Dilan Kunt Ayan: Özel savaş politikalarına ‘dur’ diyeceğiz

  • 09:58 17 Eylül 2023
  • Güncel
 
RIHA - TJA’nın, “Bi jin jiyan azadiyê, ber bi azadiyê ve” şiarıyla başlattığı kampanyaya dair konuşan Yeşil Sol Parti Riha Milletvekili Dilan Kunt Ayan, Jin Jiyan Azadî sloganının kadınlar için bir felsefe olduğunu vurgulayarak, “Yaklaşık 6 ay sürecek olan bu kampanyamızla öncellikle Kurdistan’da kadına yönelik özel savaş politikalarına karşı ‘dur’ diyebilmek istiyoruz” dedi.
 
Tevgera Jinên Azad (TJA) tarafından “Bi jin jiyan azadiyê, ber bi azadiyê ve” şiarıyla başlatılan ve 6 ay sürecek olan kampanya deklarasyonu 15 Eylül’de Riha’da açıklandı. TJA, deklarasyonunda kadın varlığına yönelmiş bütün saldırılara karşı kadınlar öncülüğünde toplumsal özgürlüğü büyütme çağrısında bulundu. Kadın ve doğa kırımının yanı sıra Kurdistan’da sürdürülen özel savaş politikalarına ve PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan mutlak tecride karşı başlatılan kampanya kapsamında birçok eylem ve etkinlik düzenlenmesi planlanıyor. 
 
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Riha Milletvekili Dilan Kunt Ayan kampanyaya dair değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Tecrit sadece İmralı adasında varlığını sürdürmüyor’
 
Abdullah Öcalan’a uygulanan ve 24 yıldır devam eden bir tecrit sistemi olduğunu fakat bu tecrit sisteminin 30 aydır mutlak tecride dönüştüğünü söyleyen Dilan, “Tecrit sadece İmralı adasında varlığını sürdüren bir boyutta değil, bir bütünen toplumun her kesiminde bütün bir alana dağılan bir durumda. Türkiye’de kadınsak zaten bir tecrit altındayız, eğer ki Kürt ve kadınsak baskılar ikincil üçüncül hatta dördüncül boyuta evriliyor. İfade etmek gerekirse her alanda sadece kadınlar olarak değil her kesimden kadınların, gençlerin ve tüm demokratik kesimlerin artık en yüksek şekilde seslerini yükseltmeleri gerekiyor. Bu tecrit durumu sadece İmralı adasında, dört duvar arasında Sayın Abdullah Öcalan üzerinde olan bir pozisyonda değil. Sistem ilk denemelerini orada yaparak daha sonra Türkiye ve Kurdistan’daki cezaevlerine yayıyor. Bu tecridin ekoloji ve kadın üzerinde de en yüksek perdede ve en yüksek düzeyde işletildiğini görüyoruz” dedi.
 
‘AKP iktidarı topluma yenilgiye uğradığının mesajını veriyor’
 
Dilan, “Kısmi olarak görüşmeler başladığı zaman Sayın Abdullah Öcalan’ın aileyle, avukatlarla görüşme durumu söz konusu olmuştu. Bunun toplumun birçok kesimine yansıyan olumlu bir yanının da olduğunu görüyoruz. Bunun çok net örnekleri var. 2004’ten alıp 2009-2012-2015 ve en son 2019’ a kadar varan görüşmelerle aslında toplumun ne kadar rahatlamaya kavuştuğunu gördük. Barışta ısrarın ve Sayın Abdullah Öcalan’ın barıştaki ısrarının toplumun her kesimine sirayet ettiğini de ortaya koymak gerekiyor. Belki de burada şunu ifade etmek gerekiyor, son seçimle birlikte AKP iktidarı tüm toplumun aslında bir yenilgiye uğradığının mesajını vermeye çalışıyor fakat biz bunu kabul edecek bir yerde değiliz. Türkiye’nin yüzde 50’sinin Erdoğan’ın yapmış olduğu baskı rejimine dur dediğinin bir göstergesidir bu seçimler. Biz bu algı ve psikolojiyi asla kabul etmiyoruz” ifadelerine yer verdi.
 
