Evrenselleşen kadın isyanı korkutuyor!

  • 09:03 18 Ocak 2023
  • Güncel
Sema Çağlak
 
ŞIRNEX - DİDDK tarafından İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının “hukuka uygun” bulunmasını, yapılmak istenen başörtü düzenlemesini ve kadınların mücadelesini değerlendiren HDP’li Zilan Ecevit, evrenselleşen kadın isyanı ve mücadelesinden korkan iktidarın kadınları parçalamak istediğini ancak tüm baskılara rağmen kadınların mücadelesinin devam ettiğini belirtti. 
 
Kadınların mücadelesi sonucu imzalanan İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 20 Mart 2021’de imzaladığı kararname ile çekildi. Birçok kadın ve kadın örgütü karara karşı Danıştay’a başvuru yaptı. Danıştay 10’uncu Ceza Dairesi, savcının geri çekilme kararının iptal edilmesine yönelik talebine rağmen kararı yerinde buldu. En son Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu da (DİDDK) bir süre önce geri çekilme kararını “hukuka uygun” buldu.  
Kadınların karara karşı tepkisi sürerken, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Cizîr İlçe Eşbaşkanı Zilan Ecevit kararı değerlendirdi. 
 
‘Karar siyasi’
 
Türkiye’de hukuki kararların siyasete göre alındığını belirten Zilan, “İstanbul Sözleşmesi uzun bir süredir iktidarın hedefindeydi. İstanbul Sözleşmesi’ne karşı veriler karar siyasidir. Danıştay’ın aldığı karar hukuki değil. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, 6284 Sayılı Kanun’un kadın ve aile haklarını koruduğunu ve bu yüzden de İstanbul Sözleşmesi’ne ihtiyaç olmadığına ilişkin bir açıklama yaptı. Ancak İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun arasında farklar var.  İstanbul Sözleşmesi ile uluslararası hukuk kabul ediliyor ancak 6284 Sayılı Yasa iç hukukla alakalı. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme ile bu yasa nasıl işletilecek belli değil. Sözleşmeden çekilindiği 2021 yılında 280 kadın katledildi. 227 kadının ölümü şüpheli. 33 kadın karakollara başvurmalarına rağmen katledildi. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme ile şiddet ve kadın katliamlarının arttığı görülüyor” diye konuştu. 
 
‘Kadın katliamları meşrulaştırılıyor’
 
İktidarın politikaları sonucu kadınların sistematik bir şekilde katledildiğini söyleyen Zilan, şöyle devam etti: “Kadınların katledilmesi toplumsal cinsiyet eşitsizliği politikalarından kopuk değil. Ancak iktidarın politikaları kadın katliamlarını kişisel ve ahlaki konulara bağlıyor. Bu şekilde hem kadın katliamları meşrulaştırılıyor hem de cezasızlık politikaları ile katliamların önü açılıyor. Kadınların haklarını aramamaları ve iktidarın politikalarına karşı tepkilerini dile getirmemeleri için İstanbul Sözleşmesi feshedildi. Ancak sözleşmeden çekilmenin ardından kadınların İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkmaları için mücadele de başladı. O günden bu yana kadınlar mücadelelerini büyütüyor. Ancak mücadele yeterli değil yine de. Hem Türk hem de Kürt kadınların ortak mücadele etmeleri gerekiyor.” 
 
‘Kadınları parçalamak istiyorlar’
 
Başörtüye ilişkin iktidarın yapmak istediği düzenlemeye de dikkat çeken Zilan, bunun toplumun bir kısmının haklarını gasp etmek olduğunu söyledi. “İstanbul Sözleşmesi’ni feshetmenin bir nedeni de LGBTİ’lerin haklarını gasp etme girişimiydi” diyen Zilan, “Başörtü düzenlemesi de bunun bir devamı. Başörtülü kadınların haklarının korunduğu söyleniyor ama aslında LGBTİ’lerin  hakları gasp edilmek isteniyor. Bu tartışmalarla kadınlar arasında bir parçalılık yaratılmak isteniyor. Kadınları kategorize etmek istiyorlar” ifadelerini kullandı.  
 
‘Makul kadın yaratmak istiyorlar’
 
“Makul kadın” yaratılmak istendiğini belirten Zilan, “İstanbul Sözleşmesi ‘aile kurumunu bozuyor’ diye feshedildi. Ama esasında makul kadın yaratmak istiyorlar. Türkiye’de kadın, çocuk ve LGBTİ’lerin hakları korunmuyor. Hukuk ve kanunları onların düşüncelerine göre işliyor. Eğer iktidarın politika ve düşüncelerini kabul etmiyorsa koruma hakkından mahrum bırıkılıyorlar” şeklinde konuştu. 
 
‘Kadın isyanı korkutuyor’
 
Kadın mücadelesinin evrenselleştiğini dile getiren Zilan, son olarak şu değerlendirmeyi yaptı: “Toplumda en çok kadınlar mücadele ediyor. Kadın mücadelesi mevcut sistemin değişmesini beraberinde getiriyor. Yine en çok toplumda kadınlar sömürülüyor, hakları ihlal ediliyor. Ancak tüm bunlara rağmen de kadınlar hem kendi hakları hem de toplumsal özgürlük için aktif mücadele ediyor. Kadın mücadelesi dünyanın her yerinde büyük rol oynuyor. İran’da Jîna Emînî’nin katledilmesinin ardından bir isyan başladı. Bu isyan, kadınları kendi sistemlerine bağlamak isteyen devletleri korkutuyor. Bu yüzden de kadınları alanlardan çekilmesi için hedef alıyorlar. Bu şekilde mücadeleleri bastırılmak isteniyor.”