, en yakınları olan erkekler tarafından da şiddete maruz kalıyor. Bu baba olur, çocuğu olur, erkek kardeşi olur ya da hiç tanımadığı bir erkek de olabiliyor. Kadın şiddet görmüyorsa çocuğu görüyordur. Çocuğunun gördüğü şiddet nedeniyle de başvuran onlarca kadın oldu. Gerçek bir fiziki şiddetten bahsediyoruz. Koruma talep eden binlerce kadın var” ifadelerini kullandı. 
 
‘Hijyen büyük sorun’
 
Kadınların psikolojik destek almak için değil, şiddetten kurtulmak talebiyle başvuru yaptığını ifade eden Fadime, kadınların katledilme korkusuyla yaşadığını söyledi. Eğitim araştırma hastanesiyle koordineli çalışan Fadime, bu süreçte hastaneye de birçok vakanın geldiğini ve kadınların darp raporları aldığını belirtti. Hastanede hijyen yetersizliği olduğunu belirten Fadime, kadınlarda vajinal mantar ve enfeksiyon gibi birçok kadınsal hastalığın ortaya çıktığını kaydetti. Fadime, “Hem çadırdaki yaşam koşulları hem de hastanelerde hijyen eksikliği bu hastalıkların artmasına yol açıyor. Öz bakım kişinin kendini iyi hissetmesi açısından önemlidir ancak koşullar nedeniyle öz bakımdan söz etmenin bile mümkün olmadığı bir süreç geçiriyoruz. ‘Kirliyim ama başımı koyacak çadırım var’ ya da ‘kirliyim, hastayım ama yiyecek ekmeğim ver’ gibi halinden memnun olmaya çalışan bir psikoloji ortaya çıktı. Kentte bakteri ve parazitler çok fazla ortaya çıktı. İnsanlar her gün yıkansa bile toplu yaşam alanlarından kaynaklanan hastalıklar kazanıyor. Kendi çadırını ve ya konteynırını temizlemen yetmiyor, yan çadırın da temiz olması gerekli. Temiz değilse senin çadırının ne kadar temiz olduğunun büyük önemi yok” diye aktardı. 
 
‘Minnet duygusu depremzedeye kötü hissettiriyor’
 
“Depremden hayatını zor kurtarmış insanlara ‘psikolojik destek ister misiniz’ diye sormak büyük bir kibir olurdu. Biz psikolojik destek vermedik, psikolojik ilk yardım uyguladık” ifadeleriyle iletişim kurmanın önemine de değinen Fadime, kadınların öncelikle kendilerini güvende hissettiklerinden emin olmaya çalıştıklarını ve daha sonrasında güvenli bir iletişim ağı kurduklarından söz etti. Fadime, kadınlara strateji kazandırmaya çalıştıklarını ifade ederek, “Kadınlar her zaman ulaşabileceğimiz yerlerde olmayabilirler. Bazen 3-4 seans sonra köye dönebiliyor ya da başka kente taşınma fırsatı olabiliyor. Öyle olunca görüşmeler yarıda kalmış oluyor. Bu nedenle kadınların bizimle görüşme imkanları duymadan kendi kendilerini iyileştirebilecekleri stratejik bilgiler ve eğitimler vermeye çalışıyoruz. Güçlü yönleri nedir ve biz hangi yönlerini daha fazla güçlendirebiliriz üzerine yoğunlaşıyoruz. Bir grup arkadaşımla 7 atölye düzenledik. Bunları yaparken depremzedelere ‘mağdur’ gözüyle yaklaşılmamalı. Bazen böyle yaklaşımlar söz konusu oluyor ve depremzedelere ‘minnet’ duygusu yerleşiyor. Bu onların kendilerini kötü hissetmesine neden olur sadece. Çalışmaları yaparken kadınlarla yaptığımız görüşmelerde ‘bu bir yardım değil, bu sizin hakkınız. Ödediğiniz vergilerin size dönüşüdür’ diyerek kendilerini kötü hissetmelerinin önüne geçmeye çalışıyoruz” sözlerine yer verdi. 
 
‘Hedef kitlemiz kadınlardı’
 
Fadime, kadınların kendilerini daha rahat ifade edebilmeleri adına kadınlar ile paylaşım grupları oluşturduklarını dile getirerek, “Birçok kadın şiddete uğruyor ama bir kadının şiddeti anlatması demek birçok kadının ses çıkarabilmesi demekti. Bunun da çok faydalarını gördük. Birçok çadır ve konteynırda özellikle göçmenler zaten savaştan kaçıp gelmiş insanlardı ve depremden sonra bir kez daha doğal yolla oluşturulmuş bir savaşın sonuçları ile yüz yüze kaldılar. Onlar çok çekimserdi, özellikle Ç1, Ç31 gibi alanlarda çalıştık ilk başta ama zaten hedef kitlemiz kadınları hep. Çünkü biraz olsun açık olanlar onlardı, bize gelen kitle bu ise biz de onlara hizmet edelim dedik. Cinsel istismar, sömürü, köleleştirme öz farkındalık. Sen desteğe ihtiyacı olansın, kimse sana bir lütufla yardım getirmiyor. Bu kaynaklar o kişilerin değil, bu kaynakları hizmet olarak sunan kişiler onlar deyip en azından bir öz farkındalık yaratıp bir tutum sergilemelerini sağlayabildik" dedi.
 
‘Denetimin olmadığı alanlarda istismar’
 
Fadime son olarak şunları söyledi: “Çocuklara da istismar konusunda bilinç yaratma çalışmaları yürüttük. Herhangi bir insanın, iyi niyeti sorgulanmaksızın ‘sana dokunamaz, sen istemedikçe sana sarılamaz, elini tutamaz’ gibi açıklık getiriyoruz. Bunu bir yetişkin dahi bilmiyorken bir çocuk şeker verildiğinde, beş kuruş para verip, 'Hadi bakkala git' dendiğinde bile askere, polise, STK çalışanına ya da her kimse oradaki görevli bir anda büyük bir şey geliştiriyor ama karşı tarafı bilmiyoruz, tanımıyoruz. Bu kadar denetimin, güvenliğin olmadığı bir alanda istismar etmek çok daha kolaydır. Çocuktan başlayıp anneye doğru bir yelpazede psiko eğitim atölyeleri düzenledik. Bunun yanında denetimsiz binaların yapımı da sürüyor. Sahipsiz hissediyoruz, bunu duvar yazılarında da görebilirsiniz, enkazların kaldırılmasında görebilirsiniz, hala şu an yeniden yapılan binaların denetimsiz yapılmasından da görebilirsiniz. Bir şekilde ayağa kalkacağımıza inanıyorum. Tek temennim ayağa kalkabilmek, ayağa kalktığımızda da nasıl düştüğümüzü unutmamak.”