Mor Çatı gönüllüsü: Kadın sığınağı ihtiyacı hala çok fazla!

  • 09:02 20 Eylül 2023
  • Güncel
 
 
Elfazi Toral 
 
İSTANBUL - Kadınların devlet sığınaklarına gidemediğini, sığınak ihtiyacının da çok fazla olduğunu söyleyen Mor Çatı gönüllüsü Leyla Soydiç, “Devlet politikaları doğrudan biz kadınların hayatlarına yansıyor. Bu sistem bize eşit olan haklarımızı sunmuyor. Mor Çatı olarak devlet mekanizmalarını zorlamak ve mücadeleyi bırakmama yönünde politik bir hat izlemeyi sürdüreceğiz” mesajını verdi.
 
AKP-MHP iktidarının kadın düşmanı politikaları hız kesmeden artarken, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede çekilmesi ardından erkek şiddeti de günden güne katmerlendi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, 26 Temmuz'da düzenlediği basın toplantısında nafaka hakkının sınırlandırılacağına dair bir açıklama yapmıştı. 16 Ağustos'ta ise Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, tartışmalara yol açan nafaka hakkına dair bir düzenleme hazırlığında olduklarını belirtmişti. Kadınların yaşam ve haklarını yok sayan bir politika izleyen iktidara karşı ise kadınlar her alanda mücadele yürütüyor.
 
33 yıldır erkek şiddetiyle mücadele ediyorlar
 
1990 yılında kadına yönelik şiddetle mücadele etmek amacıyla feministler tarafından kurulan Mor Çatı da, 33 yıldır kadın haklarına dair aktif çalışma yürütüyor. Sığınak çalışmaları üzerinden kadınlarla dayanışma kurarak feminist politika ören Mor Çatı, kadınlarla birebir dayanışma kurmanın yanı sıra şiddetle mücadele etmek, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için ulusal ve uluslararası sözleşme, kanun ve yönetmeliklerin uygulamalarını izlemek, raporlamak ve karar vericilere gerekli politikalara dair öneriler sunmak gibi çalışmalar yürütüyor.  
 
Mor Çatı gönüllüsü Leyla Soydiç, iktidarın kadınlara yönelik politikaları karşısında izledikleri mücadele hattı ve yürüttükleri çalışmalara ilişkin JINNEWS’e konuştu.
 
Hukuki, sosyal ve psikolojik destek
 
Mor Çatı’nın dayanışma merkezi ve bir sığınağı olduğunun bilgisini veren Leyla, “Bu iki çalışma üzerinden şiddete maruz kalan kadın ve çocukların, şiddetin kendisinden veya şiddetten uzaklaşmaya dair bir dayanışma kurmaya çalışıyoruz” dedi. Kadınların şiddetten uzaklaşıp Mor Çatı’ya geldiklerinde birçok farklı ihtiyaçları olabildiğini paylaşan Leyla, “Hukuki, sosyal, ruhsal destek, ya da sosyal yardımlar oluyor. Bununla birlikte kadınlarla birlikte yaşadığımız bu şiddeti konuşuyoruz. Hem erkek şiddet dinamiğini konuşmak hem de ihtiyaçları doğrultusunda beraber düşünüyoruz” sözleriyle şiddet gören kadınlara birçok destekte bulunduklarını belirtti.
 
Temelleri feminist politika
 
Feminist politikayı baz aldıklarını ifade eden Leyla, “Biz bir sürü sığınak açalım, bir dayanışma merkezi kuralım ve bir hizmet sağlayalım gibi bir çalışma yürütmüyoruz. Aslında kadınlarla yürüttüğümüz dayanışmayı feminist politikaya çeviriyoruz. Bizim aslında kadına yönelik erkek şiddeti ile ilgili kadınları, hayatlarımızı ilgilendiren her konuda politik söz üretmeye çalışıyoruz Mor Çatı olarak. Bizim tüm projelerimiz de buna hizmet eden bir projedir. Bütün çalışmalarımız bu politikaya hizmet etmekte” diye konuştu.
 
‘Sığınak ihtiyacı hala çok fazla!’
 
25 kapasiteli sığınaklarının olduğunu aktaran Leyla, “Diğer sığınaklar, bakanlar ve diğerlerine bağlı. Yılda yüzden fazla kadın ve çocuk sığınağımızda kalır. Bizim sığınak çalışmamız bağımsız yürüyor. Yoğun bir sığınak başvurusu aldığımızı söyleyebiliriz. Kadınlar bize dayanışma merkezi üzerinden ulaşıyor. Ve biz kadınlarla incelikli bir şekilde değerlendirme yapıyoruz. Bu da şu şekilde oluyor, kadınlar sığınağa gitmeden de bazen şiddetten uzak olabilir. Bu tarz formüller ve alternatifler olabiliyor” ifadelerini kullandı. Sığınakların çok önemli olduğunu vurgulayan Leyla, “Ama günün sonunda kadınların ve çocukların tüm hayatlarının değiştirilmesi gereken bir durum. İdeal olan da, şiddet uygulayanın oradan uzaklaşması gerekiyor. Fakat Türkiye’de bu mekanizmalar öyle işlenmediği için sığınakların politik önemi ve ihtiyacımız hala çok büyük” dedi.
 
