Kendi imkanlarıyla yaşama tutunuyorlar

  • 10:13 18 Şubat 2023
  • Güncel
 
 
Rabia Önver- Sema Çağlak
 
DÎLOK - Nurdağı ilçesinde depremden kurtulanların hala çadır, elektrik, su gibi temel sorunlarının çözülmediğini kendi imkanları ile yaşama tutunmaya çalıştıklarını belirtiyor. 
 
Depremde büyük can kaybı ve hasarın olduğu yerlerden biri de Dîlok’un Nurdağı ilçesi. Depremin 13’üncü gününde de hala soğukta dışarıda kalan insanlar var. Bazı aileler kendi imkanlarıyla topladıkları çadırlarla kalacak yerler yapıyor.
 
Nurdağı’ndaki kadınlar yaşadıklarını anlattı.  
 
'Pisliğin içerisinde kalıyoruz’
 
Depremde kardeşini, babasını ve iki yeğenini kaybettiğini söyleyen Elif Yitmez, iki gün sonra ekiplerin bölgeye gelip arama kurtarma çalışmalarını yapmaya başladıklarını belirtti. Elif, "Ekipler ikinci gün geldiler ama çalışmalar yavaştı biz cenazemizi enkazdan dün çıkarıp bugün defnedebildik. Günler geçti. Biz 16 kişi kendi yaptığımız çadırda kalıyoruz. Bizlere konteyner verilse daha iyi çünkü günlerdir duş alamıyoruz. Su gelmediği için lavaboları da kullanamıyoruz. Konteyner olsa yemeğimizi kendimiz pişiririz kendi ihtiyaçlarımızı karşılayabiliriz, burada hiçbir şey yapamıyoruz. Burada pisliğin içerisinde kalmak zorunda kalıyoruz. Giden canlar geri gelmiyor ama evi yıkılanlar için birer yuvanın kurulmasını istiyoruz. Buradaki herkes yavaş yavaş göç edecek. Çünkü kimsenin kalabileceği bir yer yok. Her taraf yıkıldı köylerde yıkıldı" diye konuştu.
 
'Banklarda oturup, uyumak ölümden daha zor geliyor'
 
Deprem meydana geldiğinde şok geçirdiğini dışarıya çıkmak isterken evinin merdivenlerinin yıkıldığını bunun için bir süre evde mahsur kaldığını kaydeden Medine Kanmaz da, çocuklarının desteğiyle evden sağ bir şekilde çıktığını söyledi. Medine, "Herkes o gün sokaklardaydı yağmur ve kar yağıyordu, sabaha kadar banklarda oturduk. Banklarda oturup yatmak ölümden daha zor geliyor. Hastanelere gittik yer bulamadık. Yeğenimi depremde kaybettik ama savcı izin vermeden ve otopsi yapmadan görmemize izin vermedi. Cenazemizi 2 gün sonra görebildik. Eğer biraz düşünseler böyle çürük evlere oturma izni vermezlerdi. Benim oturduğum ev 30 senelik bir ev. Binanın bir kolonunun kırık olduğunu söylemişti ev sahibi buna rağmen bize kiraya verdi. Bankların etrafına çadır çektik orada uyuyoruz ne kadar iyi olabiliriz ki. Diğer çadırları istedik ama bize yok dedikleri için biz de mecbur kalıp böyle yaşamaya çalışıyoruz.  Enkazlardan çıkan cenazeleri görünce içimiz yanıyor çok kötü bir durum biz yaşadık başka kimse yaşamasın" ifadelerini kullandı.
 
'Çadırda yaşamak çok zor'
 
Depremin şiddetinden kaynaklı çok zor evden çıktıklarını söyleyen Rûa Silo ise, dışarı çıktıklarında nereye gideceklerini bilmediklerini, bundan kaynaklı da günlerce parkta kaldıklarını ifade etti. Rûa, "Günlerdir çadır istiyoruz ama bize her gün yarın vereceklerini söylüyorlar ve vermiyorlar. Babam biz üşüyoruz diye gidip kendi imkanıyla çadır aldı. Çadırı yaptık ama elektrik ve su yok. Soba olmadığı için ısınamıyoruz. Burada bu çadırlarda yaşamak çok zor, günlerdir duş alamadık. Evimizi İzmir'e taşımak istedik ama nakliyatçılar 12 bin lira istedi bizim de durumumuz iyi değil paramız yok. Ailemizde 11 kişi öldü çok arkadaşım öldü. Şimdi ne yapacağız bilmiyoruz" sözlerini kullandı.