Kadın kentinde iktidarın kadın düşmanlığı

  • 09:02 3 Temmuz 2023
  • Güncel
 
Öznur Değer
 
MÊRDÎN - Kadın kenti olarak bilinen Nisêbîn’de yaşanan kadın düşmanı politikaları değerlendiren HDP Nisêbîn ilçe eşbaşkanı Şindar Akıncı, “Kadın kentini erkekleştirmeye çalışan zihniyete karşı kadın kentini yeniden inşa ederek en üst seviyeye çıkarmamız gerekiyor” dedi.    
 
İlki 17 Kasım 2016’da ikincisi ise 19 Ağustos 2019’da Mêrdîn Büyükşehir Belediyesi’ne ve akabinde ilçe belediyelerine dönük kayyım atamalarının ardından kentin dokusu kayyım eliyle değiştirilmeye başlandı. Yerel seçimlere doğru giderken kayyım belediyelerin 7 yıldır kentte yarattığı ağır tahribatlara ise her gün bir yenisi ekleniyor. Mêrdîn’in en önemli ilçelerinden olan ve “kadın kenti” olarak bilenen Nisêbîn de kayyım tarafından dokusu değiştirilen, sosyolojik, kültürel ve demografik yapısıyla oynanan bir kent halini aldı.
 
Nasıl kadın kenti oldu?
 
29 Mart 2009’da yapılan yerel seçimlerde, şimdi Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Tevgera Jinên Azad (TJA) Dönem Sözcüsü Ayşe Gökkan’ın belediye başkanı seçilmesiyle, kentte kadın alanında önemli çalışmalar yapılmaya başlandı. 18-28 Temmuz 2010 tarihinde "1’inci Sınırsız Kadınların Emeği Nusaybin'de buluşuyor" projesiyle 10 günlüğüne kadın kenti ilan edilen Nisêbîn, devamında da kadın alanında güçlü çalışmaların yürütüldüğü ilçelerden oldu. Proje kapsamında kadınlara yönelik olarak düzenlenen sinema, tiyatro, erbane, fotoğraf, cam altı boyama, heykel, kadının insan hakları ve kent şehircilik atölyelerinde akademisyen, sinemacı, fotoğrafçı, belgesel yapımcısı, sosyolog ve sanat yönetmenleri dersler verdi. Nisêbînli 100, Türkiye'nin farklı bölgelerinden de 20 kadının yürüttüğü projede, kadınlar kente kadın gözüyle bakma deneyimi yaşadı.
 
Festivaller başladı
 
Akabinde kentte yürütülen çalışmalar ve özellikle 24 Kasım 2009’da Ayşe Gökkan’ın girişimleriyle açılan ve sağlık, eğitim, hukuk gibi alanlarda kadınlar için çalışmalar yaparak bir de kütüphanesi bulunan Gülşilav Kadın Evi’nin faaliyetleri sonucunda kadına yönelik şiddet, katliam, taciz ve tecavüz vakalarında önemli azalış kaydedildi. Yanı sıra 23-25 Ekim 2009 tarihlerinde ilçede kadın festivalleri de düzenlendi.
 
Dünya Kadın Yürüyüşü’ne ev sahipliği 
 
Yine kadın direnişiyle bilinen Nisêbîn, 2015’te küresel feminist eylem ağı Dünya Kadın Yürüyüşü’nün 4’üncü Uluslararası Eylemi’ne ev sahipliği yaptı. Rojava Kadın Devrimi’ne atfedilen 2015 Dünya Kadın Yürüyüşü, 6 Mart 2015’te Nisêbîn’de yapılan panellerle başladı.
 
Kadın Emek Pazarı hayata geçirilemeden kayyım atandı
 
Nisêbîn Belediyesi tarafından 2015 yılında kadın istihdamına yönelik yapılması planlanan ve bitme aşamasındayken belediyeye kayyım atanması sonucu hayata geçilemeyen önemli projelerden biri de “Jiyana bê sînor” (Sınırsız yaşam) adındaki “Kadın Emek Pazarı” oldu. Bu projeyle kadınlar pazarda kendi yaptıkları ürünlerin yanı sıra organik sebze ve meyvelerin satışını yaparak gelir elde edebilecekti.
 
