‘Nagihan’ın mücadelesi, kalemi, hayalleri yerde kalmadı’

  • 09:03 12 Temmuz 2023
  • Güncel
Öznur Değer
 
MÊRDÎN - Nagihan Akarsel’in projesi olan “Kürt Kadınları Kütüphane Arşiv Araştırma ve Hafıza Merkezi”nin açılışına katılan Yeşil Sol Parti Mêrdîn Milletvekili Beritan Güneş, kütüphanenin dünya kadınlarına örnek oluşturacağını ifade ederek, “Nagihan arkadaşın mücadelesi, kalemi, hayalleri yerde kalmadı” dedi.
 
Güney Kurdistan’ın Silêmanî kentinde 4 Ekim 2022’de suikast ile katledilen Kürt akademisyen-gazeteci ve Jineoloji Araştırmaları Merkezi üyesi Nagihan Akarsel’in projesi olan “Kürt Kadınları Kütüphane Arşiv Araştırma ve Hafıza Merkezi” dünyadan çok sayıda kadının katılımıyla 24-25 Haziran’da Silêmanî’de açıldı. Kurmancî, Soranî başta olmak üzere İngilizce, Türkçe, Almanca, Farsça, Arapça ve daha birçok dilde 3 bine yakın kitabın bulunduğu kütüphanede Nagihan'ın ulusal elbisesinin bulunduğu bir oda da yer alıyor. Kitapların büyük bir bölümü bağışlardan oluşuyor. Bir arşiv merkezi de olan kütüphane 11 kişilik bir yönetim kurulundan oluşuyor. Birçok ülkede arşiv çalışması yürütecek olan merkez çalışanları, topladıkları ürünleri bu merkeze taşıyacak.
 
Kütüphane açılışına katılan Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Mêrdîn Milletvekili Beritan Güneş ile Nagihan’ın projesi olan kütüphaneyi, önemini ve açılışını konuştuk.
 
“Nagihan arkadaş, hem kadının gelişmesi hem de Jineolojinin ilerlemesi için çok önemli çalışmalar yürütüyordu. Bu slogan ve bu çalışma, erkek egemen zihniyetin de dikkatini çekmiş olacak ki, kütüphanenin tamamlanmasına izin vermediler.”
 
* Silêmanî’de 4 Ekim 2022’de katledilen Nagihan Akarsel’in projesi olan “Kürt Kadınları Kütüphane, Arşiv ve Araştırma Merkezi” katledilişinden aylar sonra geçtiğimiz günlerde açıldı. Siz de Silêmanî’de kütüphane açılışındaydınız. Öncelikle atmosferi anlatmanızı istiyorum. Dünyadan çok sayıda kadının katıldığı açılışa ilgi nasıldı?
 
Kütüphanenin açılışını konuşmadan önce Nagihan arkadaşın katledildiği sürece değinirsek durumun daha iyi anlaşılacağını düşünüyorum. Nagihan arkadaş katledildiğinde bizler ve tüm dünya kadınları İran’da katledilen Jîna Mahsa Amînî’nin hesabını sormak için sokaklardaydı. Alanlarda, sokaklarda yükselen “Jin jiyan azadî” sloganı ile Jîna Mahsa Amînî’nin intikamını alıyorduk. “Jin jiyan azadî” sloganlarının yükseldiği günlerden birinde Silêmanî’den kara bir haber geldi ve Nagihan Akarsel’in evinin önünde katledildiğini öğrendik. Nagihan arkadaş, hem Jineolojinin oluşmasında hem de “Jin jiyan azadî” sloganının oluşmasında önemli bir role sahipti. Hem kadının gelişmesi hem de Jineolojinin ilerlemesi için çok önemli çalışmalar yürütüyordu. Bu slogan ve bu çalışma, erkek egemen zihniyetin de dikkatini çekmiş olacak ki, kütüphanenin tamamlanmasına izin vermediler. Jineoloji ve kadın üzerinde yürütülen çalışmaların bir şekilde önünü almak istediler.
 
