‘Mülteci sorununun çözümü için Türkiye Suriye’den çekilmeli’

  • 09:16 27 Mayıs 2023
  • Güncel
 
Melike Aydın
 
İZMİR - Mültecilerin seçim atmosferinde siyasiler tarafından nefret söylemleri ile yeniden gündeme gelmesini, “Siyasiler oy toplamak için ırkçı ve insan dışı bir topla oynuyor” diye belirten Konak Mülteci Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Cevher Tosun, mülteci sorununun evrensel insan hakları çerçevesinde çözülmesi ve Türkiye’nin Suriye’den çekilmesi çağrısında bulundu.
 
Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalması sonrasında milliyetçi oyları kendilerine çekebilmek için Millet İttifakı ve Cumhur İttifakı çalışmalara ve anlaşmalara başladı. Konak Mülteci Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Cevher Tosun, seçim sürecinde kullanılan dilin çeşitli şiddet olaylarını körüklemesi ve mültecilere dönük nefretin artmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 
 
 ‘Ülkenin sorunları mülteci sorunuyla birleştiriliyor’
 
Mültecilerin Türkiye’de en alt katmanda yer aldığını ve bir yandan en zor ekonomik koşullarla baş etmeye çalışırken diğer yandan da ırkçılık saldırısıyla karşı karşıya olduğunu belirten Cevher, “İşyerinde beraber çalıştığı arkadaşının daha altında ücret alıyor. İkisi de aynı sömürüye maruz kalıyor ama ne yazık ki ülkedeki yoksulluğun işsizliğin tacizlerin, ahlaksızlığın, tecavüzlerin, çocuk cinayetlerinin nedeni olarak da mülteciler öne sürülüyor. Oysa daha iki gün önce iki aylık bebeğe tecavüz eden Zonguldak’ta yaşıyordu, başka ülkeden gelmedi. Bunun mültecilikle ilgisi yok. Kendi ülkemizin ahlaksızları da mülteci sorunuyla mülteci sorunuyla birleştirilmiş durumda” dedi.
 
’200 bin mülteci oy kullanıyor’
 
Cevher, mülteci nüfusunun 6 milyon olduğunu, bunların 3 buçuk milyonun Suriyeli olduğunu belirtti. Cevher, bunların da 200 bin civarının oy kullanabildiğini dile getirerek, “Yani seçimi belirleyen bir noktada değiller. İşsizliğin ve yoksulluğun nedenini ucuz emek gücü olarak görüldükleri için bu siyasiler tarafından pazarlık konusu haline getirildi. Sanki onlar giderse patronlar işçilere daha fazla ücret verecek, işsizlik sorunu kalkacak veya yoksulluk sorunu ortadan kalkacak gibi bir algı yaratılıyor. Bunun mültecilerle hiçbir ilgisi yok” ifadelerini kullandı.
 
‘Düşük ücret ve işsizliğin nedeni Suriyeliler değil’
 
 “Önce Suriyelilerden başlayacak sonra diğer etnik gruplara yönelecekler” diyen Cevher, şöyle devam eti: “Zaten Türkiye gibi ülkelerde bu konular her zaman gündemde tutulur. Bu onların işine gelir. Nasıl durdurulur? Ülke insanları olarak bu yoksulluğun işsizliğin, bize reva görülen bu yaşam tarzının bizim değil, sermayenin kapitalizmin doymak bilmeyen kar hırsından dolayı olduğunun farkına varmalıyız. Bunu algılayamadığımız sürece faşizme doğru gideceğiz. Bize görev düşüyor, bu gerçekleri gören siyasi örgütlere, kitle örgütlerine, derneklere sendikalara görev düşüyor. Özellikle sendikalarda işyerlerinde bunun işlenmesi gerekiyor, düşük ücret ve işsizliğin nedeninin Suriyeliler olmadığını anlatması gerekiyor.” 
 
‘Türkiye’nin savaşı teşvik etmesi sonucu mülteciler geldi’
 
Mülteci sorununun çözülmesi için en önemli şeyin barışın sağlanması olduğunun altını çizen Cevher, “Suriye’nin üzerine ülkemiz tarafından gönderilen, kimler olduğu belli olmayan ÖSO gibi gruplar bomba yağdırırken burada sessiz kalanların, burada alkışlayanların bugün mülteci sorununu gündeme getirmemeleri gerekiyor. Bizim ülkemizdekiler bu sonuca neden oldu. Bunun nedeni ülkelerimizin Ortadoğu üzerindeki paylaşım pazarlıklarıydı. Bunun sonucu halk savaşa maruz kaldı. Onlar sonuç olarak canlarını kurtarmak ve daha iyi koşullarda yaşamak için harekete geçtiler” diye belirtti. 
 
‘Önce askerleri çekin sonra mültecilerden geriye dönüşü isteyin’
 
“Siyasiler oy toplamak için ırkçı ve insan dışı bir topla oynuyor” vurgusu yapan Cevher, “Bu top ellerinde bomba olacak ve patlayacak. Kendileri bile nasıl o noktaya geldiklerini gördüklerinde şaşıracak. Lütfen geri adım atın ve evrensel insan hakları çerçevesinde bu sorunun çözümünü bulun. Her şeyden önce o bölgeden askerlerimizi çekelim sonra o insanların geriye dönüşünü isteyelim” şeklinde konuştu.