Yerel seçimlere doğru: Kayyımlara karşı örgütlenmeliyiz

  • 09:03 31 Ağustos 2023
  • Güncel
 
Nazlıcan Nujin Yıldız
 
WAN - Yerel seçimlere doğru gidilirken, kayyımlara karşı daha fazla örgütlenilmesi gerektiğini söyleyen yerine kayyım atanan Bêgir Belediye Eşbaşkanı Leyla Balkan,  PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın yerel yönetimlere dair değerlendirmeleri kapsamında hareket edilmesi gerektiğini vurguladı.
 
15 Temmuz 2016’da gerçekleşen darbe girişiminden sonra ilan edilen olağanüstü hal (OHAL) uygulamasıyla beraber İçişleri Bakanlığı tarafından Halkların Demokratik Partisi (HDP) yönetimindeki Amed, Wan ve Mêrdîn büyükşehir belediyelerinin de aralarında olduğu 106 belediyeye kayyım atanmıştı.  Eşbaşkanların tutuklandığı çok sayıda kişinin ihraç edildiği belediyelere ikinci kayyım atama ise 19 Ağustos 2019’da gerçekleşti. 30 Mart 2024 tarihinde yapılacak olan yerel seçimlere az bir zaman kalırken siyasi partiler seçim hazırlıklarına başlamış durumda. HDP ile Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), seçimlere dönük konferans ve kongrelere başladı. 
 
2019 yerel seçimlerinde yerine kayyım atanan Bêgir (Muradiye) Belediye Eşbaşkanı Leyla Balkan, kayyımlar ve yerel seçime dair ajansımıza konuştu.
 
‘Yerel yönetimler yüzde 5 çalışırsa Kürt Sorunu yüzde 95 çözülür’
 
Her seçim dönemi gibi 2024 yerel seçimlerinin de çok önemli olduğunu belirten Leyla, yerel seçimlerin kadınlar, gençler, hayvanlar ve doğa üzerinden de önemine işaret etti. Leyla, “Öneminin alt başlıklarına değinmek gerekirse özellikle kadınları, gençleri, doğayı her haliyle yok sayan bir sistem var. Bir diğer kısımsa özellikle Bakur Kurdistanı’nda özel savaş politikaları çok fazla. Bu yüzden bizler yerelde daha çok toplumun inşa çalışmalarını en iyi şekilde yerel yapabiliriz” dedi. Bu durumu en iyi ifade eden kişinin PKK Lideri Abdullah Öcalan olduğunu kaydeden Leyla, 2019’da PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın halka ulaşan mektubunda, yerel yönetimlerin yüzde 5 çalışması durumunda Kürt sorununun yüzde 95’inin çözüleceğini söylediği sözlerini hatırlatarak şöyle devam etti: “Bu da yerel yönetimlerin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Dilimizi, kültürümüzü, gelenek-göreneklerimizin tamamını bize unutturan bir sistem var. Yoz bir kültürün aşılanması yapılıyor, konserlerle, etkinliklerle. Aslında bu tarz şeylerin hiçbiri bizlerle, kültürümüzle, halkımızla, toplumumuzla bir alakası yok. Bu yüzden biz yerel yönetimlerle kendi gelenek-göreneklerimizi, kendi dilimizi, kadın kurtuluş ideolojisini inşa ederek bunları halka yaymak istiyoruz. Halkla iç içe, beraber, çalmadan, çırpmadan şeffaf belediyecilik üzerine yapılanmış bir yapıyız” ifadelerini kullandı. 
 
‘Kayyımlar şehirlerde tahribata yol açtı’
 
2019’da atanan kayyımların şehirlerde tahribata yol açtığına dikkat çeken Leyla, “Orman yaptık dedi, ağaç yok, yol yaptık dedi, yol yok, park yaptık dedi, park yok. Sadece kaldırımları söküyorlar tekrar yapıyorlar. Bir şeyleri daha çok yıkma üzerine yani beton ve paranın döndüğü, kirliliğin olduğu işleri yapıyorlar. Su sorunu bu kentte çok fazla aslında doğal kaynaklarımızın en fazla olduğu bir il. Fakat su sorunu bu kentte çok büyük bir şekilde yaşanıyor” sözleriyle kayyımların yerel sorunlara dair çözümsüz kaldığına işaret etti. 
 
‘Halk belediyeye güvenmiyor’
 
Açılan kadın kurumlarının cemaat yurtlarına verildiğini paylaşan Leyla, “ Kayyımlar bu yönlü cemaatlere çalışıyor. AKP eliyle bunlar oluyor çünkü atanan kayyımlar AKP’li, kayyımı atayan kişi AKP’li. İnsanlar ihtiyaçlarını duygularını hiçbir şekilde belediyelerde dile getiremiyorlar. Bu halkın maddi olarak belki yol ihtiyacı, eğitim ihtiyacı, sosyal faaliyet ihtiyacı, su ihtiyacı, orman ihtiyacı var ama belediyeler olması gerekeni, yapılması gerekeni bile yapmıyor. Bu yönlü halk çok fazla mağdur ve belediyeye gitmek istemiyorlar. Çünkü kayyımla muhatap olmak istemiyorlar, kayyıma çalışanlarla muhatap olmak istemiyorlar. Oy verip seçtikleri iradenin orada olmaması açıkçası umutsuzluktur. Bunu kabullenemiyorlar ve yakın görmedikleri için gitmiyorlar” diye ekledi.
 
‘Eşbaşkanlık mor çizgimizdir’
 
Yerel yönetimlerde eşbaşkanlık siteminin öneminden söz eden Leyla, “Özgür eş yaşamın kurumsallaşmış hali eşbaşkanlık sistemidir. Kadının siyasetteki rolünü göstereceği en önemli yerlerden biridir eşbaşkanlık sistemi. Türkiye’de hiçbir partinin, hiçbir aklın bulamadığı şeyi Sayın Abdullah Öcalan’ın fikriyatı olan eşbaşkanlık sistemini hazmedemeyip daha çok kadını eve kapatan, kadını yok sayan bir siyaset anlayışı olduğu için Türkiye’de eşbaşkanlık sistemini daha çok illegalleştirmeye çalışıyorlar. Yasalar gereği de hiçbir sıkıntının olmadığını kendileri de biliyorlar. Fakat kadının siyasette olmasını istemedikleri için bizleri eve göndermek için kayyım gönderiyorlar. Bunda da başarılı olamayacaklar. Çünkü biz 2009’dan beri eşbaşkanlık sistemiyle çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bizim mor çizgimizdir açıkçası” şeklinde konuştu.
 
‘Hırsızlık ve yolsuzluğu gelenekselleştirdiler’
 
AKP hükümetinin toplumda veya genel anlamda yarattığı sistemde hukuk ve adaletin olmadığını kaydeden Leyla, “Hırsızlık, yolsuzluk bu tarz şeyleri gelenekselleştirdikleri için insanlarda bir umutsuzluk yaratıldı. Bizler yerel seçimleri yine kazanacağız bundan eminiz ama kayyım atamalarına karşı da daha çok örgütlenmeyi, birlik olmayı, iç içe beraber çalışmayı, halkımızın istediği seçilmişlerin olması gerekiyor ki bir sonraki süreçte nasıl ki inşaya halkı katıyorsak halk da kendi seçtiği iradesini koruma amaçlı mücadelesini verecektir” diye konuştu.