‘Kürt kadın hareketi kadınlara güç veriyor’

  • 09:01 11 Aralık 2022
  • Güncel
 
Melike Aydın 
 
İZMİR - İran ve Rojhilat’ta kadınlar öncülüğünde direniş devam ederken, TJA’lı aktivistlerin tutuklanmasının, devletin, Kürt kadınlardan korktuğunun yansıması olduğuna dikkat çeken kadınlar, tüm bu saldırılar karşısında bütünlüklü bir kadın mücadelesini becerebilmek gerektiğinin altını çizdi. 
 
Ankara merkezli soruşturma kapsamında Amed, İstanbul, İzmir, Mûş, Agirî, Dîlok ve Sêrt’te 29 Kasım günü yapılan ev baskınlarında 21 kadın işkence edilerek gözaltına alınarak Ankara Emniyeti’ne getirilmişti. Kadınlardan 13’üne ev hapsi verilirken, 8 kadın ise tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.  Hem Kurdistan’da hem de Türkiye genelinde savaşa, şiddete, katliamlara ve tecride karşı alanlarda olan kadınların tutuklanmasına ise tepkiler gelmeye devam ediyor. 
 
‘Feminist hareketler yeterince ses çıkardı mı?’
 
Muğla Kadın Dayanışma Derneği’nden Gülsüm Nazlıoğlu, Kürt kadın hareketinin dünyada ve Ortadoğu’da önemli bir yeri olduğunu, İran’daki direnişin de Kürt kadın mücadelesinde de önemli bir payı olduğunu ifade etti. Gülsüm, “Feminist hareketlerin Kürt kadın hareketine ne kadar faydası var? TJA’lı kadınlara ceza verildi ve birine ceza verme sebebi banka hesabının olmaması. Gerekli ses çıktı mı? Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de Kürt kadın özgürlük mücadelesinin ciddi katkısı var. Şiddetle Mücadele Günü evinde oturan bir kadının dahi bildiği tarih. Sadece 50 kadını etkisiz kılmak değil, diğer kadınlara gözdağı vermeyi hedefliyorlar. Çünkü 50 kadının bir suç işlemediğini herkes biliyor” dedi. 
 
‘Bir saniye bile evde durmamak gerekiyor’
 
Rojhilat ve İran’da kadınların canları pahasına mücadeleye devam etmesinin, Türkiye’de de korku yarattığını kaydeden Gülsüm, Türkiye’de sokakların en dinamik kesiminin kadınlar olduğunu belirtti. 25 Kasım’ın hemen ertesinde gerçekleşen gözaltıların kadın aktivistleri de korkutmaya yönelik olduğunu dile getiren Gülsüm, “Küçük işçi eylemlerini saymazsak sokakta yine kadın cinsi. İmam nikahıyla 6 yaşındaki çocuk oyun denerek evlendiriliyor. Kadın tecavüzü televizyondan dinleyerek anlıyor. İran’da bunu görüyoruz ve bizim neler yapmamız gerektiğini de anlamamız gerekiyor. Bir saniye bile evde durmamak gerekiyor” şeklinde konuştu. 
 
‘TJA’nın sokağa yansımasını da devlet görüyor’
 
Saldırıların siyaset yapan ve genç kadınlara yönelik olduğuna işaret eden Gülsüm, “Devlet, ‘siyaset yaparsanız başına bu gelir’i de anlatmaya çalışıyor. Bu TJA’ya ve Kürt kadınlara yönelik saldırı. Mücadeleye bütünlüklü devam edebilmeyi becerebilmek gerekir. Sadece Kürt kadınları değil, feminist hareketin Kürt kadın hareketine yansımasıyla bir bütün olarak hareket edebilmek gerekiyor. Sokaktan çekilmemek gerekiyor. TJA’nın sokağa yansımasını da devlet görüyor. Çünkü TJA bütünlüklü mücadele ediyor. Kadınlar devlete korku salıyor. İktidar bunu görüyor ve bir sonraki 25 Kasım’ı örmelerinin önüne geçmeyi amaçlıyor” dedi. 
 
‘Kürt kadın hareketi Kürdistan’da kadınlara güç veriyor’
 
“Tek adam’ rejimi ekonomik, sosyal ve siyasi kriz yaşarken, toplumun muhalif kesimlere baskısını da arttırdığını vurgulayan Aydın Ekmek ve Gül Kadın Grubu’ndan Gürsel Şenşafak, bu baskıya karşı toplumda karşı duruşlar sergilendiğini söyledi. İran’da kadınların direnişinin devam ettiğini ifade eden Gürsel, “Türkiye’de kadın aktivistler içinde en önemli dinamiklerden biri Kürt kadın mücadelesidir. Diyarbakır’da ekonomik olarak mağdur olan, şiddete maruz kalan kadınlara, bölgede özel bir şiddet var, bir kapı açıyor. Bu da, erkeklerde de geri adım attırıyor. Kadın hareketlerinin güçlüğü ile kadınlar güçlü oluyor” sözlerini kullandı. 
 
‘İktidar Kürt kadın mücadelesinin gücünün kesmek istiyor’
 
İktidarın, Kürt kadınların, kadın mücadelesindeki yerinin farkında olduğunu bu nedenle gücünü kesmek istediğini dile getiren Gürsel, kadın mücadelesini örgütleyen, kadınları baskılayarak sonuç almak istediğini ifade etti. Zorluklar çıkarsa da mücadelenin yenilerle devam ettiğini vurgulayan Gürsel, “Birçok yönetici gözaltına alınmış, faili meçhul olmuş, ama küllerinden yeniden doğmuştur kadınlar. 25 Kasım ertesine tutuklamaları denk getirmek, kadınlara, ‘kadına yönelik şiddeti kınadığınız gün de ben de size şiddet uygularım’ demek. Tabi ki devletin şiddetini kınıyoruz” diye konuştu. 
 
 
‘Kadınlar üzerinde ayrıştırma politikası var’
 
Türkiye’de genel olarak kadınların hedef alındığını, ancak Kürt kadınlara yönelik daha sert yaklaşımlar sergilendiğini dile getiren İzmir Kadın Dayanışma Derneği yönetiminden Müzeyyen Alpşen ise, kadınların tutuklanmasını, devletin kaygılarının bir yansıması olarak değerlendirdi. İran’da kadınların “Jin jiyan azadî” diyerek sokaklarda olduğunu hatırlatan Müzeyyen, “Kadınlar katliama rağmen mücadele ediyor. Bunun yansıması, buralarda da oluyor. Devlet, korkularını, kadınlara bu şekilde yansıtıyor. TJA’lı kadınlara alanda birlikteyiz ama biraz da ayrıştırma politikası da var. Bunlar bizi yıldıramaz, bizler mücadelemize devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.