İstanbul’dan Semsûr’a kadın dayanışması

  • 09:01 17 Şubat 2023
  • Güncel
 
Rozerin Gültekin 
 
SEMSÛR - Depremzedelerle dayanışma için İstanbul’dan Semsûr’a gelen kadınlar, devletin yaklaşımını “Devlet zorbalığa geldiği zaman var ama vatandaşını yaşatmaya geldiğinde yok” sözleriyle dile getirerek, tüm depremzedelere ulaşıncaya kadar dayanışmayı sürdüreceklerini söyledi.  
 
Mereş merkezli yaşanan depremlerden 10 kentin etkilenmesinden dolayı on binlerce kişi yaşamını yitirdi on binlerce kişi de yaralandı. Devletin yardım göndermediği kentlerde dayanışma, çeşitli illerden gelen gönüllüler ve yardımlarla her geçen gün büyüyor. Depremden en çok etkilenen illerden biri olan Semsur’da her geçen gün dayanışma büyümekte. Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri, Kadın Zamanı Derneği üyeleri ve Kadınlar Birlikte Güçlü aktivistleri Semsur’a gelerek kadınlarla dayanışma gerçekleştiriyor.  
 
Dayanışma gerçekleştirmek için İstanbul’dan gelen kadınlar, gerçekleştirdikleri dayanışmaya dair konuştu.
 
Afet kadınların yükünü ağırlaştırdı
 
Depremlerin, afetlerin ve yaşanan diğer ani gelişmelerde kadınların sırtlarına ağır yük bindiğini ifade eden Kadınlar Birlikte Güçlü üyesi Feride Eralp, “Çocuklara bakma, hayatta kalma ve toplumu hayatta tutma sorumluluğu kadınların sırtına yükleniyor ama görünmez oluyor bu yük. Ama bu süreçlerde kadınların ihtiyaçları arka planda kalıyor. Bunları Van, Suruç dayanışmamızdan iyi biliyoruz. Bundan dolayı burada dayanışmayı büyütmek istedik. Feminist Dayanışma diye grup kuruldu 300’den fazla kadın içinde yer alıyor. Bölgelerle iletişime geçildi. Biz bir grup enkaz kaldırma, arama-kurtarma alanında gönüllü çalışmak için Antep İslahiye’ye gittik. Orada bir hafta boyunca enkazdan cenaze çıkarttık. Sonra bir kısmımız Adıyaman’a bir kısmımız Hatay’a gitti” diyerek yaptıkları organizasyonu ve kadınların durumunu dile getirdi. 
 
Kadın çadırları kurulacak
 
İlerleyen süreçlerde kadın çadırları kurmayı planladıklarını söyleyen Feride, bu çadırlarda kadınların ihtiyaçlarını karşılamak üzere çalışacaklarını dile getirdi. Feride, “Kadınlar olarak yaşamsal ihtiyaçlarımızı isteyemez hale getiriliyoruz, utanır hale getiriliyoruz. Bu utandırılma halini çok iyi tanıyoruz. İç çamaşırı, ped isteyemiyoruz. Hep başkalarının ihtiyaçlarına yetişmek zorundaymışız gibi üzerimizde bir baskı var” dedi. Feride, şimdilik 9 kişilik bir ekibin Semsûr’a geldiğini ilerleyen günlerde dönüşümlü bir şekilde Semsûr ve Antakya’da çalışma yürüteceklerini dile getirdi. 
 
‘Yeni yaşam çabamızla kurulacak’
 
Son olarak devletin enkazlara yardım etmemesine ilişkin konuşan Feride, “Devlet zorbalığa geldiği zaman var ama vatandaşını yaşatmaya geldiğinde yok. Devlet görevini yapsın demeyi bıraktık yeter ki engel olmasın. Burada yeni yaşamı gerçekleştirmek istiyorsak bu bizim çabamızla olacak.”
 
‘Örgütlü hareket etmenin önemini bir kez daha gösterdi’
 
Deprem bölgesindeki halkın kimsesiz bırakıldığını ve yardıma gelenlerin de engellenmeye çalışıldığını vurgulayan Kadın Zamanı Derneği üyesi Newroz Ünverdi, böyle bir süreçte hiçbir şey yapmadan durmanın mümkün olmadığını bunun için dayanışmayla yan yana durmaya çalıştıklarını belirtti. Newroz, şöyle dedi: “Antep Islahiye’de enkazlarda insanlara hayat kurtarmaya çalıştık. İlk üç gün bölgede yetkili ve profesyonel arama kurtarmaların sayısı yok denecek kadar azdı. Bununla birlikte insanların temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir ağ bir koordinasyon da yoktu.  İlk işimiz dayanışmayla bir koordinasyon oluşturmak oldu.  İhtiyaçlara göre köylere ve çadır kentlere gönderildi, sağlık taramaları yapıldı. Bunların hepsi halkın kendi emeğiyle dayanışarak oluşturdu.  Devlet namına hiç kimse bir şey yapmadı. Bu da bize birbirimizin çaresi ve dermanı olduğumuzu, dayanışmanın ve örgütlü hareket etmenin önemini bir kez daha gösterdi.”
 
‘Kadınları gören yerden dayanışma oluşturuyoruz’
 
Fiziksel, psikolojik ve cinsel şiddete maruz kalan kadınların afet sonrasında da güvenlik problemiyle karşı karşıya kalmaya devam ettiğine dikkat çeken Newroz, “Depremde birçok hastanenin yıkılmasıyla hamile ve yeni doğum yapmış kadınların kadın doğum uzmanlarına ulaşması imkansızlaşıyor, stres ve düzen bozulmasından kaynaklı regl kanamaları uzuyor ve kadınlar ped/tampon ve temiz iç çamaşırına erişemiyor. Tüm bunların yanında afet bölgesinde kadın görevli sayısının az olmasından kaynaklı kadınlar problemlerini rahat dile getiremiyor ve olumsuz koşullar daha da uzuyor. Biz de oluşturduğumuz kadın dayanışmasını kadınların ve LGBTİ+ların ihtiyaçlarını gören bir yerden oluşturduk ve bunu devam ettiriyoruz” dedi.
 
‘Biz birbirimizin yurduyuz’
 
Birçok alanda çalışma yürüttüklerini dile getiren TJA aktivisti Tuba Ulu da, toplum sağlığı için gerekli hijyen ve bilgilendirmelerini yaptıklarını söyledi. Tuba, “Bundan sonraki süreçlerde bir de salgın hastalıklarla mücadele söz konusu. Bunu minimuma indirmek hepimizin görevi. Toplum sağlığına gerekli önceliği ve hassasiyeti vermek zorundayız. Birinci derece sorumluluk hisseden kadınlar oldu. Bu yüzden birbirimizle dayanışmamız çok önemli ve kıymetli. Çünkü en çok biz birbirimizin yurduyuz” şeklinde konuştu. 
 
‘Yalnız olmadıklarını hissettirmek çok önemli’
 
Dayanışmanın bölgedeki tüm kadınlara ulaşıncaya kadar devam edeceğini söyleyen Tuba, “Bundan sonraki süreçte yalnız olmadıklarını her anlamda hissettirmek çok önemli. Süreci çeşitli aktivitelerle çeşitli etkinliklerle aşmak için elimizden ne geliyorsa yapmayı istiyor ve planlıyoruz” ifadelerini kullandı.