AKP-KDP kimyasal ortaklığına tepki

  • 09:01 28 Ekim 2022
  • Güncel
 
İZMİR - Türkiye’nin, KDP desteğiyle Zap, Avaşin ve Metina’ya yönelik saldırılarda kimyasal silah kullanmasına ilişkin konuşan kadınlar, KDP’nin bu suça ortak olmamasını ve yetkililerin bölgede tarafsız bir inceleme yapması gerektiğini vurguladı.  
 
Türkiye’nin Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) ortaklığıyla Güney Kürdistan’ın Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerine karşı başlattığı saldırılar 6’ncı ayını geride bıraktı. Saldırılarda, savaş suçu sayılan birçok kimyasal silah kullanıldığına dair bazı görüntüler ve belgeler yayınlandı. Fırat Haber Ajansı'nda (ANF) yer alan son haberlerde, Halk Savunma Merkezi’nin (HSM) 6 aylık süreçte yaşanan kimyasal silah saldırılarına dair yaptığı açıklamada 14 Nisan-14 Ekim tarihleri arasındaki  Türkiye’nin  2 bin 467 kez yasaklı bomba ve kimyasal silah kullandığına yer verildi. 
 
‘Kürtler kaybolmaz, Kürtler bitmez’
 
Kimyasal silah kullanımıyla halka zulmedildiğini ifade eden Barış Anneleri İnisiyatifi’nden Medine Kaymaz, bu zulümle iktidarın başarılı olamayacağının altını çizdi. Medine, “Bu zulümdür, senin Kürdistan’da ne işin var? Askerler de halkın çocuklarıdır, gariban çocuklarıdır. Beş kuruş para verip katliam yaptırıyorlar. Devlet zarar görmüyor, yetti artık bu zulüm. Bu zulüm ne zamana kadar sürecek? Bu zulümle Türkiye devleti başarılı olamaz. Kürtler eski Kürtler değil, biz vazgeçmeyeceğiz. Çocuklarımız cezaevlerinde yaşlandı, cezaevleri ağzına kadar dolmuş, binlerce şehidimiz var. Bu zulme karşı yerimizde duramayız. Biz barış anneleriyiz. Adaletin peşindeyiz, adaletle, insanlıkla hayat güzelleşir. Adalet sadece Kürtlere lazım değil, tüm insanlar için gerekli. Senin nasıl bir vicdanın var? Nasıl bir vicdanla o gençlere karşı kimyasal silah kullanıyorsun, onları yakıyorsun? Bu katliamdan ne kazancın var? Binlerce devlet bir araya gelmiş, Kürtleri kaybetmeye çalışıyor, Kürtler kaybolmaz, Kürtler bitmez. Kürtler ancak barışla, insanlıkla, adaletle durur” şeklinde konuştu.
 
‘Zulmünüz bu kadar mı büyük?’
 
Kimyasal silah kullanımına karşı tüm dünya halklarının ses çıkarması gerektiğine dikkat çeken Medine, “Bu çok büyük bir suçtur. Tüm Kürtlerin ayağa kalkıp bu katliamın, kimyasal silahın suç olduğunu söylemesi gerekiyor. Tüm dünyanın, Türk, Kürt, Arap hepsinin bunun büyük bir suç olduğunu söylemesi gerekiyor. Bu kimyasalları insanların üzerine atıp yakıyorsun. Orayı çöl haline getirdiler. Çölde ne yaşam olur, ne insan ne hayvan. Dünyayı yaktılar. Sizin vicdanınız bu kadar mı, zulmünüz bu kadar mı büyük? Adaletiniz bu kadar mı? Nasıl insanlarsınız? Çocuklarımızın kanı dökülmesin yeter artık bu zulümden dönün. Bu zulümle bizi durduramazlar, bu zulüm ne kadar devam ederse, sebepsiz yere çocuklarımız ne kadar kimyasalla katledilirse biz de o kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. Biz barış istiyoruz, biz barış anneleriyiz. Kimsenin kanı dökülmesin” dedi.
 
