‘Unutturmak istiyorlar, unutmayın!’

  • 09:08 20 Temmuz 2023
  • Güncel
Öznur Değer
 
MÊRDÎN - Suruç Katliamı’nda yaşamını yitiren Emrullah Akhamur’un annesi Zehra Akhamur, “Katliamı unutturmak istiyorlar. Biz de katliamın unutulmasını istemiyoruz. Herkes konuşsun, bahsetsin, unutmasın istiyoruz” çağrısında bulundu.  
 
“Takvim düzeni herkes için aynı olabilir ama zaman herkesin içinde aynı şekilde ilerlemez” sözleri 20 Temmuz 2015’te Riha’nın (Urfa) Pirsûs (Suruç) ilçesinde DAİŞ’in bombalı saldırısında katledilen Emrullah Akhamur’un günlüğünden birkaç satır. DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırısının ardından Kobanê’deki çocuklar için kütüphane açmak, oyuncak götürmek isteyen sol, sosyalist, demokrat ve çoğu üniversite öğrencisi olan 33 kişinin Pirsus’ta DAİŞ’in bombalı saldırısı sonucunda katledilmelerinin üzerinden 8 yıl geçti. Yaşamını yitirenlerin aileleri 8 yıldır adalet arayışıyla adliye kapılarındayken, cezasızlık failleri ödüllendirerek aileleri cezalandırmaya devam ediyor.  
 
Katliamda yaşamını yitiren Emrullah Akhamur’un annesi Zehra Akhamur da 8 yıldır adalet arayışında yer alanlardan.
 
‘8 yıldır dünyada değil gibiyiz’
 
“8 yıldır dünyada değil gibiyiz” diyerek sözlerine başlayan Zehra, herkesin yaşanan her şeyin farkında olduğunu vurguluyor. Herkesin çocuklarının neden Pirsûs’a gittiğini bildiğini kaydeden Zehra, Emrullah’ın çantasını 8 yıldır yanında bulundurduğunu ekliyor. Mersin’de üniversite öğrencisiyken katledildiğini belirten Zehra, 8 yıldır sakladığı çantayı açıyor ve şunları söylüyor: “Çantasında kalemleri, defteri, kitabı ve biraz da şeker vardı. Onları hala saklıyorum. 8 yıldır çantasını saklıyorum. Kötü bir şey yapmaya gitmemişti oraya. Kobanê’ye gitmek için gittiler Pirsûs’a. Bize bunu yapmaya ne hakları vardı? Başka bir şey olsaydı devlet dünyanın neresinde olsa gider, Avrupa’ya kadar gider failleri bulur cezalandırırdı ama neden kimseyi yakalamadılar, kimseyi cezalandırmıyorlar ve hala da bir şey yapmıyorlar.”
 
‘Devlet değil mi nasıl getiremiyorlar’
 
8 yıl süren cezasızlık politikalarına değinen Zehra, “Mahkemeye gidiyoruz ama o da boş. 17 defadır duruşmaya gidiyoruz tutuklu tek bir sanık var ve onu da mahkemeye getirmiyorlar. Onun mahkemeye getirilmesini istiyoruz. Bunu talep ediyoruz ama mahkeme bize ‘gelmiyor ne yapalım’ diyor. Onu getiremez misiniz? Biz buralardan oraya kadar gidiyoruz, onlar niye gelemiyorlar? Devlet değil mi nasıl getiremiyorlar” sözleriyle tepki gösteriyor.
 
‘Mahkemeye gidiyoruz ama polis kuyruğundan geçemiyoruz’
 
Zehra, devletin katliam faillerinin bir kısmını öldürdüğünü, bir kısmının ise firari olduğunu söylediğini dile getirirken, “İsterlerse bulurlar. Mahkemeye gidiyoruz ama polis kuyruğundan geçemiyoruz. Her yerde polis var. Çatılar bile polisle doluyor. Hatta mahkeme salonu bile polisle dolu. Polis yoğunluğundan mahkemeye zor giriyoruz. Eskiden eşyalarımızı mahkeme salonuna koyabiliyorduk, su koyabiliyorduk ama artık su koymamıza bile izin vermiyorlar. Yanımıza para almamıza da izin vermiyorlar. Mahkeme salonuna girene kadar dört arama noktasından geçiyoruz. Her yerimizi arıyorlar. Sadece ayağımızda ayakkabı bırakıyorlar, onun dışında her şeyimizi alıyorlar. Kameralarla gözetleniyoruz. Mahkemede kime ne yapacağız ki o kadar polisle dolduruyorlar, nefes alamıyoruz. Onlara ne yapabiliriz ki? Şimdiye kadar sadece bir fail tutuklu. O da itiraf etmekten korkuyor. Duruşmalara takım elbiselerle geliyor. SEGBİS ile katılıyor. Hatta şu anda cezaevinde olup olmadığını bile bilmiyoruz” ifadelerini kullanıyor.
 
Devam eden duruşmaların bir işkence halini aldığını ekleyen Zehra, “Acımız yetmezmiş gibi bir de duruşmada o acıyı yaşıyoruz. Bizimle dalga geçer gibiler. Sanki düğüne gidiyoruz gibi davranıyorlar. Karşımızda muhatap yok. Gidiyoruz dinliyoruz ve çıkıyoruz” diyor.
 
‘Katliamı unutturmak istiyorlar’
 
Katliamın yıldönümü dolayısıyla bildiri dağıtan gençlere yönelik gerçekleşen polis saldırısı ve tutuklamaya da dikkat çekiyor Zehra. Katliamın unutturulmak istendiğine işaret eden Zehra, “Kimse bahsetmesin istiyorlar. Biz de katliamın unutulmasını istemiyoruz. Herkes konuşsun, bahsetsin, unutmasın istiyoruz. Herkes her şeyi bilsin, her yerde konuşulsunlar istiyoruz ama konuşulduğu yerde polis müdahale ediyor. Konuşulmasını istemiyorlar” sözlerine yer veriyor.  
 
‘Devlet onları katletti’
 
Katliamda yaşamını yitiren herkesin ailesine sabır dileyen Zehra, sözlerini şöyle sonlandırıyor: “Hakları yerde kalmasın. 3 yıla kadar kanları yerdeydi. Parke taşları kaldırılana kadar kanlarının izi bile geçmedi. 3-4 saat o sıcakta bekletildiler. Üzerlerine gaz sıktılar. Ağaçlar yanarak üstlerine devrildi. Yaralı olanlar ve kurtarılabilecek olanlar da bu şekilde yaşamını yitirdi. Devlet onları katletti. Bunu herkes biliyor. Durumu ağır olanlar sıkılan gazla yaşamını yitirdi. Katliamın unutulmamasını istiyorum. Her yerde her zaman anılsınlar. Tek isteğim unutulmasınlar.”