Taksim’de kimyasal silaha karşı yürüyüş gerçekleştirilecek

  • 11:20 28 Ekim 2022
  • Güncel
İSTANBUL - HDK, HDP ve Birleşik Mücadele Güçleri, halkları 6 Kasım'da Taksim’de gerçekleştirilecekleri “Kimyasal Silah Kullanımına Karşı İnsanlık Yürüyüşü”ne katılmaya çağırdı.
 
Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Birleşik Mücadele Güçleri (BMG), 6 Kasım'da İstanbul’da gerçekleştirilecek olan “Kimyasal Silahlara Karşı İnsanlık Yürüyüşü” için Beyoğlu’nda bulunan HDP İstanbul il binasında basın toplantısı gerçekleştirdi. Çok sayıda siyasetçi, demokratik kitle örgütleri ile kurum ve kuruluş temsilcilerinin katıldığı toplantının yapıldığı salona, “Kimyasal Silah Kullanımına Karşı İnsanlık Yürüyüşü” pankartı asıldı. Açıklama öncesi ise il binasının bulunduğu cadde ve il binası polis ablukasına alındı.
 
‘Hem üzgün hem de mutluyuz…’
 
Açıklama öncesi söz alan HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, demans hastası Kürt siyasetçi ve hukukçu Aysel Tuğluk’un dün tahliye olmasından dolayı mutlu olduklarını paylaştı. Serpil, “Öte yandan içimiz buruk çünkü Şebnem hoca tutuklandı. Yaptığı değerlendirmeler gerekçe gösterilerek Türk Tabipleri Birliği Başkanı bilim insanı Şebnem Korur Fincancı’nın gözaltına alınıp tutuklanmasından dolayı üzüntü duyuyoruz. Bir an önce özgürlüğüne kavuşmalı” diye konuştu.
 
Suça sessiz kalmak ortak olmaktır!
 
Daha sonra ortak basın metnini okuyan Serpil, kimyasal silah kullanmanın insanlık suçu olduğu vurgusunu yaparak suça sessiz kalmanın da ortak olmak anlamına ve kanıtlar söz konusudur. Ortaya çıkan görüntüler Türkiye’nin, Cenevre Konvansiyonu gibi kendisinin geldiğini dile getirdi. Ortak açıklama metninde şu ifadelere yer verildi: “Türkiye’nin Kürdistan Bölgesel Yönetimi topraklarına yönelik saldırıları 2021 yılından bu yana aralıksız bir biçimde devam etmektedir. Karşılıklı olarak can kayıplarının olduğu, geniş bir coğrafyada ekolojik kırımın yaşandığı, bölgede yaşayan tüm canlıların büyük zarar gördüğü bu saldırılarda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin PKK’lilere yönelik kimyasal silah kullandığına dair iddialar toplumda büyük bir infial yaratmıştır. Basından öğrendiğimiz kadarıyla 17 HPG’linin kimyasal silahlarla hayatını kaybettiği belirtilmektedir. Tüm canlılar için ölümcül olan, uluslararası hukukta da suç olarak görülen kimyasal silah kullanıldığına dair ciddi bulgular de taraf olduğu uluslararası sözleşmelere açıkça aykırı hareket ettiğini göstermektedir.”
 
Bölgeye bağımsız heyetler gönderilmeli
 
AKP-MHP iktidarının bu suçlamaları reddettiğine değinilen açıklamada, bu suça karşı haberler yapan gazeteciler ve konuşanların hedef gösterildiği hatırlatıldı. Yapılması gerekenin inkar değil bölgeye bağımsız heyetlerin gönderilmesi olduğunun altı çizilen açıklamada, “Kimyasal silah kullanıldığına ilişkin bulguların süratle incelenmesi ve bağımsız heyetlerce rapor edilmesi gerekmektedir. Bölgede inceleme yapmak isteyen bağımsız uzman heyetlere Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin izin vermemesi de haklı bir kaygı ve öfkeye yol açmaktadır. Bölgesel yönetimin heyetlerin güvenliğini sağlayarak incelemelere izin vermesi gerekmektedir. Bu akıllara durgunluk veren korkunç savaş ve insanlık suçuna kimse ortak olmamalıdır. En önemlisi de Kimyasal Silahları Yasaklama Örgütü (OPCW) başta olmak üzere Birleşmiş Milletler (BM), Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Avrupa Birliği sorumlu kurum ve kuruluşların harekete geçmesi gerekmektedir. Aksi durum, bölge halklarında endişeyi büyütecek, daha büyük katliamların kapısını aralayacaktır” denildi.
 
