Cin şişeden çıktı: Kadınlar tutuklamalarla yılmayacak

  • 09:02 2 Aralık 2022
  • Güncel
 
Melek Avcı-Dilan Babat 
 
ANKARA - TJA’lı kadınlara yönelik operasyonlara tepki gösteren kadınlar, “Cin şişeden çıktı, kadınlar gözaltılara boyun eğmeyerek mücadeleyi büyütecek ve yılmayacağız” mesajı verdi.
 
AKP iktidarının Kürdistan özelinde kadını hedef alan politikalarını sürdürürken, kadınlar ise bu politikalar karşısında bulundukları her alanda direneceklerinin mesajını yaptıkları açıklamalarda, eylem ve etkinliklerde dile getirmeyi sürdürüyor. Tecride, savaşa, her türlü katliama, doğa kıyımına, ekonomik kriz ve daha birçok soruna karşı çözüm üreten kadınlar, bu kez de gözaltı operasyonlarıyla karşı karşıya kaldı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “örgüt yöneticisi olmak”, “örgüt üyesi olmak”, “örgüt propagandası yapmak” ve “örgüte finansman sağlamak” iddialarıyla yürütülen soruşturma kapsamında 29 Kasım günü sabah saatlerinde 14 kentte 57 adrese eş zamanlı operasyon düzenlendi. MASAK, HTS raporları, açık ve gizli tanık beyanlarıyla daha önce yapılan ev baskınlarında el konulan dijital materyallerin inceleme sonuçlarına dayandırılan soruşturmada 50 kadın hakkında yakalama kararı bulunurken, şimdiye kadar 18 kadın gözaltına alındı. Kadınlar, 30 Kasım günü alındıkları kentlerden Ankara’ya getirildi. 
 
Gözaltılara ilişkin ise kadınlar, ajansımıza değerlendirmelerde bulundu. 
 
‘Kadınlardan korkan iktidar saldırıları arttırıyor’
 
AKP-MHP iktidarının bir savaş ortamı yaratmak istediğini kaydeden Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Özlem Gündüz, “Faşizmi her gün derinleştiren, içinde bulunduğu kaostan ve krizden çıkamama halini savaşı derinleştirerek aşmaya çalışan bir iktidar gerçeği var” dedi. İktidarın uzun yıllardır kadın düşmanı politikalar yürüttüğünü söyleyen Özlem, “Başta kadınlar olmak üzere, Türkiye’deki bütün kesimlere, Kürtlere, bütün muhaliflere dönük baskı ve sindirme politikalarını sürekli devreye koyuyor. Bizler, kadınlar olarak bu mücadeleyi yürüten kadınlar olarak her seferinde şunu söylüyoruz; 21. Yüzyıl kadın yüzyılı olacak ve bu faşizmi yıkacak olan da biz kadınlar olacağız. Bu gerçekliği gören, bu gerçeklikten korkan iktidar bütün politikalarını kadınların kazanımlarını yok etme, kadınlara yönelik saldırılarını arttırma, derinleştirme üzerinden yürütüyor” diye belirtti. 
 
‘İktidar saltanatını kadınların yıkacağını biliyor’
 
Saldırıların altında yatan nedenin, toplumu dönüştürecek kadınlar gerçeğinin olduğunu ifade eden Özlem şöyle devam etti: “Bütün baskılara, bütün saldırılara rağmen kadınlar hiçbir zaman alanları, sokakları terk etmedi ve kendi kazanımlarını korumaya, var olan kazanımlarını arttırmaya dönük mücadelelerini her yerde yürüttü, sokakta, evde, iş yerinde, cezaevlerinde. Bütün alanlar kadınlar için mücadele alanıdır. Kadınlar mücadele etmekten hiçbir zaman geri adım atmadı. İktidar kadınların gücünden korkuyor. Kendi saltanatını, iktidarını kadınların yıkacağını biliyor ve bu sebeple sürekli olarak saldırılarını arttırıyor. Sürekli operasyonlar, uyduruk kanıtlarla, oluşturdukları iddianamelerle, aynı kes kopyala iddianameler, kurgular yaratarak kadınları tutukluyor. Son operasyonda özellikle, Kürt kadın hareketinin geldiği nokta, geldiği aşama açısından var olan gücünü gören ve bundan korkan, Türkiye ve aslında Ortadoğu’da, dünyada meşrulaşmış olan bir Kürt kadın hareketi var, Kürt kadın mücadelesi var. Bundan rahatsız olan iktidarın uyduruk dosyalarla kriminalize etme, terörize etme, meşru olan kadın mücadelesini bir şekilde farklı yerlere çekerek, sindirme, baskılama yapılıyor. Bütün kadınlara bir mesaj ve gözdağı verme, ‘bakın mücadele ederseniz tutuklarız, karşınıza her şeyi çıkarırız, güç bizde’ bunu yaratarak aynı zamanda Kürt kadınlar üzerinden genel olarak tüm kadınlara mesaj veriliyor.”
 