'Abdullah Öcalan'ın fikriyatı tecrit ediliyor'
 
Kürt kadınları olarak baskı politikalarını kabul etmediklerini dile getiren Dilan, ”Tecride dair bu dönemden sonra da daha önce yaptığımız gibi en yüksek sesle hayır dediğimizi, kabul etmediğimizi belirteceğiz. Tecridin kırılması için konferansımızda da bunu işler hale getirdik. Tecridi iki yönlü ele almak gerekiyor. Birincisi hukuki boyutudur, yani hukuken Türkiye’deki hiçbir infaz kanunda hiçbir kişiye uygulanmayan, dünya üzerinde bir örneği olmayan bu sistem Sayın Abdullah Öcalan’a uygulanıyor. Bu hukuksuzluğun bir sebebi var, Sayın Abdullah Öcalan’ının paradigmasının işler hale getirilmesini engellemek! Daha önce görüşmeler olduğu zaman 2015 seçimlerini hatırlayabiliriz, seçim sürecinde ki atmosferi, cezaevlerindeki süreçleri hatırlayabiliriz. Sistem, halkın bir nefes alındığını görülünce, o zaman dedi ki ‘biz bu duruma dur diyelim’. Tüm toplumun ve Kürt halkının nefes alma durumunu da engelleyen bir yerdeler. Şunu da ortaya koymak gerekiyor. Paradigma sadece Kürt halkını kapsayan bir yerde değil, Türkiye’deki tüm ezilen halkları kapsayan, bütünleştiren ve ortak mücadele kararlığını vurgulayan bir paradigma aslında. Bu fikriyatın bu anlamda tecrit edildiğini ortaya koymak gerekiyor” şeklinde konuştu.
 
‘Genç kadınlar üzerinde düşürme politikası uygulanıyor!’
 
Jin Jiyan Azadî sloganının kadınlar için bir felsefe olduğunu vurgulayan Dilan, “Yaklaşık 6 ay sürecek olan bu kampanyamızla öncellikle Kurdistan’da kadına yönelik özel savaş politikalarına karşı ‘dur’ diyebilmek istiyoruz. Bakın geçtiğimiz günlerde Mardin’de ki olayı hepimiz net bir şekilde biliyoruz. Bu sistem eliyle bile isteye yapılan bir şey. Özellikle genç kadınlar üzerinde uygulanan bir düşürme politikasıyla aslında içten içe o psikolojik savaşı da işleten bir yerde duruyorlar. Biz buna hem dur diyeceğiz hem bununla ilgili de eğitim, bilinçlendirme, farkındalık arttırma çalışmalarımız söz konusu olacak. Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı da kadın öncülüğünde en yüksek sesle geliştireceğimiz eylemselliklerimiz söz konusu olacak. Çünkü biz kadınlar bunu kabul etmediğimizi bir kez daha ifade ediyoruz. Gençlik üzerinde uygulanan özel savaşı da içerisine alan politikaları da kabul etmediğimizi ortaya koyuyoruz. Gençliğe karşı müdahale aslında dinamik olan yapımızı çürütmeye dönük bir politikadır. Bu kampanyayla birlikte, eğitimlerle, farkındalıklarla, bir bütünen Kurdistan ve Türkiye’deki kadınlar üzerinde AKP-MHP faşist iktidarının kadın kazanımlarını yok sayan politikalarına dur demek istiyoruz. Buna izin vermeyeceğiz, bunun çoklu örnekleri de söz konusu, daha önce de bizim bu şekilde kampanyalarımız söz konusu oldu ve birçoğu da başarıya ulaştı. Biz hem Kurdistan’da hem Türkiye’de bunun en yüksek yerden ve en yüksek perdeden de sözünü kuracağımızı bir kez daha da buradan ifade ediyoruz” diye belirti.