Çiğdem Kılıçgün Uçar: Demokrasinin önündeki engel Kürt sorununun çözümsüzlüğüdür

  • 16:50 1 Eylül 2023
  • Güncel
AMED - Amed’de düzenlenen 1 Eylül Dünya Barış Günü mitinginde konuşan Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Açık ifade edelim bu ülkede demokrasinin önünde en büyük engel Kürt sorununun çözümsüz bırakılmasıdır. Eğer bir çözüm planınız yoksa bilene soracaksınız” diyerek Abdullah Öcalan’ın “Bana imkan verin 1 haftada çözerim” sözlerini hatırlattı. 
 
Amed Emek ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla Amed'in Yenişehir ilçesinde bulunan İstasyon Meydanı’nda “Toplumsal barış için eşit ve özgür yaşam” şiarıyla miting düzenledi. Mitinge Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Yeşil Sol Parti milletvekilleri, Yeşil Sol Parti ile ve ilçe örgütleri, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Demokratik Partisi (HDP) il ve ilçe örgütleri, Barış Anneleri, Tevgera Jinên Azad (TJA), Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), İnsan Hakları Derneği (İHD) ve sivil toplum örgütleri katıldı. Alana “Dîsa Jin Dîsa Jiyan”, “Kadın barışın Teminatıdır”, “Barış yaşam özgürlük”, “Direne direne kazanacağız”, “1 Eylül Barış’tır savaşlara ses çıkarıyoruz”, “Orman yangınları politiktir” ve “Biz kadınlar barış istiyoruz” pankartları ile sarı, kırmızı, yeşil, beyaz, mor, mavi renklerde HDP ve Yeşil Sol Parti bayrakları asıldı.  
 
Polis tarafından kapatılan miting alanına girişler, kurulan arama noktalarından yapılırken, kadınlar barış taleplerini haykıracakları miting alanında ulusal kıyafetleri ile yerini aldı.
 
Kadınlar sloganlarla alana girdi
 
Öte yandan TJA öncülüğünde Prestige Otel önünde bir araya gelen kadınlar da kortej halinde yürüyüş gerçekleştirerek alana girdi. DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, Yeşil Sol Parti Eşsözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, Yeşil Sol Parti milletvekillerinin de katıldığı yürüyüşte “Jin jiyan azadî” ve “Kadın tutsaklara özgürlük” pankartı açılırken, yine “Jin jiyan azadî”, “Kadın tutsaklara özgürlük”, “Çözüm İmralı’da”, “Bijî berxwedana jinan” sloganları atıldı.
 
‘Bu krizin sebebi savaştır’
 
Mitingde konuşan Berdan Öztürk, Barış Anneleri başta olmak üzere tüm katılımcıları selamladı. Berdan, “Bir ülkede özgürlük ve barış varsa 1 Eylül’ün anlamı büyüktür. Geçmişe dönüp bugünün ilanına baktığımızda bu savaşta insanlık kaybetti. Barışın kıymeti bilinsin diye bugün ilan edildi. Kurdistan’da da 100 yıldır halkımız özgür yaşamak için direniyor. Son 50 yıldır Kürt halkı biliyor ki ne zaman fırsat Sayın Öcalan’ın eline geçtiyse sadece Türkiye için değil Ortadoğu için de büyük umutlar gerçekleşmiştir. AKP-MHP bu umudu bitirmek için tecridi derinleştirdi. Demokrasi ve barış düşmanı oldukları için tecridi derinleştirdiler. Amed’de 2013 Newroz’u herkesin aklına geliyor. 2013 Newroz’unda Abdullah Öcalan mesajını verdi. Barış süreci başladı. Türk, Kürt, Laz, Çerkes tüm halklar yaşam buldu. Bugün ekonomik kriz başladı. Bu krizin sebebi savaştır.  Demokrasinin sonlanmasının sebebi Kürt halkına dönük savaştır. Kendi faşist zihniyetleri ve kendi kirli politikalarını gizlemek için Kürtlere karşı savaş açtılar” sözlerine yer verdi.
 
Berdan son olarak şu ifadeleri kullandı: “Bugün Sayın Öcalan’ın fikirleri bütün dünyaya yayılmıştır. Sayın Öcalan bu faşistlere karşı direniyor. Onurlu bir barış için biz yola çıkmışız. Çok bedel verildik sonuna kadar da özgür olana kadar da bu bedeli vereceğiz. Kürt meselesi bugün Türkiye’yi değil, Ortadoğu’yu da etkiliyor. Türkiye’de bu sorun çözülürse Ortadoğu’da da çözülür. Bugün bir ekmek evinize götüremiyorsanız bunun sebebi faşist zihniyettir. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın uzattığı barış elini tutun. O eli tutarsanız barış olur. Onurlu barış gelene kadar mücadelemiz devam edecektir.”
 
