300 ağır hasta tutsak bırakılsın diye çalışıyorlar

  • 09:02 23 Mayıs 2023
  • Güncel
 
Rojda Aydın 
 
AMED - Cezaevlerindeki hasta tutsaklara ilişkin değerlendirme yapan MED TUHAD-FED yöneticisi Safiye Akdağ, federasyon olarak 300 ağır hasta tutsak tespit ettiklerini bırakılmaları için aileleri ve avukatları ili birlikte girişimlerde bulunduklarını söyledi. 
 
Cezaevlerinde tutulan ağır hasta tutsakların durumu günden güne ağırlaşırken, tedavi edilmedikleri gibi bırakılmıyorlar. Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) ağır hasta tutsaklara “cezaevinde kalabilir” yönünde rapor vermesinden dolayı tutsaklar ya cezaevinde yaşamını yitiriyor ya da bırakıldıktan kısa bir süre sonra dışarıda yaşamını yitiriyor. En son ağır hasta tutsak Behçet Kaplan cezaevinde yaşamını yitirirken, 30 yıl cezaevinde kalan Abdulhalim Kırtay da 22 Mart’ta bırakıldıktan 51 gün sonra yaşamını yitirdi. Son iki yıl içerisinde cezaevlerinde 93 tutsak yaşamını yitirdi. 
 
Med Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED) yöneticisi Safiye Akdağ, hasta tutsakların durumuna ilişkin değerlendirme yaptı. 
 
Başvurulara rağmen bırakılmadı
 
Cezaevlerindeki hasta tutsakların bırakılması için federasyon olarak birçok kez çağrılar yaptıklarını söyleyen Safiye, “Ne yazık ki bilinçli olarak yürütülen kirli politikalardan ve hukuksuzluklardan dolayı bu ay içerisinde 2 hasta tutsak yaşamını yitirdi. 31 yaşındaki Behçet Kaplan mide kanseri idi. Ancak avukat, aile ve bizlerin başvurularına rağmen bırakılmadı. Tetwan (Tatvan) ve Xelat (Ahlat) dışında hastaneye de götürülmedi. Son aşamada hastane kaldırıldı. Ancak son 4 ayda yemek dahi yiyemez durumdaydı. O da AKP-MHP faşist iktidarı tarafından katledildi.  İktidarın ve uluslararası güçlerin politikalarından kaynaklı cezaevlerinde şehitlerimizin cenazeleri çıkıyor. Abdulhalim Kırtay 30 yıldır cezaevindeydi ve durumu çok ağırlaşmıştı. Bırakıldıktan 51 gün sonra yaşamını yitirdi. Durumunun ağır olmasından dolayı da 51 gün hastanede tedavi ediliyordu” dedi. 
 
‘Hukuksuz kararlarından dolayı tutsaklar ATK’ye başvurmuyor’
 
Cezaevlerindeki ağır hasta tutsaklardan Mehmet Emin Özkan ve Ergin Aktaş’ın durumuna dikkat çeken Safiye şunları belirtti: “Mehmet Emin Özkan’ın durumu ağır ve bunu kamuoyu biliyor. Cezaevinde aile görüşüne bile çıkamıyor. Yine hasta tutsak Ergin Aktaş’ın da durumu çok ağır. ATK raporunda ‘cezaevinde kalabilir denildi’, aile görüşe gidiyor ama görüş yapamıyorlar. Hasta tutsaklar görüş yerine gelemiyor. Hasta tutsaklar, diğer arkadaşlarının yardımı ile yaşamlarını sürdürüyorlar. Bizim tespit ettiğimiz kadarıyla durumu çok ağır olan 300 ağır hasta tutsak var ve bırakılmıyorlar. Aslında biz cezaevlerindeki tüm tutsakları hasta olarak tanımlıyoruz. Çünkü cezaevlerinin koşulları yaşamları için güvenlikli değildi. Bu şartlarda bir insan yaşayamaz. Bundan dolayı bizler tüm tutsakları hasta tutsak olarak tanımlıyoruz. Hazırladığımız hasta tutsak dosyasını siyasi partiler, kamuoyu ve hukuk örgütleri ile paylaştık. Bizler avukat ve aileler aracılığı ile onların sağlık durumlarına takip ediyoruz. Aynı zamanda infaz durumlarını yakından takip ediyoruz. ATK, Mehmet Emin Özkan ve Ergin Aktaş hakkında hukuksuz bir karar verdi. Diğer hasta tutsaklar da bundan dolayı ATK’ye başvurmak istemiyor. Çünkü ‘ATK’ye gitsek de bir sonuç çıkmıyor’ diyorlar. Hasta tutsakların durumu bu kadar ağır olmasına rağmen ve ölümün eşiğine gelmelerine rağmen ATK böylesi kararlar veriyor. Yüzlerce hasta tutsak bu hukuksuz kararlardan dolayı ATK’ye başvurmuyor. ‘Umut hakkı’ ihlal ediliyor.”
 
