Leyla İbrahim: Saldırılar fermanın devamı

  • 09:01 13 Ocak 2023
  • Güncel
Medya Üren
 
AMED - Rojava’daki Mala Êzidî Eşbaşkanı Leyla İbrahim, Türkiye’nin ve destek verdiği grupların son saldırılarının fermanın devamı olduğunu, çözümün de örgütlülüklerini güçlendirmekten geçtiğini belirtti. 
 
DAİŞ’in Şengal’e 2014 yılında Şengal’e saldırısı sonucu binlerce Êzidî katledildi, binlercesi ise kaçırıldı. Kaçırılan kadınlardan hala binlercesinin akıbeti bilinmiyor. Şengal HPG ve YJA STAR’lıların desteği ile DAİŞ’ten özgürleştirildikten bu yana ise Türkiye’nin saldırılarının hedefinde. Gerçekleştirilen hava saldırıları ve suikastlar sonucu birçok insan katledildi. Şengal’e yönelik DAİŞ saldırıları kimi ülkeler tarafından soykırım olarak tanımlansa da Türkiye’nin Şengal’e yönelik saldırılarına karşı uluslararası sessizlik de sürüyor. Aynı zamanda Şengalli  Êzidî kayıp kadınların bulunması ve özgürleşmeleri için her hangi bir adım atılmış değil. Hala kayıp olan Êzidî kadınları bulmak için Kürt kadınlar harekete geçip Şengal’den Rojava’ya oradan Avrupa’ya çatı örgütü oluşturuldu. Rojava’da da Êzidî kadınlar bulmak, akıbetlerini araştırmak için 2019 Mala Êzidî kuruldu. Mala Êzidî o günden bu yana kayıp Êzidî kadınların bulunması için çalışmalarını yürütüyor.
 
Mala Êzidî Eşbaşkanı Leyla İbrahim, yaşanan fermanlar, kayıp kadınlar ve bugün hala devam eden saldırılara ilişkin JINNEWS’e konuştu. 
 
‘Etkili bir soruşturma yürütülmedi’
 
Êzidî toplumunun birçok fermandan geçtiğini belirten Leyla, bunun sonuncusunu DAİŞ’in 2014 yılında gerçekleştirdiğini söyledi. Bu fermanın tüm dünyanın gözü önünde yaşandığını belirten Leyla, “Bu da gösterdi ki herkes Êzidîlerin katledilmelerine karşı kör, sağır ve dilsiz. Özellikle de Hewlêr ve Bağdat hükümetleri Şengal’den çekildiler. Adeta bir lokma ekmek gibi kurtların ağzına attılar. Bu özellikle hepimizi çok etkiledi. Bu ilk ferman değildi sonuncusu da olmadı. Şimdiye kadar da biz fermanla yüz yüzeyiz. Çünkü yapılan saldırıları bu fermanın devamı olarak görüyoruz. Binlerce yurttaş çaresizlikten göç etti. 8 yıldır halkımız hala çadırlarda, kamplarda yaşıyor. Çok zorlu şartlarda büyük sorunlar yaşıyorlar. Şimdiye kadar da güçlü bir sahiplenme olmadı. Bunun en somut örneği de hala kayıp olan binlerce Êzidî kadın ve çocuğun akıbeti bilinmiyor, sorulmuyor ve ektili bir soruşturma yürütülmüyor” diye konuştu. 
 
‘Özellikle kadınlar hedef alındı’
 
Yaşanan saldırılarda en çok kadınların etkilendiğini söyleyen Leyla şöyle devam etti: “Êzidî toplumunun kültürü Mezopotamya topraklarının en kadim kültürü. Onlarca fermana rağmen de inanç ve kültürünü korudu. Özellikle kadınları katlediyorlar. Kadınların esareti ile kültürümüzü varlığımızı yok etmek istiyorlar.”
 
Hala binlercesinin akıbeti bilinmiyor
 
Şengal’de  fermandan sonra bin 207 kadın, bin 50 kız çocuğu, 957 erkek çocuğu, 339 erkek toplam 3 bin 553 kişinin kurtarıldığını  hala binlercesinin de kayıp olduğunu söyleyen Leyla, Mala Êzidî’nin de kaçırılanların akıbetini ortaya çıkarmak ve onları bulmak için çalıştığını söyledi. Leyla şöyle devam etti: “O kadınlara ulaşmaya çalıştık. Gerçekten de insan kadınları dinlediğinde sorunlarına görüyor, şahit oluyor. Fiziki tahribattan psikolojilerine kadar derin bir yara var. Sistematik olarak saldırılar oldu bu yüzden de toparlamak zahmetliydi. Ne yazık ki tüm ailelere ulaşamadık. Binlerce ailenin durumu, akıbetin nedir bilemiyoruz. Yurt dışına mı gitmişler Türkiye’deler mi, Kurdistan’dalar mı bilinmiyor. Katliamda encok erkekleri katlettiler kadın ve çocukları ise kaçırıyorlardı.” 
 