Kent mimarisi TOKİ’lerle değiştirildi
 
Sokağa çıkma yasaklarının sona erdiği Mayıs 2016 itibariyle mahallelere dozerlerin girmesiyle beraber binlerce bina yıkıldı. Kanîka (Kışla), Elîka (Dicle), Koçera (Fırat) ve Mazilawdîn (Zeynel Abidin) mahalleleri ise tamamen yıkılarak yerine TOKİ inşa edildi. İnşa edilen binalarla kentin görünümü tamamen değişirken, aynı zamanda bölgeye yerleştirilen polis, asker, jandarma gibi personellerle de kentin demografik yapısı değiştirilmek istendi. Kentin kültürel ve sosyolojik yapısını hedef alan bu uygulamalara karşı ise yurttaşlar tepkili. 
 
7 yılda 4 kayyım değişti
 
11 Eylül 2016 tarihinde belediye, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) yönetimindeyken belediyeye ilk olarak İlçe Kaymakamı Ergün Baysal kayyım olarak atandı. Ergün Baysal’ın görev yerinin değiştirilmesi ile yerine atanan Mehmet Balıkçılar kayyım görevini devraldı. 3 yıllık kayyım yönetiminin ardından 31 Mart 2019’da gerçekleşen yerel seçimlerde belediye Halkların Demokratik Partisi (HDP) tarafından kazanıldı. Ancak 18 Ekim 2019’da ikinci defa kente kayyım atanmasıyla Kaymakam Mehmet Balıkçılar yeniden kayyım görevine getirildi. Yaklaşık 15 ay kayyım olarak görevde kalan Mehmet Balıkçılar’ın yerini 21 Ocak 2021’de kaymakamlığa getirilen Emre Yalçın aldı. 7 ay kayyım olarak görevde kalan Emre Yalçın ise yerini 20 Ağustos 2021’de hala görevde bulunan Kaymakam Ercan Kayabaşı’ya bıraktı.
 
Kayyımın icraatı kadın düşmanlığı
 
2016 yılında kente ilk kayyım atanmasından bu yana yurttaşlar için hiçbir hizmette bulunmayan kayyım, kentin manevi ve toplumsal değerlerini hedef alıyor. Kayyım tarafından belediyede yapılan ilk icraat çok sayıda çalışanın ihraç edilerek, kendi kadrolarının belediyeye yerleştirilmesi oldu. Birçok parkın ismi değiştirilirken, 1992 yılında kentte yapılan Newroz kutlamaları sırasında polislerce katledilen 16 yurttaş anısına inşa edilen Newroz Anıtı yıktırılarak, yerine saat kulesi dikildi. Kentin kültürel faaliyetlerinin yürütüldüğü en önemli mekan olan Mitanni Kültür Merkezi ise işlevsizleştirildi, sanatçılar ve çalışanları tutuklandı. Yine kadınlar için kurulan ve kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesini amaçlayan ve çeşitli sosyo-kültürel faaliyetleri bulunan Gülşilav Kadın Evi’nin çalışmaları ise önce engellendi, sonra kapatıldı.
 
Kadın kenti erkekleştiriliyor
 
7 yıldır kayyım tarafından yönetilen Nisêbîn’de kadın emeği erkekleştirilmeye çalışılırken, kadın kazanımları ise gasp ediliyor. 17 Ağustos 2021’de kaymakamlıkça gerçekleşen “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele İlçe Koordinasyon, İzleme ve Değerlendirme” toplantısına 15 erkek ile yalnızca 1 kadının katılması kadın kentinin içinde bulunduğu durumu özetliyor.
 
