‘OHAL ilanı ile dayanışma ve mülteciler hedef alındı’

  • 09:02 22 Şubat 2023
  • Güncel
 
Elfazi Toral 
 
WAN - Deprem sonrası iktidarın ilan ettiği OHAL’in amacının dayanışmayı önlemek olduğunu söyleyen SERHAT GÖÇ-DER Yönetim Kurulu üyesi Ayten Kıran, mültecilerin yaşananların sorumlusu gibi gösterilerek hedef alınmalarına tepki gösterdi.  
 
Mereş merkezli 6 Şubat’ta yaşanan depremlerde on binlerce kişi yaşamını yitirdi, on binlerce kişi yaralandı, on binlerce bina yıkıldı. Deprem bölgesine AKP-MHP iktidarı geç müdahale ederken hala gidilmeyen yerler var. Deprem bölgesine yardım götürmek yerine iktidar, Olağanüstü Hal (OHAL) ilan etti. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bunun gerekçesini de “Türkiye'de süreci istismar eden, ticarette yolsuzluklara giden tüm tefecilere, fitne gruplarına karşı müdahale imkanını devlete vermiş olacaktır" şeklinde açıkladı. Ardından bölgede haber takibi yapan gazetecilere yönelik baskılar, halkın dayanışmasının engellenmesi, yardım yerlerine kayyım atanması, dijital medyaya erişim engeli, mültecilere yönelik ırkçı söylem ve saldırılar peşi sıra gelmeye başladı. 
 
Ayrımcılığın özeti
 
Deprem bölgesinde yaşanan en temel sorunlardan biri mültecilere yönelik açığı çıkan durum oldu. Enkaz altında “Sesleri duyuyorduk, fakat sesimizi çıkaramadık. Bizim Suriyeli olduğumuzu anlarlarsa kurtarmazlar” şeklinde ifadeleri ise, Türkiye’nin mültecilere yönelik ötekileştirmenin özeti gibiydi.
 
Deprem bölgelerinde mültecilerin hedef alınmasına ilişkin Serhat Göç Araştırmaları Derneği (SERHAT-GÖÇ-DER) Yönetim Kurulu üyesi Ayten Kıran, ilan edilen OHAL ve hedefe konulan mültecilere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 
 
OHAL’in amacı dayanışmayı önlemek
 
Sözlerine OHAL’in neden ilan edildiğine dikkat çekerek başlayan Ayten şu ifadeleri kullandı: “OHAL ilan etmesinin temel nedeni Kürtlerin dayanışma ruhuyla bölgede olmasından kaynaklıdır. Deprem bölgesindeki dayanışmayı engellemek toplumu baskılayarak, ezerek dize getirmek istiyorlar. Örgütlü toplum, sorgulayan halk istemiyorlar. Aylar öncesinde depremin olacağını bilim insanları söylemişti, fakat hiçbir önlem alınmadı. İktidar bu konu hakkında tek bir şey yapmadı. Deprem olduğunda veya herhangi bir afet yaşandığında orada bulunması gereken ilk kişilerin iktidar ve yetkililerin olması gerekiyordu. Dayanışmaya iktidardan önce halk gitti. Halkın dayanışma ile yaraları sarabildiğini gören iktidar, OHAL ile bu dayanışmayı önlemeye çalıştı.”
 
‘OHAL ile hırsızlık, yağma engellenemez’
 
İktidarın suçunu örtmek için OHAL’e başvurduğunu vurgulayan Ayten, “Devlet OHAL’e ‘yağma’ ve ‘hırsızlığı’ öne sürerek kılıf uydurmaya çalışıyor. Ancak ne yaparlarsa yapsınlar halk bunun farkında. Kolluk güçlerini insanların üzerine salarak halledilecek bir şey değil. Hırsızlık ve benzeri durumların hukuki boyutlarıyla çözülmesi gerekir. OHAL ile şiddet ve baskı politikalarıyla bu engellenemez” dedi.  
 
‘Enkaz altında bile öteki oldukları hissettirildi’
 
Deprem bölgesinde mültecilerin “Bütün bu olanların sorumlusunun sanki mültecilermiş gibi…” hedef alındıklarına dikkat çeken Ayten, “Mültecilerin de en az burada yaşayan halk kadar korunmaya, yaşamaya, kurtarılmaya, bakılmaya hakları var.  Eğer ki, mülteciler bu ülkeye kabul ediliyorsa, vatandaşı kadar hak sağlanmalı. Enkaz altında kalan mülteciler kendi seslerini dahi çıkaramıyorlar. Enkazın altında bile öteki olduklarını hissettirmişler. Mültecilere yönelik bu politikaları kabul etmiyoruz” sözleriyle tepki gösterdi.