Kayıp yakınları: Kaç yıl geçerse geçsin adalet istemekten vazgeçmiyoruz

  • 11:56 5 Kasım 2022
  • Güncel
DİYARBAKIR - Kayıp yakınları, eylemlerinin 717’nci haftasında Kulp’ta kaybettirilen Mehmet Şirin Bayram’ın akıbetini sorarken, "Kaç yıl geçerse geçsin, adalet istemekten vazgeçmiyoruz" diye vurguladı. 
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” eyleminin 717’nci haftası kapsamında Koşuyolu Parkı'nda bulunan Yaşam Hakkı Anıtı önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya İHD’liler ve kayıp yakınları katılırken katılanlar faili meçhul bir şekilde kaybettirilenlerin fotoğraflarını taşıdı.
 
Bu hafta Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde 2 Kasım 1996 yılında kaybettirilen Mehmet Şirin Bayram’ın hikâyesi paylaşıldı.  
 
‘Gazetecilerin tutuklanmasının izahatı olamaz’
 
İlk olarak konuşan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, son günlerde yaşananlara dikkat çekti. Abdullah, “Şebnem Korur Fincancı ve gazetecilerin tutuklanmasının hangi yargıda izahatı olabilir. Hangi evrensel hukukta hasta tutsakların cezaevinde kaldığı görüldü. Leyla Güven’in vekilliğinin düşürülmesindeki davalar devam ediyor. Görülen bir davada mahkeme gerekçeli kararında Leyla Güven’in yargılama amacının terörle mücadele kapsamında olduğunu ve cezalandırılmasının da toplumsal ihtiyaç olduğu söylenmiş. Bütün bunlar Kürt sorununa çözüm getirmeme sonucudur” ifadelerini kullandı. 
 
‘Oğlumun kemiklerini istiyorum’
 
Ardından konuşan Mehmet Şirin Bayram’ın annesi Remziye Bayram, “Yıllardır kayıp olan binlerce kayıp var onlardan biri de Şirin oğlumdur. Bugüne kadar Şirin’in peşindeydim bundan sonra da peşinde olacağız. Şirin’in suçu kabahati yoktu yatağından kaldırıp götürdüler. Şirin’in dosyası tüm yargı mercilerinde var. Madem her yerde dosyası var neden ‘biz yaptık biz kaybettik’ demiyorlar. Oğlumun kemiklerimi istiyorum. İnsanlarsa ortaya çıksınlar biz yaptık desinler” şeklinde konuştu.
 
‘Koruculuk dayatması vardı’
 
İHD Diyarbakır Şubesi Başkan Yardımcısı Ezgi Sıla Demir, Mehmet Şirin’in, 15 Ağustos 1978 tarihinde Diyarbakır’ın Kulp ilçesi Demirli Köyüne bağlı Bîra Zeyna Mezrasında doğduğunu söyledi. Ezgi, 1994 yılında Bayram ailesinin yaşadığı Demirli Köyü Bîra Zeyna mezrasında devletin köylüler üzerinde ciddi baskıları olduğunu, köylülerin sürekli olarak korucu olmaya zorlanıldığını kaydetti. Tüm baskılara rağmen köylülerin koruculuğu kabul etmediğini ifade eden Ezgi, “Koruculuğu kabul etmeyince yaşadıkları köy yakıldı ve çoğu köylü zorla yerlerinden göç ettirildiler. Şirin Bayram’ın amcası olan İhsan Bayram, tüm baskılara rağmen köyde kalmaya devam etti. Aradan 2 yıl geçtikten sonra Mehmet Şirin Bayram, 1996 yılının Kasım Ayında köyde yaşamakta olan amcası İhsan Bayram’ı ziyaret etmek için yola çıkar” dedi.  
 
Ezgi hikâyenin devamında şu ifadelere yer verdi:
 
“Demirli köyüne vardığında karanlık çökmüştü. Mehmet Şirin Bayram, yoluna devam etmedi. Sık sık yaşanan operasyonlardan dolayı gece tehlike arz edebilir diye Bîra Zeyna’ya ertesi sabah gideceğini düşünerek akrabası olan Ramazan Tekin’in evine misafir olarak kalmaya karar verir. O gece saat 11-12 civarında Kulp korucuları ve askerlerin yaptıkları ev baskınında ev sahibi olan Ramazan Tekin ve misafir olan Şirin Bayram gözaltına alınır. Ramazan Tekin ve Şirin Bayram’ın gözaltına alındığı esnada ev sahibi Hazal Tekin (Ramazan Tekin’in eşi) Fettah ve Cumali isimli iki korucuyu tanıdığını söyler. Aynı günün sabahında Hazal Tekin, Şirin Bayram’ın amcası olan İhsan Bayram’ı haberdar etmek üzere saat 07.00 gibi Bîra Zeyna mezrasına giderek Şirin'in amcasına Kulp korucularının ve askerlerin Şirin ve Ramazan’ı gözaltına aldıklarını haber verir.
 
Gözleri bağlıydı
 
İhsan Bayram, Kulp Karakolu'na giderek gözaltındaki Şirin Bayram için tanıdığı koruculardan korucubaşı Hüseyin ve Mustafa Bulut’tan Şirin Bayram hakkında bilgi vermelerini ister. Mustafa Bulut amcasına İhsan Bayram’a burada kalıp kendisinden haber beklemesi gerektiğini söyler, ertesi gün öğlen saatlerinde Mustafa Bulut (korucubaşı) İhsan Bayram’a ulaşarak Şirin’in Kulp Karakolu'nda olduğunu onu gördüğünü, onunla konuştuğunu ve Şirin’in gözlerinin bağlı olduğunu belirtir. Korucubaşı olan Mustafa Bulut, Şirin Bayram ile arasında geçen diyalog da; Ramazan Tekin ile aynı gece gözaltına alındığını ve ailesine haber vermesini istediğini söyler, aynı günün gecesinde Mustafa Bulut Kulp Karakolu'na çağrılarak Şirin Bayram’ı gördüğünü söylememesi için tehdit edilir ve şiddet görür. Ertesi gün sabah 08.00 gibi Mustafa Bulut, Şirin Bayram’ın amcası İhsan Bayram’ın yanına giderek Şirin Bayram’ı hiç görmediğini ve Kulp Karakolu'na hiç gitmediğini söyler. Ailenin tüm resmi kurumlara yapmış olduğu başvuru ve arama çabalarına rağmen Şirin Bayram’dan bir daha haber alınamaz.
 
Yıllardır bu meydanda ‘evladımın kemiklerini istiyorum, onun da bir mezarı olsun; gidip başında dua okumak istiyorum’ diyen Remziye ananın bu hasreti son bulsun istiyoruz. Kaç yıl geçerse geçsin Mehmet Şirin Bayram için adalet istemekten asla vazgeçmeyeceğiz.”
 
Eylem, yapılan konuşma ve paylaşılan hikâyenin ardından kaybettirilenler için 1 dakikalık oturma eylemi ardından sona erdi.