Devlet sığınaklarına her kadın gidemiyor
 
Mor Çatı sığınağının yalnızca İstanbul’da ve belirli bir kapasitesinin olduğunu söyleyen Leyla, gelenlerin çok büyük bir bölümünü yönlendirmek durumunda kaldıklarını aktardı. Türkiye’de sığınak mekanizmalarının gerektiği gibi işlenmediğini kaydeden Leyla, “Bundan dolayı kadınlar için sığınak ihtiyacı doğabiliyor. Birçok problemler var devlet sığınakları ile ilgili. Gizlilikle ilgili çok ihlal oluyor. Orada nitelikli bir sosyal çalışma yürütülmediği için kadın orada isterse 5 sene kalsa, şiddetten uzaklaşacak bağımsız hayatını kuramaz. Bunlar çok büyük eksiklikler oluyor. Devlet sığınaklarına her kadının gidememesi çok büyük bir problem. Kayıtlı olmayan mülteci kadınların gidememesi, 12 yaşından büyük oğlan çocuklarının sığınağa alınmaması, 60 yaşındaki kadınların gidememesi gibi birçok problem var. Dolayısıyla bir erişilebilirlik sorunu var. Bir yandan da, erişebildiği zaman orada kadınlara ulaştırılmıyorsa mekanizmalar yürütülmüyor. Kadının orada kendi hayatına geçmesi çok mümkün görünmüyor” şeklinde konuştu.
 
Devlet politikaları doğrudan kadınlara yansıyor
 
Devletin kadına yönelik katliam politikalarını tetikleyen noktanın “aile” odaklı sosyal politikaların yürütülmesinden kaynaklandığını dile getiren Leyla, “Aile’ odaklı sosyal ve muhafazakar politikaların, sahaya yansıdığını söyleyebiliriz. Kadınların kazandığı hakları, feminist mücadele ile elde ettiğimiz mekanizmaların bizden alınma tehdidiyle karşı karşıya kalmamız çok yeni bir durum değil. Ama biz bunun gitgide daha da sıkıştırıldığını görüyoruz. ‘Aile’ odaklı politikaların bir inşası bu. Devletin kadına yönelik şiddetle mücadele etmemeyi tercih etmesi ve bunu deklare etme hali, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasını maalesef biz kadınlar sahada her aşamada görüyoruz. Devlet politikaları doğrudan biz kadınların hayatlarına yansıyor” değerlendirmesini yaptı.
 
Aile Bakanı nafaka ödemeyen erkeklerin yanında!
 
Aile Bakanı’nın, “Kadınlar nafaka istemiyor” sözlerini yorumlayan Leyla, “Kadınlar zaten yaşamları boyunca yoksulluğa mahkum ediliyor. Eğitim ve olanaklarından zaten yoksun bırakılıyor. Bu sistem bize eşit olan haklarımızı sunmuyor. Ve tabii ki kadınlar hem kendileri hem de çocukları yoksullukla karşı karşıya kalıyor ve nafakaya ihtiyaç duyuyorlar. Fakat bu karşı çıkanların anlattığı gibi ‘mağdur’ olan erkekler, bu tarz söylemler ve gerçek dışı şeyler söylüyor. Şu anki koşularda bin ve bin 500 TL’den bahsediyoruz. Ayrıca zaten gelire göre belirlenen bir şey. Erkeklerin birçoğu zaten nafakayı ödemiyor. Çocuklar için verilen nafakayı bile ödemiyorlar” bilgisini paylaştı.
 
Mücadele ile politik hat izlemeyi sürdürecekler
 
Feminist mücadele ile güç bulduklarının altını çizen Leyla, “Hepimiz kadınız ve erkek şiddetine maruz kalıyoruz. Bundan dolayı ataerkil sistem ve toplumsal cinsiyet rollerinin yarattığı bu güç eşitsizliğiyle mücadele için kadın dayanışmasını çok önemsiyoruz” dedi. Leyla, Mor Çatı olarak devlet mekanizmalarını zorlamak, ulaşabilecekleri tüm kanallardan talepte bulunmak ve mücadeleyi bırakmama yönünde politik hatlarını izlemeyi sürdüreceklerinin vurgusunu yaptı.