Hêlince Katliamı'nın üzerinden 3 yıl geçti…

  • 09:52 23 Haziran 2023
  • Güncel
 
 
Gülistan Şahin
 
QAMIŞLO - Türkiye’nin 3 yıl önce Hêlince’de katlettiği Zehra Berkel, Emine Weysî ve Hebûn Mele Xelîl’e ilişkin konuşan Kongra Star Sözcüsü Rihan Loqo, onların Kadın Devrimi için ilk kıvılcımın yakıldığı günden itibaren direniş ve mücadeleye öncülük ettiklerini söyledi. 
 
Türkiye’nin 23 Haziran 2020 tarihinde Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik yaptığı saldırı sonucu Kongra Star Fırat Bölgesi Koordinasyon Üyeleri Zehra Berkel, Hebûn Mele Xelîl ve Emine Weysi’nin katledilmesinin üzerinden 3 yıl geçti. Türkiye’nin saldırıları aralıksız sürerken 3 öncü kadının katledilmesinin yıl dönümüne birkaç gün kala bir kez daha kadınlar hedef alındı. 20 Haziran’da yapılan saldırı sonucu BU KEZ DE Qamişlo Kantonu Meclis Eşbaşkanı Yûsra Derwêş, Eşbaşkan Yardımcısı Leyman Siwêş ve Fırat Tuma katledildi. 
 
Kongra Star Sözcüsü Rihan Loqo Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
 
Kadınların mücadelelerinin ne denli önemli olduğuna dikkat çeken Rihan, “Kuzey ve Doğu Suriye’de tek bir kadın da kalsa, tek bir örgütlü kadın olsa dahi işgalci devletlerin hayallerinin gerçekleşmesine izin verilmeyecek. Arkadaşlarımızın davasının izinde olacağımıza dair sözümüz budur” sözleri ile mücadele ve direnişteki kararlılıklarına vurgu yaptı. 
 
‘Kadın mücadelesine karşı aralıksız bir savaş yürütülüyor’
 
Rihan, 2020 yılında Fırat Bölgesi’nde devrimin kazanımlarını koruyan 3 kadının katledildiğine değindi ve “Zehra Berkel, Emine Weyse Ana ve Hebûn Mele Xelîl’i saygı ile anıyorum. Onlara verdiğimiz sözü tekrarlıyoruz. Onların hayallerini  gerçekleştirerek intikamlarını alaacğımızın sözünü tekrarlıyoruz. Yıllardır Kürt kadınlarının örgütlülüğüne, mücadelesine, bilincine karşı erkek egemen iktidarın ve işgalcilerin saldırıları var” dedi.  
 
Kadınlar devrime öncülük etti
 
Rojava’da gerçekleştirilen Kadın Devrimi’ne dikkat çeken Rihan,  kadının devrimdeki rolüne ilişkin şunları dile getirdi: “Kuzey ve Doğu Suriye’de özellikle Kadın Devrimi sürecinde büyük bir direniş vardı. Direnişin kıvılcımı Kobanê’de yakıldı. Kobanê’de eşsiz bir direniş gelişti. Katledilen 3 kadın arkadaşımız devrimde o süreçte öncülük ettiler. Eşit, demokratik, özgür irade esasına dayanan bir toplum için kendilerini nasıl tüm kadınlara ulaştırıp örgütleme ve güçlendirme temelinde Fırat Bölgesi’nde örnek bir çalışma yürüttü bu arkadaşlarımız. O günden bu yana da işgalci Türk devletinin Kadın Devrimi’nin kazanımlarına ve coğrafyamıza nasıl saldırdığını, devrimin öncülerine nasıl saldırdığını görüyoruz.”
 
‘Türk devleti kadınların düşünce ve örgütlülüğünden korkuyor’
 
Türkiye’nin çalışkan ve mücadeleci kadınları hedef aldığını belirten Rihan, “23 Haziran 2020’de işgalci Türk devleti insansız hava araçları ile Hêlince köyünde bir ailenin evine vahşice saldırı düzenledi. Orada öncü 3 arkadaşımızı katletti. Bu tesadüfi bir saldırı değildi, öyle değerlendiremeyiz. Bu çok planlı bir şekilde yapıldı. O arkadaşlar hedef alındı ve şehit edildiler. Bu da Türk devletinin bilinçli kadından korktuğunu gösteriyor. Türk devleti kadınların düşünce ve örgütlülüğünden korkuyor. Şimdi Türkiye’de bir iç karışıklık var, toplumsal, ekonomik, yönetim ve zihniyet sorunları var. Bu yüzden Türk devleti kadınların düşüncesine, bilincine ve örgütlülüğüne saldırıyor. Bu açık. Türk devleti iç sorunlarını çözemiyor. Kadınların bilinç ve örgütlülüklerine saldırıyor. Devrimin başlangıcından bu güne kadar kadın kazanımlarına yönelik saldırılar son bulmadı. 23 Haziran’da 3 kadını hedef aldılar yine 17 Haziran’da halkların eşit, demokratik ve kardeşlik temelinde bir arada yaşayacakları bir sistemin ilk sorumlularından Ferhat Dêrik arkadaş hedef alındı. 20 Haziran’da Türk devleti Yusra, Leyman arkadaşlar hedef aldı” sözleri ile Türkiye’nin saldırılarıyla hedef aldığı öncülere dikkat çekti. 
 
