Abluka bitti tehlike sürüyor

  • 09:09 7 Haziran 2023
  • Güncel
 
MEXMÛR - Irak ordusunun ablukasına karşı 16 gün direnen ve geri adım attıran Mexmûr Kampı'ndaki gelişmeleri değerlendiren Belediye Eşbaşkanı Fatma Bilen, 30 yıldır direndiklerini bu saldırının Türk devletinin baskısı ile gerçekleştiğini belirterek tehlikenin hala sürdüğünü ve dayanışmanın devam etmesini istedi. 
 
20 Mayıs’ta Irak ordusu, Mexmûr Kampı’nı (Şehid Rustem Cudî Kampı) ablukaya alarak tel örgülerle çevirerek etrafına kuleler yapmak için girişimde bulundu. Kampta yaşayan halkın direnişi sonucu 16 gün sonra Mexmûr Halk Meclisi, Iraklı yetkililerle görüştü. Yapılan görüşmelerin ardından Irak ordusu kampın etrafından çekildi, halk da başlattığı çadır eylemini sonlandırdı. 
 
Mexmûr Belediye Eşbaşkanı Fatma Bilen, yaşanan gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 
 
Dünya direnişi gördü
 
İlk olarak Irak ordusunun ablukasına değinen Fatma, “Bildiğiniz gibi 20 Mayıs’ta Irak ordusu baskın düzenleyerek kampı ablukaya aldı. 30 yıldır Önderliğin düşünceleri ile inşa edilen kamp aynı anlayış ile ablukaya karşı direndi. Tüm dünya da bu büyük direnişi gördü. Bu halkın en zor zamanlarda nasıl haklarını koruyacağını ve direndiğini gördü” dedi.  
 
‘Sıradan bir abluka değildi’
 
“Gerçekten de bu abluka basit ve sıradan bir abluka değildi” diyen Fatma devamla şunları söyledi: “25 yıldır Irak hükümetinden böyle bir yaklaşım görmemiştik. Biliyoruz ki bu Türk devletinin Irak hükümetine yönelik yaptığı baskı sonucu bu abluka gerçekleşti. Ablukanın temelinde baskılar var. Gerçekten de Irak hükümetinin ilk birkaç günkü baskısı sertti. Bildiğiniz gibi bir genç yaralandı, böyle bir yaklaşım sergilediler. O dereceye geldiler ki insanlara kurşun sıktılar. Bu da saldırının sıradan bir saldırı olmadığını gösteriyor.” 
 
16 günlük direniş…
 
Mexmûrlu mültecilerin 16 gün boyunca direndiğini vurgulayan Fatma, “Birçok yerde de Kürtler Mexmûr için ayağa kalktı. Irak hükümetinin ve Birleşmiş Milletler'in (BM) tutumunu kınadılar. Çünkü sorumluluklarını yerine getirmediler. Sivil ve mülteci insanlara yönelik uygun olmayan bir tutum sergilediler”  ifadelerini kullandı.  
 
Neden böyle bir abluka?
 
Bağdat ile yapılan görüşmelere dikkat çeken Fatma, şunları paylaştı: “Bağdat ile gerçekleştirilen abluka ve yaklaşıma ilişkin bir görüşme gerçekleştirildi. Bu görüşme bizim çabalarımızla oldu. Yaklaşımlarını anlamaya çalıştık. Neden böylesi bir süreçte kampa karşı yaklaşımları değişti anlamaya çalıştık. Baktık ki bu abluka, tutum ve yaklaşım sıradan değil. 25 yıldır bir ülkenin topraklarında yaşa, hiçbir yasalarını ihlal etme, hükümete karşı çıkma, mülteci hakların temelinde burada yaşa. Bu nasıl bir tutum? Görüşmelerde bize kamptan yana yanlış bir yaklaşım, farklı bir tutum görmediklerini söylediler. Bu süreçte böyle bir ablukanın neden yapıldığını anlamaya çalıştık.”
 
Zulümden kaçtılar
 
5 yıldan bu yana Kurdistan Bölge Hükümeti'nin kampa farklı bir yaklaşım sergilediğini belirten Fatma, “5 yılda Kurdistan Bölge Hükümeti kampa ambargo uyguluyor, kampa saldırıyor ve kampa yönelik farklı dayatmalarda bulunuyor. Mexmûr Kampı’nı inşa edene kadar Barzan bölgesinde kalmıştı ve Barzani ailesi tarafından yapılan baskılar yaşanılır gibi değildi. 1998’de biz Mexmûr’a geçtik. O günden bu yana aynı yaklaşım devam ediyor. Türk devletinin zulmünden kaçıp buraya gelsek de Kurdistan Bölge Hükümeti’nin yaklaşımı da aynı oldu. Irak hükümetine çağrımız, Kurdistan Bölge Hükümeti ve Türk devleti gibi bize yaklaşmasınlar” şeklinde konuştu. 
 
‘Türkiye’nin tehdidi sürüyor’
 
30 yıldan bu yana bir direnişin olduğunun altını çizen Fatma şöyle dedi: “KDP’nin saldırılarından söz ettik. Bu kamp çok kötü şeyler  gördü. Ancak bilinsin ki bunlar hiçbir zaman unutulmayacak. Şimdi KDP’ye inancımız yok. Çünkü birçok şey söylediler ama hiçbirini yerine getirmediler. Bu halk da biliyor ki bu saldırılar Türk devletinin tehditleri sonucu gerçekleşiyor.”
 
DAİŞ saldırısında da halk kendini korudu
 
Şimdiki duruma dikkat çeken Fatma, bir rahatlamanın olduğunu söyledi. Fatma, “Şimdi de tehlike yine var. Ancak bizim için önemli olan halkın gücü ve örgütlülüğü. Bu şekilde bu politikaların önünü alabiliriz. Bizler kendimizi Önderliğin düşünce ve fikirleri ile geliştirdik. Kimseye ihtiyacım yok diyoruz. DAİŞ sürecinde de Êzidî toplumu ve kampımız tehlike bir duruma düştü. Ancak ne Irak ne de Kurditan Bölge hükümetleri bizi korumadı. Yine bu kamp ve Êzidî toplumu kendini korudu. Bu tutumlarından vazgeçmelerini istiyoruz ve mültecilere karşı bu sert tutumlarını bıraksınlar” dedi. 
 
Dayanışma gelişti
 
Mevcut hükümetlerin halkın örgütlülüğünü kabul etmediklerini dile getiren Fatma, “2014’teki ferman sonrasında Êzidîler kendini örgütledi ve güçlendi.  Saldırıları kabul etmeyeceklerinin mesajını verdi. Mexmûr Kampı da her türlü saldırıya karşı kendini geliştirdi ve örgütlülüğünü güçlendirdi. 20 Mayıs’taki ablukadan sonra aynı şekilde yaptı. Bu direniş tüm dünyada yankılandı, hem ülkede hem de yurt dışında kamp için büyük bir dayanışma gelişti” sözlerini kullandı. 
 
Tehlike geçmiş değil
 
Fatma son olarak tehlikenin hala geçmediğini belirterek, “Tüm Kurdistanlılara çağrımız durum hala düzelmiş değil, bu yüzden kampa desteğin sürmesi gerekiyor” çağrısı yaptı.