Nagihan Akarsel yüzlerce kişinin katılımı ile anıldı

  • 19:36 22 Ekim 2022
  • Güncel
 
 
İSTANBUL - MKGP, TJA ve Jineoloji Dergisi, katledilen gazeteci Nagihan Akarsel için yüzlerce kişinin katılımıyla anma gerçekleştirdi. Anmada, mücadelesinin kadınlar tarafından sürdürüleceği mesajı yinelendi.
 
Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP), Jineoloji Dergisi ve Tevgera Jinên Azad (TJA), Güney Kürdistan'ın Süleymaniye kentinde 4 Ekim günü katledilen Jineolojî Araştırma Merkezi üyesi ve Jineolojî dergisi editörü, akademisyen, yazar ve gazeteci Nagihan Akarsel için Halkların Demokratik Partisi (HDP) Bağcılar İlçe Örgütü binasında anma etkinliği gerçekleştirdi. Anmanın yapıldığı salona “Hakikat Susmaz, Kalem Kırılmaz” pankartı asıldı. Etkinlikte yer alan anı köşesinde ise Nagihan’ın çerçevelenen fotoğrafı, mumlar ve karanfillerle sergilendi. Bu köşede bulunan anı defterine de etkinliğe katılan kadınlar yazı, şiir ve notlar yazdı. Etkinliğe başta kadınlar olmak üzere çok sayıda kişi katıldı.
 
Anma etkinliği, saygı duruşunda okunan “Çerxa Şoreşe” marşı ile başladı. Saygı duruşunun ardından salon “Şehit namirin” sloganları ile yankılandı.  
 
TJA adına açılış konuşmasını Helin Keskin gerçekleştirdi.  
 
‘Fikrimiz toplumun içinde yeşeriyor’
 
Helin, “Biliyoruz ki, bu saldırı Nagihan Akarsel arkadaş şahsında Kürt halkı ve Kürt kadınına yönelik bir saldırıydı. Evet, bu saldırılar ile bize saldırmaya çalışan devlet bize saldırırken bizlerde mücadelemizi büyütüyoruz. Birliğimi ve kalemimizi güçlendiriyoruz. Hiçbir saldırı, hiçbir katliam bizi yok edemez, çünkü kalemimiz amacımız ve fikrimiz toplumun içinde yeşeriyor ve büyüyor. Ama bilsinler ki bizler güneşin çocuklarıyız. Bizi kim yok edebilir binlerce umudun içinde” dedi. 
 
Sinevizyon, yazı, şiir…
 
Ardından Nagihan’ın mücadele hayatını anlatan sinevizyon gösterimi izletildi. Salon, sinevizyon gösterimine “Jin jiyan azadî” sloganları ile cevap verdi. Sinevizyon gösteriminin ardından Jineolojî İstanbul Atölyeleri'nden Sevcan Kadiroğlu da Nagihan’ın empatiyi anlatan “Bir tortu da olsa” yazısını okudu.  Jineolojî İstanbul Atölyeleri'nden  Ebru Karaaslan da Nagihan’ın  Füruğ Ferruhzad’ın en sevdiği “Dünyasal Şiirler” başlıklı şiirlerini seslendirdi.   
 
‘Kimyasal Kürt’e yasak değil’
 
Anadolu Yakınlarını Kaybedenlerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ANYAKAY-DER) adına  konuşan Şükran Diler de, Nagihan’ın kaleminin devleti rahatsız ettiğinden kaynaklı katledildiğini ifade etti. Katliamın KDP ortaklığı ile yapılmasını da eleştiren Şükran, "Nagihan'a teşekkür ediyoruz ki kadınlara örnek oldu. Güzel bir tohum serpti ve bu yeşerecektir de. Nagihan'ın kalemi Jîna’nın saç teli gözlerine battı. Bundan dolayı Kürtlere karşı hep bir sebep buluyorlar" sözlerine yer verdi. 17 HPG’linin katledilmesine de değinen Şükran, "Kimyasal silahla saldırılar sadece bugün gerçekleşmedi. Kazan Vadisini de unutmuş değiliz. Bugün de zor şartlarda varlıklarını ortaya koyuyorlar ve düşman eli ile gerçekleşen kimyasalı ortaya koymaya çalışıyorlar. Bu kimyasal dünya çapında yasak iken kullanıyorlar.1997 yılında Türkiye'nin de onayladığı Cenevre Protokolü’ne göre kimyasal silah yasaktır. Ama siz bu sözü tuttunuz mu? Demek ki yasak Kürtler için değilmiş. İnsanlığı Kürt annelerinden öğrenin. Çocukları şehit düşmesine rağmen başka çocuklar ölmesin diyorlar. Bundan büyük insanlık mı var?"  ifadelerini kullandı. 
 
Varlık ve yokluk günü
 
Şükran, yayınlanan iki HPG'linin görüntüleri için de, "Kürt halkının varlığı ve Kürt kadının özgürlüğü size borçlu" ifadesini kullandı. Varlık ve yokluk günü olduğunu vurgulayan Şükran, "6 ayda 45 arkadaş kimyasal ile şehit düştü. İnsanın düşmanı da ahlâklı ve şerefli olsun. Kan emici eller ile yazılan kaderi tanımıyoruz. Bu savaşı lanetliyoruz. Bizim inancımız sadece bize var. Bunun için kendimizi de çocuklarımızı da biz savunacağız. Bundan sonra da daha çok mücadele etmemiz lazım ve çocuklarımıza sahip çıkmamız lazım. Çocuklara, kadınlara düşman olan bu sisteme karşı kendimizi savunacağız" diye konuştu.
 
‘Ne tecrit ne kimyasal ne hain bir kurşun’
 
Son olarak MKGP adına konuşan gazeteci Diren Yurtsever de, Nagihan’ın mücadelesinden güç aldığını söyledi. Nagihan ile birlikte haber yazan gazetecilerin de cezaevinde olduğunu hatırlatan Diren, “Özgür basın 'ateşten gömlek' giymeyi gerektiriyor. Ve aslında özgürlük mücadelesi yürüten bütün arkadaşlarımızda bu ateşten gömleği giyerek karanlığı aydınlatma iddiası olan arkadaşlarımızdır. Şu an yaşadığımız süreçte başta Kürt kadınları, kadınlar ve Kürt halkı olmak üzere özgürlük mücadelesi yürüten bütün kesimlere ağır saldırıların olduğu bir sürecin içerisinde. Bu süreçte mücadele yürüten, önümüzü aydınlatan arkadaşlarımızı maalesef kaybediyoruz. Ama bizim acımız, öfkemiz ve umudumuz ilk günkü gibi taşıdığımızı söylemek istiyorum. Nagihan'ın mücadelesini, herkes biliyor. Jin jîyan azadî felsefesi ile bu yola giren ve yürüyen arkadaşımızdı. Bizler de bu felsefe ile başta Nagihan arkadaşımız ve şehit düşen arkadaşlarımızın yolunda yürümeye, kalemini yerde bırakmamanın sözünü vermek istiyoruz. Ne tecrit ne kimyasal ne hain bir kurşun ne de cezaevi bu mücadeleden geri adım attırmayacak” şeklinde konuştu. 
 
Anma etkinliği, Koma Hevra’nın müzik dinletisi ile ‘Şehit Namırın’ sloganları ve anı defterine yazıların yazılması ile son buldu.