Kadın kentine hizmet etmiş kadın başkanlar yargılanıyor: 46 yıl hapis
 
Erkekleştirilmeye çalışılan kadın kentine hizmet etmiş kadın başkan ve eşbaşkanlar ise yargı eliyle cezalandırılmak isteniyor. 29 Mart 2009’dan 30 Mart 2014’e kadar kente hizmet eden dönemin belediye başkanı Ayşe Gökkan’a, o dönemdeki kadın çalışmaları ve faaliyetleri de gerekçe gösterilerek, 20 Ekim 2021’de Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nce “örgüt üyesi” olduğu iddiasıyla 30 yıl hapis cezası verildi. Ayşe, hala Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuluyor. Ayşe’den görevi 30 Mart 2014’te devralan ve yerine kayyım atanmasının ardından tutuklanan Eşbaşkan Sara Kaya da 22 Haziran 2020’de Mardin 4’ncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından “örgüt üyeliği”, “görevi kötüye kullanma” ve “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” iddialarıyla 16 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Sara, hala Tarsus Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuluyor. 31 Mart 2019’da seçilmesinin ardından yerine kayyım atanması üzerine tutuklanan Eşbaşkan Semire Nergiz ise kısa bir tutukluluğun ardından tahliye edildi.
 
20 gün içinde ikinci saldırı
 
Tüm bunların yanında kadın değerleri ve kazanımlarına saldırmaya devam eden Nisêbîn kayyımı son olarak 3 Haziran’da, DAİŞ’in Kobanê’ye dönük 2014’te başlattığı saldırılara karşı 6 Kasım 2014’te Riha’nın (Urfa) Pirsûs (Suruç) sınırında devam eden nöbet eyleminde polislerce açılan ateş sonucu katledilen Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) üyesi Kader Ortakaya’nın isminin verildiği parkın tabelasını kazıyarak parkın adını sildi. Yaklaşık 20 gün sonrasında ise daha önce yine kayyım tarafından kapatılan Gülşilav Kadın Evi’ni bir gecede yıktı.  
 
7 yıl içinde kayyım tarafından yaratılan tahribatları ve kadın kazanımlarına yönelik saldırıları HDP Nisêbîn Eşbaşkanı Şindar Akıncı değerlendirdi.
 
‘90’lı yılların karanlık dönemine geri dönülmek isteniyor’
 
2009’da Nisêbîn’in kadın kenti olarak tanımlandığını hatırlatan Şindar, ondan önceki senelerde de kadınların Nisêbîn’de her zaman öncü bir konumda olduğunu ifade etti. Kadınların toplumda önemli bir karşılığı olduğuna dikkat çeken Şindar, Nisêbîn’in kadın kenti ilan edildiği 2010’da dönemin Belediye Başkanı olan Ayşe Gökkan’ın tutsaklığına işaret etti. 90’lı yılların karanlık dönemine geri dönülmek istendiğinin altını çizen Şindar, “O dönem kadına yönelik şiddet ve katliam yok denecek kadar azdı. Bugün birçok Kurdistan kentinde olduğu gibi Nusaybin’de de yaşanan fuhuş ve uyuşturucu o dönem yoktu. Ayşe Gökkan’ın da bu anlamda çok güzel çalışmaları vardı” şeklinde konuştu.
 
Gülşilav bir gecede yıkıldı
 
Sokağa çıkma yasaklarının olduğu döneme vurgu yapan Şindar, bu süreç ile birlikte Kurdistan kentlerine yönelik saldırıların da başladığını kaydetti. Şindar, “Ardından ise kayyımın atanmasıyla beraber erkek-devlet zihniyetini görmeye başladık. Örneğin kayyımın atanmasının ardından kadın kooperatifinin bir gecede yakıldığını gördük. Yine kayyımın kapattığı Gülşilav Kadın Evi de bir gece ansızın yıkıldı. Kimsenin müdahale etmemesi ve tepki göstermemesi için kimsenin haberdar olmadığı ve göremeyeceği saatlerde yıkım ve yakmaları gerçekleştiriyorlar” sözlerine yer verdi.
 