“İnsanın yüreğine ve zihnine dokunan bir atmosfer vardı. Bu kütüphane Nagihan arkadaşın mirası olduğu için duygusal bir atmosfer vardı. Ve her yerinde Nagihan varmış gibi hissediliyordu. Bir yerden çıkıp da kütüphane hakkında konuşacakmış gibi…”
 
Nagihan arkadaşın katledilmesiyle kütüphanenin bir daha açılamayacağını, bu anlamda kadınların korkarak geri adım atacağını düşündüler. Bugün kütüphanenin açılmasıyla o korku planının amacına ulaşmadığını görüyoruz. “Jin jiyan azadî” felsefesiyle bir araya gelen dünya kadın örgütleri ve Kürt kadın hareketi, Nagihan’ın mirasını ve hayalini gerçekleştirdi. Bunu çok kutsal görüyorum. Atmosferi konuşacak olursak da, gerçekten insanın yüreğine ve zihnine dokunan bir atmosfer vardı. Bu kütüphane Nagihan arkadaşın mirası olduğu için duygusal bir atmosfer vardı. Ve her yerinde Nagihan varmış gibi hissediliyordu. Bir yerden çıkıp da kütüphane hakkında konuşacakmış gibi… Kadınlar böylesi bir duygu içindeydi. Duygusal atmosferin yanı sıra öfke de çok yoğundu. Çünkü bu kütüphanenin Nagihan arkadaşın eliyle açılmasına izin vermediler. Kütüphanenin açılmasıyla birlikte kadın felsefe ve paradigmasının, ölüm, tutuklama, baskı zihniyetiyle bitmeyeceğini anladılar. Onlar kadınlara yönelik baskıları artırdıkça kadınlar da onlara karşı mücadeleyi büyütecektir. Çok anlamlı bir ortam ve atmosfer vardı. Hüzün, öfke ve mutluluk bir aradaydı. Nagihan arkadaşın yanında kalanlar, onun, katliamın etkisinden hala çıkamadıklarını söylediler. Onlar için orası çok kutsal ve sahip çıkılması gereken bir yer.           
 
“Öne çıkan temel konu, Nagihan ve arkadaşlarının bıraktığı mirası ilerletmekti. O kütüphane açık kaldığı müddetçe, kadınlar kütüphaneye sahip çıktığı sürece Nagihan’ın yürüttüğü mücadele daha da büyüyecek. Kadınların sesi ve “Jin jiyan azadî” sloganı dünya sokaklarında daha çok yankılanacak.”
 
* Açılışta öne çıkan konular nelerdi? Sizi en çok etkileyen şey ne oldu?
 
Öne çıkan temel konu, Nagihan ve arkadaşlarının bıraktığı mirası ilerletmekti. O kütüphane açık kaldığı müddetçe, kadınlar kütüphaneye sahip çıktığı sürece Nagihan’ın yürüttüğü mücadele daha da büyüyecek. Kadınların sesi ve “Jin jiyan azadî” sloganı dünya sokaklarında daha çok yankılanacak. Dünyanın birçok ülkesinden kadınlar açılışa katılmıştı ve bununla kadın özgürlük paradigmasının dünya çapında kadınlar tarafından nasıl karşılık bulduğunu gördük. “Jin jiyan azadî” bir slogan olarak değil, bir felsefe olarak görülüyor. Bu beni de çok etkileyen bir konu. “Jin jiyan azadî” felsefesi ve Güney’de açılan kütüphane sadece Kürt kadınlar için değil, tüm dünya kadınları için açıldı. Zaten kadın özgürlük paradigmamız sadece Kürt kadınlara değil tüm dünya kadınlarına hitap eden, mücadelelerini esas alan evrensel bir paradigma. Kütüphanenin açılışının temel amaçlarından biri kadının kaybolan mirasına yeniden kavuşmasıdır. Açılan merkezde kadınlar, tarihsel süreç boyunca kadınların izini arayacak. Kadınların tarihte ne zaman, neden ve niçin ezildiğini, yok edilmek istendiğini araştıracaklar. Bu da sadece Kürt kadınları değil tüm dünya kadınlarını ilerletecektir.
 