6 Kasım yürüyüşünün adresi Taksim
 
Açıklamada, “Gün susma günü değil, insanlığı savunma ve savaşa karşı ses çıkarma günüdür. İnsan yaşamı kutsaldır. Ölümden değil yaşamdan yana olan tüm kurum, yapı, siyasi parti, sivil toplum kuruluşunu, halkımızı ve her vicdanlı yurttaşı harekete geçmeye çağırıyoruz” çağrısı yapıldı. Bu kapsamda 6 Kasım günü Taksim’de yürüyüş yapılacağı belirtilerek, “Savaşa karşı barış, ölüme karşı yaşam’ yürüyüşünü gerçekleştireceğiz. Bu haklı yürüyüşümüze tüm halkımızı ve demokrasi güçlerini katılmaya davet ediyoruz. Toplumun istediği sadece ve sadece gerçeklerin açığa çıkmasıdır. Sessiz kalarak bu suça asla ortak olmayacağız. Gerçekler açığa çıkana kadar sesimizi çıkartmaya ve hakikati aramaya devam edeceğimizi büyük bir kararlılıkla bir kez daha ifade ediyoruz” ifadelerine yer verildi.
 
‘Şebnem hoca suçlarını ifşa etti’
 
Ardından söz alan HDK Eş Sözcüsü Cengiz Çiçek, de  “7 yıldır Kürt halkının savaş politikalarına cevap vermeye çalışan AKP-MHP faşizmiyle karşı karşıyayız. Faşizmin temel amacı Kürt soykırımını dayatarak sadece Kürt halkını temsil almak değil, Türkiye ezilenleri ve demokrasi mücadelesini de teslim almaktır. Kimyasal silah kullanımı sonrasında ortaya çıkan budur. Şebnem hoca sadece bir bilim insanı ilkeselliğiyle bu devlete bir çağrı yaptı ve dedi ki kimyasal silah kullanımı araştırılsın. Eğer suçluysanız bir şeyi örtbas etmek isterseniz. Şebnem hocanın değerlendirmesi AKP-MHP iktidarının suçlarını ifşa etmiştir” şeklinde konuştu.
 
Halklara çağrı: Yürüyüşümüze katılın
 
“Hakikat söz konusuysa, bir savaş varsa o savaşta önce gerçekler, hakikat ölür. Bugün AKP-MHP iktidarının yaptığı gerçekleri öldürmektir” ifadelerini kullanan Cengiz, herkesi el birliği ile omuz omuza mücadele yürütmeye çağırdı. Tüm halkları 6 Kasım günü Taksim’de yapacakları yürüyüşe davet eden Cengiz, “Açık bir şekilde sesleniyoruz, Türkiye’de devrimciler, sosyalistler, yurtseverler, Aleviler var olduğu sürece bu cumhuriyeti demokratik bir cumhuriyet haline getireceğiz. 6 Kasım’da tüm Türkiye emekçilerini, halklarını yürüyüşümüze davet ediyoruz” sözleriyle seslendi.
 
‘Saldırıları birleşik mücadeleyle püskürteceğiz’
 
Daha sonra BMG adına konuşan Mürüvvet Küçük de, “BMG olarak kimyasal kullanımının iddia değil gerçeklik olduğunu belirtmek istiyoruz. Buna dair sayısız kanıt ortaya konuldu. En son 2 gerillanın görüntüleri paylaşıldı” hatırlatmasında bulundu. “Bizler faşizmin tarihini yaşamış insanlarız” diyen Mürüvvet, kimyasal silah kullanımının etkilerinin daha önce görülen semptomlarla aynı olduğuna dikkat çekti. Mürüvvet, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Bize cezaevlerinde o silahları kullandılar, TSK bu silahları kullanıyor. Ortadoğu’da ve Türkiye’de en örgütlü toplumu temsil ediyor Kürt halkı. Kürt halkının ezilmeye çalışılan direnme gücünün korunmasına destek olmak lazım. Kürt ve Türk halkının kader birliği var. En kirli savaş biçimleri kullanılıyor. Bu açıdan Kürt ve Türk halklarının birleşik mücadelesine olan inancımızı bir kez daha ifade ediyoruz.”
 
Saldırıları birleşik mücadeleyle püskürteceklerinin mesajını veren Mürüvvet, ortak kazanım elde edeceklerinin altını çizdi.
 
Konuşmaların ardından basın toplantısı sona erdi.