Oğlu kimyasalla katledilen Çiğdem: Kanlarında KDP’nin de eli var

  • 09:02 23 Ekim 2022
  • Güncel
 
İSTANBUL - Kimyasal silah saldırısında yaşamını yitirenlerden biri olan Ferhat Güneş’in annesi Çiğdem Güneş, KDP'nin de elinin de çocuklarının kanlarında olduğunu  dile getirdi. Çiğdem, “Onun yolu şeref, namus ve başarı yolu. Bunun için başım çok dik” diyerek, herkesin kimyasal silah kullanımına karşı ses çıkarmasını istedi. 
 
Türkiye’nin Güney Kürdistan’daki Zap, Avaşîn ve Metîna alanlarına  yönelik saldırılarında kimyasal silah kullandığına ilişkin bölgedeki gazeteciler ve halkın paylaşımları gündemdeki yerini korurken, en son  Fırat Haber Ajansı’nda kimyasal silah sonucu katledilen 17 YJA STAR ve HPG’linin kimlikleri paylaşıldı. Ardından da kimyasal silah ile katledilen iki YJA Star ve HPG’linin  görüntüleri paylaşıldı. 
 
Görüntülerin ardından Türkiye’nin kullandığı kimyasal ve yasak silahlara ilişkin başta Kürdistan olmak üzere dünyanın birçok yerinde halk alanlara çıkarken, uluslararası kurumların harekete geçmesini istiyor. Alanlara çıkan Kürtler ve dostları, Türkiye’nin Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ortaklığı ile  savaş ve insanlık suçu işlediğini belirterek, son buluncaya kadar da alanlarda olacakları mesajını veriyor. 
 
Kimyasal silah ile katledilen 17 kişiden biri de Ferhat Güneş (Sedat Demhat). 
 
Çocukluk hayaline ihanet etmedi
 
Ferhat’ın ailesi Mêrdîn’in (Mardin) Stewrê (Savur) ilçesinin Barman (Yeşilalan) köyünden. Stewrê, Kürt özgürlük mücadelesi için önemli bir konuma sahip. Bugüne kadar yüzlerce genç, buradan yüzünü dağlara verip mücadeleye katılmış. Bundandır ki çocukluğundan bu yana herkes öğretmen, doktor, avukat olmayı hayal ederken, Ferhat “büyüyünce gerilla olacağım” deyip durmuş. 9 yaşında ailesi ile birlikte İstanbul’a göç ederken, bu hayaline sadık kalarak 2015 yılında yönünü dağlara verdi.
 
İrade savaşı…
 
Fırat Haber Ajansı’na (ANF) verdiği bir demeçte Ferhat, ne için dağları tercih ettiğini anlatıyor ve “İlk gerillanın gülüşünden etkilendim. Acaba ben de onlar gibi olur muyum dedim” diyor. PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması için direndiklerini de söyleyen Ferhat, ajansa verdiği son demeçte ise savaş tünelinden sesleniyor ve “Düşmanı burada irademiz ile yeneceğiz” diyerek mücadelesini özetliyor. Ve Ferhat yıllar sonra yüzünden düşürmediği gülümsemesi ile yoldaşlarının hafızasına kazınıyor. 
 
Evde sessizlik ve öfke iç içe
 
Ferhat’ın evine 7 yıl sonra ise yaşamını yitirdiği haberi ulaştı. Ailenin evinde acının yanında büyük bir öfke hakim. Çocukları kimyasal silah ile katledilmiş bir aile. Eve ilk ayak bastığımızda sıcak bir karşılama ile karşılaşıyoruz. Sonrasında ise gittiğimiz odada büyük bir sessizlik. Sessizliği Ferhat’ın yaşamı ile ilgili sorular ile bozmaya çalışıyoruz. Ama odada, çocuğu Kürt özgürlük mücadelesine katılmış ve aralarında yaşamını yitirmiş savaşçılardan dördünün annesi var. Bakışlardan anlaşılıyor aslında annelerin içinde nasıl bir fırtınanın koptuğu. 
 