“Kadın mücadelesi hiçbir zaman baskıyla, zulümle bitmeyecek. Kadın mücadelesi her zaman büyüyerek ilerleyecek. Kütüphanenin açılması da bu mesajı veriyordu.”
 
* Yaşamını Kürt ve kadın mücadelesine adamış, kadın ve yaşam bilimi olan Jineoloji’ye çok önemli katkılar sunan Nagihan’ın projesinin bugün hayat bulması, özelde Ortadoğu ve Kürdistan, genelde ise dünya kadınları için nasıl bir mesaj olarak ele alınmalı?
 
Kadın mücadelesi hiçbir zaman baskıyla, zulümle bitmeyecek. Kadın mücadelesi her zaman büyüyerek ilerleyecek. Kütüphanenin açılması da bu mesajı veriyordu. Uluslararası devletler her ne kadar bu kütüphanenin açılmasını istemese de buna rağmen kütüphane açıldı ve çalışacak. O nedenle bir kez daha söylüyoruz; kadın mücadelesi asla gerilemeyecek. Bizler asla geri adım atmayacağız ve ilerlemeye devam edeceğiz. Dünyada, Türkiye’de, Kurdistan’da çok sayıda kadın sorunu çözümsüz bırakılmak isteniyor. Kadın özgürleşmeden toplum özgürleşemez. Kadın özgürleşmeden, sorunlarımızı demokratik yollarla çözemeyiz. Kadın sorunu çok önemli. Bu kütüphane de kadın sorunlarını çözmek için çok önemli bir rol oynayacak. Tüm dünya kadınlarının gözü de bu kütüphane. Kütüphanenin çalışmaları kadın çalışmalarını daha da büyütecek.
 
“Kürt kadınlar için Nagihan arkadaş şahsında açılmak istenen kütüphane ilk olma özelliği taşıyor. Virginia Wolf’un da daha önce Cambridge’de bir kadın olarak kütüphaneye girmesi yasaklanmıştı. Tarihte de bunun birçok örneği var. Ancak bugün kendilerini, tarihlerini araştırabilmeleri için Kürt kadınlar tarafından bir merkez açıldı.”
 
* Sanıyorum ki özgünlüğü açısından dünyada bir ilk bu kütüphane. Önemi hakkında neler söylenebilir? Kütüphane nasıl bir farkındalık yaratıyor kadında? Dünya kadınlarına nasıl bir etkide bulunur?
 
Tarih boyunca kadınlar, tarihlerinin araştırılması için kütüphane veya araştırma merkezleri açmak istedi. Kadınlar kimi zaman amacına ulaşsa da kimi zaman ulaşamadı. İstanbul’da “Kürt Kadınları İlerleme Enstitüsü” açılmak istendi. Bu amacına ulaşamadı. Ancak tarihte bunun çok örneği var. Kürt kadınlar için Nagihan arkadaş şahsında açılmak istenen kütüphane ilk olma özelliği taşıyor. İlk defa kadınlar ve Kürt kadınlar için Kürt kadınlar tarafından bir kütüphane açıldı. Zaten bunu da engellemeye çalıştılar. Virginia Wolf’un da daha önce Cambridge’de bir kadın olarak kütüphaneye girmesi yasaklanmıştı. Tarihte de bunun birçok örneği var. Kadınların kendini geliştirmesinin, okumasının önünü almak için kütüphanelere girmesi yasaklandı. Ancak bugün kendilerini, tarihlerini araştırabilmeleri için Kürt kadınlar tarafından bir merkez açıldı. Bu dünyaya çok önemli ve büyük bir mesaj veriyor. Kadınlar bugüne kadar mücadeleyle geldi. Bugünden sonra da kadınlar inşa ettikleri kütüphaneyle mücadelelerini büyüterek sürdürecek, kadın sorunlarına kalıcı çözümler bulacaklar.          
 
