‘Faillerin üniformalı olması tesadüf değil’

  • 13:43 13 Ocak 2023
  • Güncel
 
WAN - Wan Barosu, Serav’da  sözleşmeli iki erin Afganistanlı kadına tecavüz ettiğine dair açıkladığı raporda “Göçmen veya bölgede yaşayan kadınların maruz kaldığı kadına şiddet olaylarının faillerinin üniformalı kişiler olması tesadüf değil, bilinçli bir politikanın sonucudur” denildi.
 
Wan Barosu, kentte bulunan çok sayıda sivil toplum örgütünün desteği ile Wan’ın Serav (Saray) ilçesinde 4 Ocak günü 2 sözleşmeli erin bir Afganistanlı mülteci kadına tecavüz ettiğine ilişkin raporu açıkladı. Wan Barosu Tahir Elçi Konferans Salonu’nda yapılan açıklamaya, Tevgera Jinên Azad (TJA), HDP Kadın Meclisi, İHD Van Şubesi, KESK Wan Şubeler Platformu, Wan Çev-Der, TMMOB Wan İKK, Wan-Colemêrg Tabip Odası, Wan Diş Hekimleri Odası, DİSK Genel-İş Sendikası, Star Kadın Derneği, Serhat Göç Araştırmaları Derneği, ÖHD Wan Şubesi, Wan Tuhay-Der, İnsan ve Özgürlük Partisi, EMEP, Wan Kadın Platformu ve Wan Baro Başkanı Sinan Özaras da destek verdi.
 
Deport edildi
 
Raporu okuyan Avukat Zeynep Demir, yaşananları şöyle anlattı: “4 Ocak 2023 tarihinde Van İli Saray İlçesi İran ülkesi sınırında Afganistan uyruklu L.M isimli göçmen kadının iki asker tarafından cinsel saldırıya maruz kaldığı bilgisi basına ve kamuoyuna yansımıştır. Askerlerin cinsel saldırısına maruz kalan L.M.’nin göçmen olarak yasadışı yollarla Türkiye’ye girdiğinin tespit edilmesi üzerine kolluk görevlilerince yakalanmış, yakalanan düzensiz göçmen grubuyla birlikte ulusal koruma gibi hiçbir hukuki işlem yapılmaksızın geri itme, yöntemiyle hukuka aykırı olarak sınır dışı edilmek üzere askerler refakatinde İran ülkesi sınırına götürülmüştür. Sınıra doğru götürülen göçmen kadın L.M. ve beraberinde bulunan düzensiz göçmen grubunun üst araması askerler tarafından insanlık onuruna aykırı olarak cinsel tacize varan yöntemlerle yapılmıştır. Düzensiz göçmen grubunu sınıra götüren iki asker L.M.’yi gruptan ayırarak cinsel saldırıda bulunmuşlardı.”  
 
Gizlilik kararı
 
İki askerin tecavüzüne maruz kalan göçmen kadının sınır dışına itildikten sonra kendi imkânları ile Sınır Jandarma Karakolu’na gelerek kendisine cinsel saldırıda bulunan askerlerden şikâyetçi olduğunu belirten Zeynep, “Kadın burada iki askeri teşhis etmiştir. Yürütülen soruşturma kapsamında asker olan iki şüpheli cinsel saldırı suçlaması ile 4 Ocak tarihinde tutuklanmıştır. İlgili savcılıkça soruşturma dosyasında gizlilik kararı alınmıştır. Alınan bu gizlilik kararı, soruşturmanın amacının tehlikeye düşeceği endişesinden ziyade dosyanın kamuoyundan saklanması amacı taşıdığı aşikârdır” dedi.  
 
