Maxmûrlu gazetecilerden tutuklanan meslektaşlarına destek

  • 09:03 9 Kasım 2022
  • Güncel
 
Qeder Kar
 
MAXMÛR - Kürt özgür basın çalışanlarının tutuklanmasına tepki gösteren, Maxmûr Kampı’ndaki gazeteciler, hakikatin izinde yürümeye devam edeceklerini sölyedi.   
 
Ankara’da yürütülen bir soruşturma kapsamında çok sayıda kentte yapılan ev baskınları sonucu gözaltına alınan gazetecilerden JINNEWS muhabirleri Habibe Eren, Öznur Değer, Mezopotamya Ajansı (MA) Yazı İşleri Müdürü Diren Yurtsever, MA muhabirleri Berivan Altan, Deniz Nazlım, Selman Güzelyüz, Ceylan Şahinli, Emrullah Acar ve Hakan Yalçın tutuklandı. JINNEWS Muhabiri Derya Ren ise farklı bir soruşturma kapsamında gözaltına alındıktan sonra kesinleşmiş cezası olduğu gerekçesiyle tutuklandı. Gazetecilerin tutuklanmasına başta basın meslek örgütleri olmak üzere birçok kesimden tepkiler devam ediyor. Şehit Rüstem Cudi Kampı’ndaki (Maxmûr Kampı) gazeteciler de tutuklamalara ve özgür basına yönelik saldırılara tepki geldi. 
 
‘Öncülük yapanlar hedef alınıyor’
 
Gazeteci Jiyan Pîran, saldırıların Kürt halkına yönelik olduğunu belirterek, “Kürdistan’a yönelik savaşı değerlendirdiğimizde, sadece Kuzey Kürdistan’da değil, tüm parçalarda Kürt halkına yönelik bir kırım ve yok etme siyaseti yürütüldüğünü görüyoruz. Özellikle topluma öncülük ederek Kürt halkının sesini duyurmak isteyen aydın, akademisyen ve gazeteciler hedef alınıyor. Böylelikle Kürt halkının sesinin duyulmasını, Kürdistan’daki katliamların duyulmasını istemiyorlar. Bu yüzden Kuzey Kürdistan’daki gazeteciler esir alınıyor” değerlendirmelerinde bulundu.
 
‘Mücadelemiz sürecek’
 
Tutuklanan meslektaşlarına destek verdiğini belirten Jiyan, “Ben bir Kürt gazeteci ve özgür basın çalışanı olarak gerçekleri topluma anlatmak, Kürdistan’da yürütülen savaşı, kadınların direnişini anlatmak için sonuna kadar mücadele edeceğim. Sadece Türk devletine karşı değil, Kürt halkını yok etmek isteyen tüm devletlere karşı özgür basın olarak mücadelemizi sürdüreceğiz. Özgür kadın mücadelesi, ekoloji mücadelesi ve insan haklarının korunması için hakikati tüm dünyaya yansıtmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
 
‘Sessizlik suça ortak olmaktır’
 
Kürdistan’da yürütülen savaşa dikkat çeken Jiyan, “Bu saldırılar ve kirli savaş sadece gazetecilere karşı değil, tüm Kürt halkına karşı yürütülüyor. Buna karşı topyekun bir mücadelenin verilmesi gerekiyor. Gazetecilerin, siyasetçilerin özgürlüğü, Kürdistan doğası üzerindeki savaşı durdurmak için sessiz kalmamak gerekiyor. Bilmeliyiz ki sessiz kalmak suça ortak olmaktır. Bu yüzden tavır göstermek ve mücadele etmek önemli” ifadelerini kullandı. 
 
‘Direniş yenilgiye uğratıyor’
 
Gazetecilerin yaşadıklarına dikkat çeken gazeteci Berivan Tunç da, “Bilindiği gibi kadın devrimi çağında yaşıyoruz. Tüm Kürdistan’da an be an hissettiğimiz bir savaş yaşanıyor. Özellikle de İmralı’da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde yürütülen tecrit, tutsaklara yönelik hak ihlalleri en üst aşamaya varmış durumda. Kürt halkını önderlikten koparmak istiyorlar ve bu yüzden de savaşın her yöntemini kullanıyorlar. Önderliğe uyguladıkları tecrit sonuç almadığı için halka ve Medya Savunma Alanları’na yönelip saldırıyorlar. Nisan ayından bu yana her türlü yöntemle gerillaya saldırıyorlar. Bunun yanı sıra kimyasal silahlar kullanıyorlar. Ancak buna rağmen de gerillanın eşsiz direnişi ile karşısında yeniliyorlar” değerlendirmesi yaptı.  
 
‘Toplumun sesini kısmak için basına saldırıyorlar’
 
Toplumun sesinin kısılması için özgür basına saldırıldığını belirten Berivan, Türkiye’deki havuz medyasının durumuna dikkat çekti. Berivan, “Özellikle Türk devletinin basını ve yandaşlarına baktığımızda toplumu ilgilendiren siyasi, ekonomik gelişmelerle alakaları yok. Sadece iktidarın çıkarları doğrultusunda haberler yapıyorlar. Halkı gerçeklerden uzaklaştırmak için, hiç alakası olmayan farklı konuları gündeme getirip, oyalıyorlar” şeklinde konuştu. 
 
‘Kadın devrimi yayılıyor’
 
Kürt halkının saldırılara karşı her yerde direndiğini belirten Berivan, “Halkın direnişinin duyulmaması  ve yok etmek için gazetecilere saldırıyorlar. Özellikle Rojhilat’ta Kürt kadınlarının öncülüğünde ‘Jin, jiyan, azadî’ sloganı ile gelişen kadın devrimi tüm dünyaya yayılıyor. Bu sesi bastırmak için kadınlara saldırıyorlar. Saldırılarla Rojhilat’ta Kürt kadınlarının dünyaya özgürlüğün ilham kaynağı olmasının önünü almaya çalışıyorlar. Yine Güney’de gazeteci ve jineoloji çalışanı arkadaşımız Nagihan Akarsel’in katledilmesi de bu yüzdendir. Nagihan’ın katledilmesi ile aynı zamanda Rojhilat’taki kadınlara da mesaj verilmek istendi” ifadelerini kullandı. 
 
‘Hakikatin izinde yürümeye devam edeceğiz’
 
Tutuklanan meslektaşlarına destek verdiğini dile getiren Berivan, “Düşman her ne kadar saldırılarla, toplumun, halkların sesini kısmaya çalışsa da bizler de haberlerimizle, dosyalarımızla var olan gerçekleri daha fazla yansıtacağız ve hakikatin izinde yürümeye devam edeceğiz” diyerek sözlerini sonlandırdı.