‘Mücadeleci kadınlar örgütlülüğümüz için örnektiler’
 
Türkiye tarafından katledilen kadınların önemli bir sorumluluğunun olduğunu söyleyen Rihan, şunları belirtti: “Türk devletinin hedef aldığı bu arkadaşlarımız büyük bir alanın sorumluluğunu üstlenmişlerdi. Eğitim ve sorunlarla ilgileniyorlardı. Eşit, demokratik, ortak bir yaşam için çalışıyorlardı. 24 saat aralıksız bölgedeki halkın arasında büyük bir mücadele veriyorlardı. Bölgedeki tüm Kürt, Süryani, Arap, Çerkes bileşenler için çalışmalarını yürütüyorlardı.  Bu arkadaşlar an be an toplum içerisinde çalışmalarını sürdürüyordu. Bu mücadeleci kadınlar toplum içerisinde örgütlülükleri ile örnek oldular. Kadın şahsında özgür bir iradenin açığa çıkması için örneklerdi.”
 
Öncü kadınlara yönelik saldırılar tesadüf değil
 
Kürt kadınlara yönelik saldırıların planlı olduğunu dile getiren Rihan, şunları ifade etti: “Mücadele eden kadınlara yönelik saldırılar tesadüf değil. Astana toplantıları sürecinde bu saldırı gerçekleşti. Bu toplantıda işgalci devletler Kadın Devrimi’ne, Kürt kimliğine ve demokratik sisteme karşı tartışmalar yürüttüler. Tartışmalarda  toplumsal huzuru nasıl bozacakları sonucu ortaya çıktı. Kadın Devrimi’nin kazanımlarını ortadan kaldırmak istiyorlar. Kadın iradesinin zayıflatmak istiyorlar. Bu yüzden bu toplantıyı kınıyoruz.”
 
‘Kürt kadınlar vahşi DAİŞ’e karşı savaştı’
 
Kürt kadınların DAİŞ’e karşı savaştıklarını ve yendiklerini hatırlatan Rihan, “Kürt gençleri kanları ile bu toprakları savundular. Gençler bu toprakları ve insanlığı savundular. Anne babaların başını tüm dünyanın gözleri önünde kesen  vahşi DAİŞ’e karşı savaştılar. Bu yüzden bölgenin gençleri tutum ve bilinçleri ile insanlığı savundular. Bu yüzden herkes bu topraklara borçlu. Yine KDP de işgalcilerle işbirliği yapıyor. Bir Kürt nasıl işgalcilerle işbirliği yapar, öncü Kürt kadınlara yönelik saldırılara nasıl göz yumar? Bu yüzden KDP’nin bu tutumunu kınıyoruz. Artık yeter diyoruz ve bu ihanetten vazgeçmeli” dedi.  
 
‘Arkadaşlarımızın davasının izindeyiz’
 
Eşitlik ve barış için sonuna kadar mücadele edeceklerini dile getiren Rihan şunları söyledi: “Onlar ne kadar plan yapsalar, hayaller kursalar da onların hayallerinin gerçekleşmesine izin vermeyeceğiz. Bizler arkadaşlarımızın davasının izinde olacağız. Son ana kadar çalışacağız. Mücadeemizi, örgütlülüğümüzü ve kazanımlarımızı korumak için bir an bile durmayacağız. Onların planlarını boşa çıkaracağız. Kuzey ve Doğu Suriye’de rahat olmalarına izin vermeyeceğiz. Onların yüreklerinde yara bırakacağız. Kadın Devrimi Hevrîn Xelef, Zehra Berkel, Zeynep Seroxa, Rihan, Yusra’nın çizsinde devam edecek. Bizler örgütlülüğümüze inanıyoruz. Demokrasi, eşitlik ve barış için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.  Devrimin öncülerinin izinde gideceğiz. Bizler işgalcilere ve ihanetçilere boyun eğmeyeceğiz. Topraklarımıza girmelerine izin vermeyeceğiz. Kuzey ve Doğu Suriye’de tek bir kadın da kalsa işgalcilerin hayallerinin gerçekleşmesine izin vermeyeceğiz.” 
 
Alanlara çıkma çağrısı
 
Tarihi bir süreçten geçildiğini belirten Rihan, “Özgürlük zamanı, inşa ve savunma zamanı. Kendimizi savunmak için tüm kadın örgütü ve hareketlerine çağrım alanlara çıksınlar, alanları birlikte renklendirelim, güçlendirelim. İktidarcı sistemlere ve ihanetçilere karşı çıkacağız. Birlik ve örgütlülükle o kirli planları boşa çıkaracağız ve demokratik özgür toplumu inşa edeceğiz" diye konuştu.