‘Kadınlar birçok hak ihlaline uğruyor’
 
L.M.’nin yaşadıklarının ilk olmayıp bulundukları ülkelerden savaş başta olmak üzere çeşitli sebepler sonrasında Türkiye’ye gelen göçmen kadınların her türlü saldırıya uğradıklarını ifade eden Zeynep, “Kadınlar başta cinsel saldırı olmak üzere birçok hukuksuzluğa maruz bırakılmaktadır. Savaş mağduru göçmen kadınlar sığınmaya çalıştıkları ülkede hem erkek egemen düzenin ve hem de bunun en büyük kaynağı iktidarların pençeleri arasında sıkışıp kalmaktadır. Kadına yönelik taciz ve tecavüzün sistematikleştiği erkek egemen sistemi besleyen ana sebeplerden biri ülkedeki mültecilik koşulları olup bu koşullara sebebiyet veren politik duruşun bir an önce terkedilmesi gerekmektedir. Belirtmek gerekir ki; tüm yakıcılığı ile devam eden kadına yönelik şiddet toplumsal bir sorun olup bu konuda göçmen politikası ile getirilen hukuka aykırı uygulamalar ve toplumsal olarak üretilen göçmen düşmanlığı gibi sebepler nedeniyle göçmen kadınlar da kadına yönelik şiddet biçimlerine maruz bırakılmaya daha açık hale gelmiştir” diye konuştu.
 
‘Faillerin üniformalı olması tesadüf değil’
 
Göçmen veya bölgede yaşayan kadınların maruz kaldığı kadına şiddet olaylarının faillerinin üniformalı kişiler olmasının tesadüf olmadığını belirten Zeynep, “Mevcut koşullar üzerinden bakıldığında göçmen kadınların büyük çoğunluğunun ülkelerini terk etmelerinin sebepleri kadınlara karşı uygulanan baskıcı rejim politikaları veya toplum içinde maruz bırakıldıkları şiddetten kaçmak olduğu görülmektedir. Ancak ülkede uygulanan politikalar nedeniyle şiddetten kaçan göçmen kadınlar burada da şiddetin başka biçimlerine maruz bırakılmakta, bizzat kolluk görevlileri tarafından insanlık onuruna aykırı davranışlara maruz bırakılabilmektedirler. Göçmen veya bölgede yaşayan kadınların maruz kaldığı kadına şiddet olaylarının faillerinin üniformalı kişiler olması tesadüf değil, bilinçli bir politikanın sonucudur. Zira failin kolluk veya kamu görevlisi olduğu durumlarda cezasızlık politikasından güç alan failler suç işlemekten çekinmemektedir. Söz konusu olayın yaşanmasının sebebi; kamu gücünü arkasına alarak suç işleyen kolluk görevlileri hakkında etkin soruşturmalar yürütülmemesi, üniforma zırhına karşı cezasızlık politikası, kadına karşı şiddetle mücadelenin etkin yürütülmemesi, faillere ödül denilebilecek cezaların verilmesi ve devletin göçmenlere yönelik politikalarıdır” dedi.
 
‘Cezasızlığa son verilmeli’
 
Bu tür durumlara İpek Er ve benzeri dosyalarda da tanıklık ettiklerini anlatan Zeynep, “Erkek şiddeti, devletin özel savaş politikası ile birleşerek kadına ve özellikle göçmen kadınlara yönelik şiddet her geçen gün daha da artmaktadır. İktidara göçmen kadınların ve düzensiz göçmen gruplarının hukuka aykırı yöntemlerle sınırdaşı etme politikalarına son vermeye, göçmen kadınlar gibi hassas grupların ihtiyaçlarına uygun politikalar üretmeye, kadına yönelik şiddetle mücadelede pozitif yükümlülüklerini yerine getirmeye, kadına yönelik her türlü şiddetle etkin mücadele yürütmeye ve faillerin cezasız bırakılması politikasına son verme çağrısında bulunuyoruz. Şiddete maruz bırakılan tüm kadınların yanında olduğumuzu belirtiyor, bu sürecin sonuna kadar takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygı ile bildiriyoruz” diyerek konuşmasını sonlandırdı.