Ferhat’a dair dökülen sözcükler
 
Sonrasında ise anne Çiğdem Güneş’ten dinliyoruz oğlu Ferhat’ı. Sözcükler ağzından güçlükle çıksa da oğlunu anlatıyor: “Ferhat, İstanbul'dan gerilla saflarına katıldı. Ferhat'ın yaşamı çok güzeldi. Aile olarak davaya bağlı olduğumuz için o da o ruhla büyüdü. Yaşamında da kardeşleri ile de sürekli Kürtçe konuşurdu. Metropolde büyümesine rağmen dilini unutmadı. Şakacı, keyifli bir yaşamı vardı. Çocuklar ile çocuk büyükler ile büyük olurdu. Çok akıllı ve merhametli biriydi. Herkese yardımı dokunurdu. Ama Kürdistan aşkı daha baskın basıyordu. O zaman tek oğlum oydu. Ve bana sürekli, 'anne kardeşim olsun' derdi. Ben de, ‘belki size güzel bir yaşam veremeyebilirim, 3 kişisiniz yeterli’ derdim. O da, 'yok anne olsun Kürtler çoğalsın' derdi. Ondan sonra da iki erkek kardeşi oldu. Küçük kardeşi olduğu zaman, 'anne iki erkek çocuğun oldu, iki sana biri Kürdistan'a' diyordu. Ben de ona ‘daha yaşın küçük, oranının şartları zordur. Herkes bu yükü kaldıramayabilir. Gidip pişman olursan bu da bize yakışmaz. Büyük bir ihanet olur’ derdim.”
 
İlk kez televizyonda gördü
 
Ferhat’ın Kobanê’ye dönük DAİŞ saldırısından oldukça etkilendiğini paylaşan Çiğdem, oradaki annelerin, kadınların ve çocukların yaşamını sürekli örnek göstererek mücadele edilmesi gerektiğini dile getirdiğini söylüyor.  Ferhat’ın 2015 yılında evden ayrıldığını ve 15 gün sonra ilk kez televizyonda gördüğünü belirten Çiğdem, “Ve o görüntüleri gördükten sonra gururlandık. Hala da öyle. Onun yolu şeref, namus ve başarı yolu. Bunun için başım çok dik. Yüzlerce, milyonlarca annenin yüreği yanmış durumda. Ben de onlardan biriyim. Bütün anneler gibi ben de bu kirli savaşın durmasını istiyorum. Onlar için de bizim içinde güzel bir yaşam istiyorum. Sonuna kadar Türk devletinden davacı olacağım. Bu kirli bir savaş. Hangi savaş olursa olsun kimyasal silah doğru bir şey değildir. Bu insanlık suçudur” diyerek kimyasal silah saldırısına dikkat çekiyor.
 
‘Kanlarında KDP’nin de eli var’
 
KDP’nin ihanetine ve gaz maskelerine el koymasına da tepki gösteren Çiğdem, şöyle devam ediyor: “KDP bu savaşın önünü açtı. Benim için büyük düşman KDP’dir. Bu yoldan dönsünler. Onlar kim, biz kimiz? Türkler bile konu Kürt olunca karşımızda bir olunca biz neden bir olamıyoruz? Şehitlerin kanında onların da eli var. Bir anne olarak isteğim bu yoldan dönsünler. Böylelikle kendi sonlarını da getiriyorlar. Bugün bile bir sorun olduğunda yine bizim halkımız yardımda bulunuyor.”
 
‘Ayağa kalkılmalı’
 
Halkın kimyasal saldırılarına karşı çıkması ve güçlü bir duruş sergilemesi gerektiğini de söyleyen Çiğdem, “Onlar nasıl canlarını vermişse bugün halkımızın da onlara sahip çıkması lazım. Bugün halkımız ayaklandığı taktirde bu durum durabilir. Çünkü bizi yenemezler, 50 yıldır bizlere güçleri yetmedi yine yetmeyecek. Ama bizim bir olmamız gerekiyor. Halkımızdan bunu istiyorum. Şehitlerine, sahip çıksınlar. Hangi görev omuzlarında ise bunu yerine getirsinler. Benim yüreğim, yüzlerce annenin yüreği yandı. Başka annelerin yüreği yanmasın. Kürt halkı ayağa kalksın.  Asker ailelerine de sesleniyorum. Bu kirli savaş karışışında ayağa kalksınlar” diyor.
 
‘Ferhat hepinizin oğlu’
 
Çiğdem son olarak da şöyle sesleniyor kamuoyuna: “Namuslu ve şerefli Kürt halkından isteğimdir ki, her ülkede kimyasal silah kullanımı kirli bir suçtur. Hiçbir savaşta kullanılmaması gerekiyor. Ferhat sadece benim oğlum değil, hepinizin oğlu. Bu kirli savaş karşısında uyanmanızı istiyorum. Artık anneler ağlamasın.”