‘Barış çok dillidir’
 
Çiğdem Kılıçgün Uçar, halkı ana dili Kurmançki ile selamladı. Çiğdem, “Barış mücadelesinden durmadan, yılmadan devam eden sizler, beyaz tülbentleriyle savaşa karşı mücadele eden barış anneleri, kadınlar, gençler, emekçiler bugün barışın sesini yükseltmek için gelen herkese saygı ve sevgilerimizi iletiyoruz. 1 Eylül Dünya Barış Günümüz kutlu olsun. Emeğiniz onurlu bir barışa vesile olsun, olacak. Barış sadece ölümlerin sonlandırılması değildir. Özgür bir geleceğin inşa edilmesidir. Barış sadece masalarda imzalanan bir anlaşma değildir. Bütün halkların eşit şekilde yaşamasıdır. Barış, çok kültürlü çok dillidir. Çok dinlidir. Kürdistan halkının yürütmüş olduğu barış mücadelesi tüm dünyada örnek olacak dereceye gelmiştir. Hepinizin emeğine sağlık. Ayrıca dönüp baktığımızda Dünya’da iki büyük savaş yaşandı. Fakat savaş hala devam ediyor. Ortadoğu’da iç savaşlar başta olmak üzere Rusya-Ukrayna savaşları yaşanıyor ve tanıklık ediyoruz. Egemenler dünyanın savaşsız olamayacağına ikna etmeye çalışıyor. Yakın tarih üzerinden ifade edelim; Devlet aklı yok sayma, inkar ve asimile etme politikaları yürüttü. Yüzyıllık bir yalnızlık yaşatmaya çalıştı ama Kürtler yüz yıllık bir direniş sergiledi. Bu direniş bizim barış irademizi güçlü tutmaya devam ediyor” dedi.
 
‘Barışın sesini yükseltmeye devam edeceğiz’
 
Trafik kazasında yaşamını yitiren barış annelerini anan Çiğdem, “Barış anneleri tüm zorbalık, işkence ve baskılara rağmen barış mücadelelerini verdi, vermeye devam ediyor. Devlet aklı paralelinde olan AKP iktidarı barış annelerimizi hapsetmek istedi. Dönüş yolunda da annelerimiz kaza geçirip yaşamını yitirdi. Bu AKP hukukunun sebep olduğu bir cinayettir. Annelerin barış umudu devleti korkutuyor. Yine iki gün önce bir hasta tutsak yaşamını yitirdi. AKP hukuku hem içeride hem de dışarıda savaşı yürütmeye devam ediyor. Bir diğer önemli konu ise Şırnak’ta zırhlı aracın çarptığı çocuk ağır yaralı. Son yıllarda çok fazla çocuğumuz zırhlı araçlarla katlediliyor. Bu da AKP hukukunun neden olduğu ölümlerdir. Bizde diyoruz ki nerede görmek istemiyorsanız ordayız. Barışın sesini yükseltmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
 
‘Bilene soracaksınız’
 
Çiğdem, toplumda kışkırtıcı politikaların gittikçe derinleştiğine dikkat çekerek, toplumun bir bütününde şiddete başvurunun arttığını kaydetti. Çiğdem, “Durum böyle iken iktidar barışın bir ütopya olduğunu inandırmaya çalışıyor ama bizim mücadelemiz onurlu bir barışı tesis edinceye kadar devam edecek. Açık ifade edelim bu ülkede demokrasinin önünde en büyük neden Kürt sorununun çözümsüz bırakılmasıdır. Eğer bir çözüm planınız yoksa bilene soracaksınız. Sayın Abdullah Öcalan bana imkan verin bir haftada çözerim dedi. Devlet aklının yapabildiği tek şey tecrittir. Kürt halkını da aynı zamanda tecrit altına almaya çalışıyor ama başaramadı ve başaramayacaklar” sözlerine yer verdi.
 
‘Politikalarınız Kürt halkının ölümüne neden oldu’
 
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ziyaretlerine vurgu yapan Çiğdem, “Geçtiğimiz günlerde Hakan Fidan koltuğunun altında savaş dosyası alıp kapı kapı ülke ülke dolaşıyor. Kürtler birbirini öldürsün toplum birbirini öldürsün diye uğraşıyor. Türkiye’de savaşa dair yapabilecek her şeyin sınırına geldiler ama başaramayacaklar. Bizler Kürt halkı olarak barışın nasıl yaşandığını göstermeye devam edeceğiz. Dışişleri Bakanlığına söylüyorum 2015 yılından beri yürüttüğünüz politikalar Kürt halkının ölümüne neden oldu. Onurlu bir barışı birlikte inşa edeceğiz” dedi.
 
Miting şarkı ve halaylar ile son buldu.