‘Kadın pazarı erkeklere verildi’
 
Nisêbîn’e hizmet eden kadın başkan ve eşbaşkanların bugün tutuklu olduğunu belirten Şindar, Sara Kaya hakkında ifade veren Nusaybin TEM Şube Amiri Ünal Uyar’ın FETÖ’den tutuklu olmasına rağmen Sara’nın o ifadeler gerekçesiyle tutuklu bulunmasına dikkat çekti. Kadın eşbaşkanların kadınlara yönelik yapmak istedikleri çalışmalara değinen Şindar, “Kadın pazarı kurulmak istenmişti, ancak kayyımın gelmesinin ardından o pazarı da erkeklere verdiler ve kendi istedikleri gibi yönetiyorlar. Yine Sara’nın eşbaşkanlık döneminde, DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırısında DAİŞ’e karşı savaşarak yaşamını yitiren Kader Ortakaya isminin verildiği bir park yapılmıştı. Ancak kayyım Kader Ortakaya’nın ismini parktan sildi. Kayyım zihniyeti kadınların hatırlanmasını, birbirlerini hatırlamalarını istemiyor. Öncü kadınların diğer kadınları etkilemesinden korkuyor ve bunun önünü almaya çalışıyor. Direnişlerinin emsal teşkil etmesini istemiyorlar” dedi.
 
‘Gideceğini bilen kayyım kadın kazanımlarına el koyuyor’
 
Şindar, yine sokağa çıkma yasakları sonrasında yıkılan binalar yerine TOKİ’lerin inşa edilmesiyle toplumsallığın parçalanmasının amaçlandığını vurgularken, “Kadınları, toplumu birbirinden uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Şu an TOKİ’lerde yaşanan şiddet gibi durumlardan bir başkasının haberi olmuyor. Yine bunlarla birlikte özel savaş politikaları doğrultusunda uyuşturucu kullanımı hat safhaya ulaştı, genç kadınlara fuhuş yaptırılıyor. Toplumda çürümüşlük yaşanıyor. Nisêbîn öyle bir kent değildi. Dokusuyla oynadılar. Bizler de kadınlar öncülüğünde Nisêbîn’i eski haline getirmeyi amaçlıyoruz. Bunu da kadın birliğiyle gerçekleştirebiliriz. Önümüzde bir seçim süreci de var ve Nisêbîn halkı oldukça politik bir halk. Kayyım gideceğini bildiği için gitmeden elinden geldiği kadar kente ve insanlara zarar vermeye, kadın kazanımlarına el koymaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.
 
‘Aşk’ adı altında gerçekleşen savaş politikası
 
“Gençler ve genç kadınlar arasında yoz bir yaşamın özendirildiğinin” altını çizen Şindar, “İnternet ve televizyon aracılığıyla gençler yozlaştırılmaya çalışılıyor. Özellikle özyönetim sürecinin ardından kente getirilen polis ve askerler fiziksel olarak ‘iyi’ görünen kişilerden seçiliyor. Bununla da genç kadınları duygusal olarak ‘aşk’ adı altında düşürmeye çalışıyorlar. Bunun örneğini İpek Er ve Gülistan Doku’dan da gördük. O nedenle genç kadınların geç olmadan, daha çok zarar almadan bu politikanın farkına varması gerekiyor” diye konuştu.
 
‘Kadın kentini yeniden inşa edeceğiz’
 
Eski kadın belediye başkan ve eşbaşkanları Sara Kaya ve Ayşe Gökkan’ın tutukluluğunu hatırlatan Şindar, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Arkadaşlarımızın cezaevindeki direnişi bize örnek olmalı. Kadın kentini erkekleştirmeye çalışan zihniyete karşı kadın kentini yeniden inşa ederek en üst seviyeye çıkarmamız gerekiyor.”