‘Kadın direnişine karşı koyamayacaklar’
 
Halklar ve İnançlar Komisyonu Alevi Masası Eşsözcüsü Songül Tunçdemir ise, AKP’nin kadına yönelik şiddet ve terörize etme operasyonunu daha da arttırdığını dile getirerek, bunun seçime yönelik de olduğunu sözlerine ekledi. Songül, “AKP köşeye sıkıştı. Kime ilk baskıyı uygulayacak; bu ülkede yaşayan Kürtlere, Alevilere, ötekilere yani muhalif olan tüm kesimlere. Kadın konusunda başından beri ürettiği politikalar hep düşmanlık üzerine. Mücadele eden Kürt kadını olmak ise siyasi iktidar tarafından başlı başına bir tehlike olarak görülüyor. Kadınlar en zor örgütlenen ama örgütlendiği zaman da yüreğini ortaya koyan, elini değil başını taşın altına koyar. Bu nedenle sistem tarafından hep tehlike olarak görülüyor. İlk vurduğu kişiler de zaten Kürt kadını. Son yapılan operasyonları bu düşmanlığın daha azgınca, daha vahşice ortaya çıkması olarak görüyorum. Ama kadınlar dirençlidir özellikle de Kürt kadınlar, yine sahip çıkacak olanlar da kadınlardır. Kadın mücadelesinin önüne geçilemeyecek, geçemezler. Tepkilerin  daha da büyüyeceğini düşünüyorum. Sadece TJA’lı kadınlar değil, ülkenin her yerinde operasyonlar var. Kınıyorum ve kadın direncinin daha da artacağına inanıyorum. Karşı koyamayacaklar hiçbir zaman.”
 
‘Topyekûn bir savaş açılmış durumda’
 
Kadınlara yönelik operasyonların, Rojava Devrimi’ne yönelik başlatılan saldırılardan ayrı düşünülemeyeceğini kaydeden Songül, “Rojava kadın devrimi, o devrimi yaratanlar da Kürt kadınları. Bir taraftan orada intikam almak istiyor bir taraftan da bölgemizde yaşayan kadınlardan intikam almak istiyor. İkisini birlikte değerlendirmek gerekiyor yani topyekûn bir savaş açılmış durumda” diye konuştu. 
 
‘Kadın direnişini kırmaya çalışıyor’
 
HDP Parti Meclisi üyesi Feray Mertoğlu, TJA’ya yönelik operasyonun iktidarın özellikle son 5 yıldır kadın hareketine yönelik başlattığı saldırıların ve politikaların bir parçası olduğunu söyledi. Feray, dünya genelinde bir otoriterleşmenin olduğunu ve bu ulus devletlerin kriz döneminde yöneldikleri ilk şeyin kadın kazanımları olduğunu kaydetti. Feray, “Bütün baskıları, yoksulluğu, ekonomik krizi, her türlü sorunu, savaşın sonuçlarını yaşayan kadınlar ve bu ortak yaşanmışlıkları üzerinden birlikte hareket etmenin, birlikte sokağa çıkmanın, hareketliliği daha hızlı ve gelişkin olduğu için önce kadınları susturarak toplumu da böyle susturmak istiyorlar. Dolayısıyla TJA’lı yol arkadaşlarımıza yapılan bu saldırı dünyada da gelişmekte olan bu otoriterleşmenin, özellikle Türkiye’de AKP-MHP iktidarının seçimler de yaklaştığı için kendisine bir mecra yaratmak istemesidir. İktidarını sağlamlaştırmak için asıl hareketli, direniş halinde olan kadın direnişini kırmaya çalışıyor” değerlendirmesi yaptı.
 
‘Kadınlar yılmayacak’
 
Kadınların bu baskı ve sindirmelere prim vermeyeceğini vurgulayan Feray, “Onların baskıları, tutuklamaları, gözaltıları kadınları yıldıramayacak. 25 Kasım’da da gördük. Bunlar sonuç vermeyecek diye düşünüyorum, çünkü kadınlar bu mücadeleyi daha da artıracak. Bu saatten sonra artık ‘cin şişeden çıktı ’deniliyor ya, bu saatten sonra kadınları eve, aileye, erkeğe bağımlı kılamazlar. Erkek devlet şiddetinin kadınlara yönelik bu tavrı, bu tarzı kesinlikle devam edemez. Bunun karşısında kadınlar güç birliğiyle birlikte duracaklar diye düşünüyorum” dedi.