“Nagihan’ın hayali yoldaşları tarafından gerçekleşti. Nagihan arkadaşın mücadelesi, kalemi, hayalleri yerde kalmadı. Bir bir bütün hayallerini, mücadeleyle, ‘Jin jiyan azadî’ sloganını büyüterek gerçekleştireceğiz.”
 
* Nagihan’ın faillerinin Türkiye istihbaratı ile ilişkili olduğu açığa çıkmıştı. Bu projenin yaşamsallaşması sonucunda Nagihan’ı katleden eril-militarist zihniyetin bir kez daha kadınlar tarafından boşa çıkarıldığını ifade etmek mümkün mü?
 
Tabii ki bunu söylemek mümkün. Çok yerinde bir söylem bu. Nagihan arkadaşın katledilmesi uluslararası bir katliamdır ve kadın mücadelesiyle doğrudan ilişkili bir durumdur. Nagihan arkadaşın, kadın mücadelesi için yakılan ateşi yükselteceğini, kadınlar için, kadın sorunları için bir örgütlülük oluşturacağını biliyorlardı. O nedenle de kütüphanenin açılmasının önüne geçmek istediler. Ancak kadınlar buna karşı çok güçlü bir mesaj verdiler. Bütün baskı ve zulümlere karşı kadınlar, bırakılan mirasa sahip çıkacaklar. Nagihan’ın hayali, yoldaşları tarafından gerçekleşti. Nagihan arkadaşın mücadelesi, kalemi, hayalleri yerde kalmadı. Bir bir bütün hayallerini, mücadeleyle, “Jin jiyan azadî” sloganını büyüterek gerçekleştireceğiz.
 
“Nagihan arkadaşın mücadelesini sahiplenmek ve kütüphanenin amacına ulaşmasını sağlamak doğrudan ‘Jin jiyan azadî’ sloganını, Jineoloji’yi ve kadın özgürlük paradigmasını büyütmektir.”
 
* Kadınlar, Nagihan şahsında yaşam bulan ve miras bırakılan bu projeye ne katmalı ve nasıl genişletmeli?
 
Nagihan arkadaşın mücadelesini sahiplenmek ve kütüphanenin amacına ulaşmasını sağlamak doğrudan “Jin jiyan azadî” sloganını, Jineoloji’yi ve kadın özgürlük paradigmasını büyütmektir. Ne kadar paradigmamızı, kimliğimizi tanır, tarihimizi bilirsek ve üzerimizde yürütülen özel savaş politikalarını, baskı politikalarını bilirsek o kadar bu politikalara güçlü bir cevap verebiliriz. Üzerimizde yürütülen özel savaş politikalarına karşı mücadelemizi büyütmeli ve güçlendirmeliyiz.
 
“Kadının çalınan, kaybolan tarihi yeniden yazılacak. Kadının toplumsal, sosyal, yaşamsal ihtiyaçlarını yeniden inşa edecek. Yeniden ve yeni bir kadın kimliği, yeni bir kadın tarihi yaratacaklar. Kürt kadınlar öncülüğünde inşa edilecek bu yeni yaşam tüm dünya kadınlarını da etkileyecektir.”
 
* Kadınların bu projenin işlenmesi ile ataerkil zihniyet tarafından yazılan tarih sayfalarını değiştirerek kendi tarihlerini yazabilme imkanı bulduklarını söyleyebilir miyiz?
 
Şimdiye kadar kadın tarihi erkek eliyle yazıldı. Sadece kadının tarihi değil, kadının yaşamı da erkek eliyle yazıldı. Toplum da erkek zihniyeti, düşüncesi ve duygusu tarafından inşa edildi. Kadın ise erkek tarafından yaratılan bu yaşamda kendine mücadele ve değişim alanı inşa ediyor. Bu merkez de öyle bir merkez olacak. Kadının çalınan, kaybolan tarihini yeniden yazacak. Kadının toplumsal, sosyal, yaşamsal ihtiyaçlarını yeniden inşa edecek. Yeniden ve yeni bir kadın kimliği, yeni bir kadın tarihi yaratacaklar. Kürt kadınlar öncülüğünde inşa edilecek bu yeni yaşam tüm dünya kadınlarını da etkileyecektir.