Mexmûr’da tecride karşı kesintisiz eylem yapıyorlar

  • 09:04 22 Ağustos 2023
  • Güncel
 
Qeder Kar
 
MEXMÛR - Mexmûr Kampı’nda PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için devam eden nöbet eylemine katılanlardan öğretmen Nûjîn Kara, kampta seminer, yürüyüş ve nöbet eylemlerini kesintisiz sürdürdüklerini belirterek Kürt halkının mücadeleyi yükseltmesini istedi.  
 
İmralı Adası’nda tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 29 aydan bu yana hiçbir haber alınamazken, tecridin kaldırılması  için birçok yerde eylem ve etkinlikler sürüyor. Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması ve özgürlüğünün sağlanması talebi ile eylemlerin yapıldığı yerlerden biri de Mexmûr Kampı. Kampta aralıksız süren eylemler kadınlar öncülüğünde gelişiyor. 
 
Mexmûr’da  Abdullah Öcalan için yapılan eylemlere sistematik olarak katılanlardan öğretmen Nûjîn Kara, eylemlerine ilişkin konuştu. 
 
Seminer, yürüyüş, nöbet
 
Kampta, tecride karşı yürüyüş yaptıklarını, seminerler verdiklerini ve nöbetler tuttuklarını belirten Nûjîn, Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için mücadele ettiklerini söyledi. Nûjîn, “Bu eylemlerle seslerini duyurmak istiyoruz ve Önder Apo’ya ulaşmak istiyoruz” dedi.   
 
Halkın iradesi
 
Kürt halkının Abdullah Öcalan’ı iradesi olarak gördüğünü belirten Nûjîn, “Eylemlerimizin nedeni Önder Apo’ya yönelik tecrit. Biz Önder Apo’nun fiziki olarak özgürlüğüne kavuşmasını istiyoruz. Bu yüzden eylem yapıyoruz. İki yılı aşkın bir süredir önderliğimizden hiçbir haber alamıyoruz. Hem ailesi hem de avukatlarıyla görüşmeleri engelleniyor, yasaklanıyor. Bu Kürtlerde kaygıya neden oluyor. Çünkü halk Önder Apo’yu kendi iradesi olarak görüyor” dedi.
 
‘Türk devleti Önder Apo’nun muhatap olduğunu biliyor’
 
Abdullah Öcalan’ın sürece cevap vereceğini söyleyen Nûjîn şunları belirtti: “Faşist Türk devleti bunu iyi biliyor. Bu yüzden de Kürt halkını iradesinden koparmak istiyor. İradesiz bırakmak istiyor. Çünkü Kürt Halk Önderi’nin fikirleri Kürtlerle sınırlı kalmıyor. Ortadoğu ve dünyada yankılanmış durumda. Önder Apo’nun düşüncelerini sahiplenme var. Türk devleti de bunu görüyor. Kürt sorununun çözüm muhatabının Önder Apo olduğunu biliyor. Bu sürece  Önder Apo’nun cevap olacağını biliyor. Bundan dolayı da Türk devleti en şiddetli şekilde Kürt halkına ve Önder Apo’ya saldırıyor.”
 
‘En çok kadınlar direnmeli’
 
Süreklileşen mücadele dikkat çeken Nûjîn, “Kürt halkı Önder Apo’nun özelliğini ve önemini biliyor. Bu yüzden de sürekli bir mücadele içinde. Çünkü bir halk iradesiz kaldığında bu o halkın yok oluşuna neden olur. O zaman da o halk parçalanır. Önder Apo’nun kadına yüklediği rol ve misyondan dolayı daha çok kadınların direnmesi gerekir. Bu misyona kadınların sahip çıkması gerekir. Kadınlar süreklileşen bir direnişte olması gerek. Türk devleti hukuksuz bir şekilde uluslararası hukuku ihlal ediyor. Bu şiddetin önünü almak için bizim de ortak bir mücadele vermemiz gerek” ifadelerini kullandı. 
 
Kendi çıkarlarından dolayı sessizler
 
Uluslararası güçler ve devletlerin kendi çıkarlarından dolayı Türkiye’ye ses çıkarmadıklarının altını çizen Nûjîn, “Türk devleti bu tutumundan dolayı onlara da zarar veriyor. Çünkü uluslararası hukuku ihlal ediyor. Buna karşı biz de gerçekleştirdiğimiz yürüyüş, seminer, nöbet vb eylemlerle Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü için mücadele ediyoruz” şeklinde konuştu.  
 
Nöbet 2 aydır sürüyor
 
Tecride karşı herkesin ses çıkarmasını ve rolünü oynamasını isteyen Nûjîn, “Yaklaşık 2 aydan bu yana nöbet eylemimiz devam ediyor. Kadınların nöbet eylemine katılımları yoğun. Tüm eylemlerde de kadınlar önde. Kadınlar direnmedikleri taktirde en kendilerinin şiddete maruz kalacaklarını ve bastırılacaklarını biliyorlar. Bu yüzden de bu saldırılara karşı direnip seslerini çıkarıyorlar” sözleri ile kadınların tecride karşı direnişlerine dikkat çekti.  
 
Ortak mücadele çağrısı 
 
Ortak mücedele çağrısı yapan Nûjîn son olarak şöyle dedi: “Tüm Kürtlere, yurt dışındaki Kürtlere çağrımız bu sürece aktif olarak katılsınlar. Önder Apo’ya yönelik tecridin kalkması ve fiziki özgürlüğüne kavuşması için sesimizi daha güçlü çıkarıp dünyaya duyurmamız gerekli.”