‘İhlaller engellenmezse yaşam hakkına da uzanır’

  • 09:01 15 Ocak 2023
  • Güncel
 
İZMİR - Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’nde hak ihlallerine karşı başlayan açlık grevi sürüyor. Eylemi tutsak Hediye Öztekin devraldı. Avukat Şükran Öztürk, tutsakların taleplerine ilişkin konuştu, ihlallerin engellenmemesi halinde yaşam hakkının da tehdit altında olduğu uyarısı yaptı.
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan ve tüm tutsaklar üzerindeki tecrit koşulları, ayakta sayım dayatması ve artan hak ihlallerine karşı Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’nde 2 Ocak’ta tutsakların başlattığı süresiz 10 günlük dönüşümlü açlık grevi devam ediyor. İlk olarak tutsak Leyla Saraç’ın başlattığı açlık grevini 12 Ocak günü tutsak Hediye Öztekin devraldı. Tutsaklarla görüşen Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İzmir Şube Eşbaşkanı Şükran Öztürk, tutsakların ayakta sayım dayatmasının yaşam hakkı ihlaline dönüşme tehlikesine dikkat çektiğini paylaştı.
 
‘Ayakta sayım dayatılıyor’
 
İdarenin keyfi uygulamalarının her aşamada tutsakların karşısına çıktığını söyleyen Şükran, tutsakların da bu keyfi uygulamaların sona erdirilmesini talep ettiğini belirtti. Özellikle son zamanlarda hiç uygulanmayan ayakta sayımın dayatıldığına dikkat çeken Şükran, “Tutsaklar bunun insanlık onuruyla bağdaşmadığını, kişilere yönelmiş bir ihlal olduğunu söylemelerine rağmen idare ısrarla ayakta sayım dayatıyor. O nedenle bardağı taşıran son damla diyebileceğimiz uygulamanın üzerine açlık grevi kararı alıyorlar” dedi.
 
Çok sayıda hak ihlali yaşanıyor
 
Tutsakların henüz daha ileriki aşamaya dair bir beyanlarının olmadığını, ancak kamuoyundan duyarlılık beklediklerini sözlerine ekleyen Şükran, “Sadece saydığım bu iki konu ve görüşmelerde bahsedilen konular değil, birçok hak ihlali söz konusu. Sağlığa ulaşımları hala sorunlu ve engellemelerle karşı karşıya, sosyal hakları, eğitim hakları, kitaba erişim, gazeteye erişimi iletişim engelleri hala sürüyor ve tüm bu uygulamaların artık sonlanması gerektiğini, seslerinin duyarlı kamuoyu tarafında duyurulması gerektiğini söylüyorlar” şeklinde konuştu.
 
‘İhlaller yaşam hakkına uzanabilir’
 
Şükran, ayakta sayım uygulaması dayatmasının pandemiyle bahane haline gelen uygulamalar sonucu yapıldığını vurgularken, şunları ifade etti: “Sayın Abdullah Öcalan üzerinde başlayan ve cezaevlerine yansıyan, genelleşen tecridin pandemi bahane edilerek birçok haklarının engellenmesiyle sürdüğünü söylüyorlar. Tecrit ve diğer hak ihlallerin pandemi nedeniyle ‘Zaten yapılmıyor, zaten verilmiyor’ noktasında kanıksama halinin, var olan uygulamaların da olumsuz yönde değişmesine sebep olduğunu düşünüyorlar. Bu nedenle bunun son olmadığını, bundan sonrasında artık ne dayatılacağını ve yaşam haklarına da yönelik bir yaptırım ya da uygulamayla karşı karşıya kalabileceklerini, insanlık onuruna sahip çıkacak biçimde hayatlarını idame edebilmek için bu açlık grevini başlattıklarını belirttiler.”
 
‘İdare tutsaklarla görüşmüyor, dilekçeler muhataplarına ulaşmıyor’
 
Tutsakların hiçbir dilekçelerini dışarıya çıkaramadıklarını, muhatabına ulaştıramadıklarını belirten Şükran, dilekçelerin takibini de sağlayamadıklarını kaydetti. Şükran, “Mahpuslar cezaevi idaresiyle de görüşmediklerini söylediler. Açlık grevlerinin sebeplerini anlatan uzunca bir dilekçeyle görüşme talebinde bulunduklarını, idarenin dilekçeye herhangi bir yanıt vermediğini söylediler” sözlerine yer verdi.
 
‘Kamuoyuna duyarlılık çağrısı’
 
Şükran son olarak, “Bunun çözümü adına hak savunucusu tüm kurumların, baroların, Meclis’in de bu durumu takip etmesini ve idarenin keyfiyetinin, sonuçsuz bırakılan girişimlerin takip edilerek çözüm üretmelerini talep ediyorlar. Zaten Meclis İnsan Hakları Komisyonu’na ve Kamu Denetçiliği’ne de ayrıca yaşadıkları ihlalleri bildiren dilekçeler yazılmış, ancak çıkıp çıkmadığına dair, takibine dair herhangi bir bilgileri yok” dedi.