‘Sözlerini tutmadılar’
 
Kaybedilenler ve katliama ilişkin ilgilenecekleri sözünü veren devletlerin tutumuna da değinen Leyla verilen sözlerin yerine getirilmediğini söyledi. Kaybedilen kadınların bulunması  için bazı projelerin hazırlandığını dile getiren Leyla,  eğer önemli bir adım atılmış olsaydı bir çoğunun bulunabileceğini belirtti. “Ailelerimiz baskı ve tehdit altında” diyen Leyla şunları dile getirdi: “Binlerce çocuğumuz kayıp. Biz de anneyiz, bizimkiler de çocuk, biz de insanız. Bir Êzidî kadının kaçırılması sizin o kadar basit mi? Gerçekten bu soruyu sormak istiyorum. Birçoğunu biz kendi imkanlarımızla kurtardık. Bulduklarımız şaşkına dönüyordu, inanamıyorlardı. Kurtarıldıktan sonra da kimse onlara yardım etmedi. Hepsinin psikolojik desteği ihtiyacı var. Ne yazık ki verilen sözlerin hiç biri tutulmadı.”
 
‘Kendi imkanlarımızla 416 kadını kurtardık’
 
Sözlerini tutmayan Avrupa ülkelerine tepki gösteren Leyla, “2019’da biz Mala Êzidî’yi kurduk. Bir komite oluşturduk. O günden bu yana aktif bir şekilde çalışıyoruz. Özellikle Özer Yönetim’in desteği ile  çalışmalarımızı yürütüyoruz. Kendi imkanlarımızla 416 kadını kurtardık. Yine bunun yanı sıra ekonomik, psikolojik ve sağlık konularında da destek vermeye çalıştık” dedi.  
 
‘Hol Kampı hepimizin sorunu’
 
Ferman’dan sonra devam eden bir sorunun da Hol kampı olduğunu dile getiren Leyla şunları dile getirdi: “DAİŞ’in yenilgiye uğratılmasının ardından 2019 yılında 80 bin aile Roj ve Hol kamplarına getirildi. Kampın sorumluluğu gerçekten çok ağır. Bu sadece Rojava’nın değil tüm halkların sorunu. Birçoğu Avrupa ülkelerinin yurttaşı.  Gelip almıyorlar. DAİŞ bu kamplarda kendini örgütlemeye çalışıyor.  Burada birçok iç sorun yaşanıyor, birçok kadın katledildi. Asayişe saldırıları oluyor. Burada birçok Êzidî kadın ve çocuk var. Korkudan kendilerini tanıtamıyorlar da. Kurtarılan birçok kişi bunu bizimle paylaştı. Kampın dışına çıkamadıklarını söylüyorlar.  Roj Kampı’nda Êzidî kalmadı ama Hol’de var ve durum bu. Özerk Yönetim bu konuda yalnız bırakıldı.”
 
‘Saldırılar fermandan kopuk değil’
 
Türkiye’nin saldırılar yaptığına da değinen Leyla, “Bunları fermandan kopuk ele almıyoruz. Ferman devam ediyor. Ama herkes sağır, dilsiz, kör.  Bize saygı gösterilmediği gibi mezarlıklarımıza da saygı gösterilmiyor.  En son Türkiye’ye bağlı çetelerin saldırılarında  mezarlıklarımız tahrip edildi. Serêkaniyê’de Êzidî köyü kalmadı. Saldırılardan dolayı boşaltıldı hepsi.  Orada mezarlıkları tahrip ettiler. Şimdi de Efrîn’de yapıyorlar.  Bu şekilde Êzidîleri yok etmek istiyorlar” değerlendirmesi yaptı. 
 
‘Çözüm örgütlülük’
 
Saldırılara karşı çözümün örgütlenmekte olduğunu söyleyen Leyla, “Son yıllarda bu bizi ne kadar toparladı gözle görülür durumda. Bu örgütlülük sayesinde. Bu konuda Önder Apo’nun düşünceleri bizim için ön açıcı.  Bunan yanında da özgürlük gerillaları Êzidî halkına yardım elini uzattı.  Bu güne kadar da bizim için büyük bir destek. Örgütlülük böyle oluştu. Bize gücümüzü gösterdi. Fermanların önünü almak için bu örgütlülüğü güçlendirmemiz lazım” sözleriyle değerlendirmesini sonlandırdı.