‘ATK taraflı davranıyor’
 
3 Ocak’ta Adalet Bakanlığı’nın bir genelge yayınladığını belirten Safiye, hasta tutsakların bırakılmaları için  bir beklentinin oluştuğunu söyledi. Bu genelge ile amacın hasta tutsakların bırakılmaları olmadığını dile getiren Safiye, bunun cumhurbaşkanına yetki verme ile ilgili olduğunun anlaşıldığını söyledi. “Cumhurbaşkanı  bir tutsağın bırakılmasına karar verebilir” diyen Safiye devamla şunları söyledi: “Bilindiği gibi Hizbullah davasından tutuklu olan biri cumhurbaşkanı kararı ile bırakıldı. Bu da genelgenin siyasi tutsaklar için çıkarılmadığını gösteriyor. İktidar bugün kendi iç hukukunun gereklerini yerine getirmiyor, nasıl uluslararası hukukun gereklerine yerine getirsin. Kanunları uygulamıyorlar. Biz ATK’nin kararlarını da taraflı görüyoruz.”
 
‘Siyasi tutsaklar katlediliyor’
 
 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turuna dikkat çeken Safiye, “Değişimle umudumuz artar. Ahlkın bu iktidara inancı kalmamış. İkinci tur için değişim isteği öne çıktı. Tutsaklara yönelik politikalar ve İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit giderek ağırlaştı. Tüm cezaevlerine yayıldı. Hem toplum, hem Kürt halkı, hem de demokratik kurumlar üzerinde ağır bir tecrit yürütülüyor, iktidar tarafından. Bu yüzden seçim bir umut. 30 yıldır tutsak olanlar oy kullanamıyor. Ancak diğer tutsaklar kullanabiliyor. Cezalara biten binlerce tutsak bırakılmalıydı. Ancak onların da infazları ertelendi. Oylarını kullanamamaları için infazları ertelendi, yakıldı. Bu seçimde iktidar değişmezse cezaevlerini çok etkiler. Aileler tutsakların durumuna ilişkin kaygılı. Sürekli televizyon ve telefon başındılar. Ne olacağının kaygısını yaşıyorlar, acaba biri yaşamını mı yitirdi ya da ‘intihar mı’ etti diye kaygılılar. Bu yüzden bu politikalar bilinçli yürütülüyor. Siyasi tutsaklar cezaevinde katlediliyor. Bu yüzden de herkes bu seçimlerde seferber. Nasta tutsakların bırakılması özellikle de durumu ağır olanların bırakılması için her kes ayakta” ifadelerini kullandı. 
 
‘Türkiye’de her şey tecrit altında’
 
PKK Bideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecride değinen Safiye, “En son Sayın Öcalan’dan birkaç dakikalık haber alınmıştı, telefon yarıda kesilmişti. Kürt Halk Önderi üzerindeki tecridin ağırlaştırılması ile diğer tutsaklara yönelik politikaları da ağırlaştırdılar. Bilindiği gibi son zamanlarda cezaevlerinde sürgünler çok arttı. Sürgünün olmadığı gün yok gibi. Sürgünler işkenceye dönüşmüş durumda. Başka cezaevlerine sürgün edilen tutsaklar, götürüldükleri yerlerde tecrit ediliyorlar. Önceleri hüküm giyenler hücrelerde tutuluyordu ancak şimdi diğer tutsakları da tek kişilik hücrelerde tutuyorlar. Bu yüzden de Sayın Öcalan üzerindeki tecrit de buna bağlı. Sayın Öcalan üzerindeki tecrit kırılmadığı sürece, toplum, Kürt halkı ve demokrat kesimler ve cezaevleri üzerindeki tecrit de bitmez.  Türkiye’de her şey tecrit altında. Ekonomik kriz, devam eden savaş giderek beraberinde bir yenilgiyi getiriyor. Tüm bunlar tecritle bağlantılı.  Sayın Öcalan üzerindeki tecrit kırılmadıkça ülkenin durumu giderek kötüleşir” diye konuştu. 
 
‘CPT İmralı hakkında bilgi vermedi’
 
Türkiye’nin ne iç hukukunu ne de uluslararası hukuku yerine getirdiğini dile getiren Safiye, “CPT’nin İmralı ziyareti vardı. Ancak CPT bu ziyarete ilişkin hiçbir bilgi vermedi. Acaba görüşme yapıldı mı yapılmadı mı? Eğer görüşme yapıldıysa sonuç ne oldu? Bunun Kürt halkı ve kamuoyu ile paylaşılması gerekiyordu. Ancak CPT hiçbir bilgi vermedi. Tüm tutsaklar açısından büyük bir hukuksuzluk ortaya çıkmış durumda. Uluslararası hukuk sağır ve dilsiz. Söz konusu Kürtler, Kürt halk Önderi, siyasi tutsaklar olduğunda tepki göstermiyorlar” dedi.  
 
‘Girişimlerimiz sürüyor’
 
Hasta tutsakların bırakılması için çalışmalarını sürdürdüklerini dile getiren Safiye, son olarak şunları belirtti: “Hem federasyon olarak hem de hukuki olarak girişimlerimiz sürüyor. Hasta tutsakların avukatları ile görüşmelerimiz sürüyor. Birlikte girişimlerimiz sürüyor. Yine siyasi partilerle de ilişkilerimiz var ve bilgilerimizi paylaşıyoruz.”