‘Barzani bu ihanetten dönsün’
 
KDP’nin  AKP-MHP iktidarı ile ortaklığının ihanet olduğunu ifade eden ve Barzani’ye çağrıda bulunan Medine, “Barzani bu ihanetten dönsün, bu çocukların kanı dökülmesin. Bunu vicdanı nasıl kabul ediyor, ciğerleri nasıl yanmıyor? Milyonlarca çocuğumuz var, sadece 17 tane değil. Bu vicdan nasıl bir vicdan, sen nasıl kafanı koyup uyuyabiliyorsun? Şimdiye kadar ihanet ettin biraz geri dön. Devletin var ama gidip Türkiye devletine destek verip ihanet ediyorsun. Yeter artık ihanetiniz” diye belirtti.
 
‘Doğaya, insanlığa zarar’
 
Konuya ilişkin konuşan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Ege Bölge Eşsözcüsü Neslihan Arviş, savaşın bir ahlakı olduğuna değindi. Neslihan şöyle dedi: “Kürdistan’da bir savaş yürütülüyor, savaşın da bir kuralı bir ahlakı vardır. Kimyasal silah kullanmak insanlık suçudur. Orada kullanılan kimyasal silahlar, oradaki yerel halkın, herkesin zarar gördüğü silahlardır. Onun için Türk devletinin bu tür silahları kullanması uluslararası suça giriyor. Yürütülen bu savaşlar, halklara da zarar veriyor. Doğaya, herkese, bütün insanlığa zarar veriyor. Her türlü kimyasal silaha karşı tavrımız nettir.” 
 
‘Çözümün muhatabı İmralı’
 
Buna karşılık çözümle ilgili birçok yolun denenebileceğine ve çözümün muhatabının İmralı olduğuna dikkat çeken Neslihan, “Bu tür suçlara ortak olmamak gerekiyor. Herkesin bu suça karşı ses çıkarması gerekiyor. Diyalogla, çözümle, barışçıl yollarla bunun çözümü sağlanabilir. Çözümün muhatabı İmralı’dır. Uluslararası kurumlardır, insan hakları savunucularıdır. Barışı isteyen herkes bunun muhatabıdır” sözlerine yer verdi.
 
‘Tarafsız heyetler inceleme yapmalı’
 
Uluslararası sözleşmeleri imzalayan devletlerin kimyasal silahları kullanmayacağının taahhüdünü vermiş olduğunu ve böylece şeffaflık ilkesini toplumların gündemine getirdiğini ifade eden Halkların Demokratik Partisi Merkezi Yürütme Kurulu üyesi İdil Uğurlu ise “Görüntüler yayınlandı, kimyasal silah kullanılması ile ilgili. Bu görüntülerin yayınlanmasından sonra bir kamuoyunun oluşması gerekiyor, aynı zamanda da Türkiye’nin buna cevap vermesi gerekiyor. Bu cevap da nasıl olur, yani tarafsız örgütlerin, heyetlerin gelip inceleme yapması gerekir. Çünkü bu, sözleşmeye imza atan devletlerin sorumluluğudur. Yapılması için de bir açıklığın, şeffaflık ilkesinin uygulanması gerekiyor. Fakat şöyle bir şeyi de belirtmek gerekiyor; böyle bir iddia var, görüntüler de paylaşıldı. Diğer devletler de bu açıdan sessiz. Bu sessizliğin de bozulması gerekiyor” dedi.
 
‘Yapılacak inceleme dünya toplumuna hizmet edecek’
 
Toplumların da inceleme yapılmasına yönelik taleplerinin olması gerektiğini vurgulayan İdil, “Tabi ki burada bizim asıl seslenmemiz gereken, çağrı yapmamız gereken iktidarlardan ziyade, devletlerden ziyade toplumlar olmalı ki toplumlar kamuoyu yaratsın ve bu kamuoyu sonucunda da bir inceleme başlatılsın. Bu incelemeler sonucunda hazırlanan raporun tüm dünyayla paylaşılması gerekiyor. Bu anlamda da hem Türkiye zan altında kalmamış olur hem de bu iddianın doğru olup olmadığı da gözler önüne serilmiş olur. Ayrıca kimyasal silah kullanımı dünyada yapılmış, savaşlarda uygulanmış. Yüzyıl içerisinde kullanılmış silahlar olduğunu biz biliyoruz. Bundan dolayı da bu incelemelerin yapılması bundan sonra olabilecek kimyasal silah kullanmanın önünü kapatmış olacak. Bu tüm dünya toplumuna da hizmet etmiş olacak. Her bir insanın duyarlı olması ve bu çağrıda bulunması gerekiyor” şeklinde konuştu.