'Sessizliğimiz saldırıları artırıyor'

  • 09:01 22 Ekim 2022
  • Güncel
VAN - 17 HPG’li ve YJA STAR’lının kimyasalla katledilmesine ilişkin konuşan kadınlar, sessizliğin saldırıların artmasına neden olduğunun altını çizerek, saldırılara tepki gösterilmesi gerektiğini vurguladı.
 
Güney Kürdistan’da Zap, Avaşîn ve Metîna alanlarına yönelik Türk devleti, KDP işbirliği ile başlattığı saldırılarda 17 HPG ve YJA STAR'lının kimyasal silah ile katledildiği açıklanmıştı. En son Fırat Haber Ajansı’nda (ANF) kimyasal silahtan etkilenen 2 HPG’linin görüntülerinin yayınlanmasının ardından Türk devleti ve KDP, yüzlerce merkezde protesto edildi. Protesto eylemlerinin devam ettiği Kürdistan’da da halk Türkiye'nin savaş politikalarına tepki gösterdi. Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Ayşe Çelikbilek ve Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybedenlerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MEBYA-DER) Eşbaşkanı Hanım Kaya kimyasal kullanımına dair konuştu.
 
‘Sebebi sessizliğimiz’
 
Basına yansıyan görüntülere dair konuşan Ayşe, “İzlerken bizler ne kadar acı çekmişsek, onlar da aynı acı ile arkadaşlarının ölümünü kayıt altına alıyorlardı.  Çekilen görüntülerde de kimyasal silahların insan vücuduna ne kadar acı çektirdiği gözler önüne serildi. Uzun bir süredir kimyasal silahların kullanımı sıklıkla kamuoyuna yansıtılıyordu. Ancak sessizliğimizle bu daha da büyüyerek karşımıza çıktı” dedi. Yasaklı silahların, söz konusu Kürtler olunca kullanılabildiğini dile getiren Ayşe, uluslararası sessizliğe de dikkat çekti. Ayşe, KDP’nin bu suça ortaklığına işaret ederek, “Kimyasal silahlar Kürtlerin eliyle kullanıldı.  KDP’nin zihniyetiyle hayata geçirildi. KDP savaşın başlangıcından bu yana Türk devletine savaş için yol yapıyor. Bunun en büyük nedeni KDP ihanetidir. Kimyasal silahlardan korunmak için HPG’ye giden maskelere KDP el koydu. KDP bu katliamın yaşanmasını istiyordu” şeklinde konuştu. 
 
İnsanlık suçu
 
Saldırıları “insanlık suçu” olarak değerlendiren Ayşe, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kadınlar başta olmak üzere tüm demokratik uluslar buna karşı ses çıkarmalı. Sessizliğimiz bu saldırıları daha da arttırıyor. 23 Nisan 2021’den bu yana kimyasal silahların alenen kullanıldığını defalarca basın yoluyla duyurmalarına rağmen, kirli bir savaş politikasının yürütüldüğüne dair defalarca çağrılarda bulunmalarına rağmen maalesef buna karşı bir tepki gelişmedi. İrade sahibi, vicdan sahibi her Kürt’ün buna tepki göstermesi gerekir. Yine KDP eliyle Süleymaniye kentinde katledilen Nagihan Akarsel’in ölümü de bu kirli savaş politikalarından bağımsız ele alınamaz. Ne yaparlarsa yapsınlar özgürlüğümüzün önüne geçemeyecekler, başarmayacaklar.”
 
‘Kirli bir savaş yürütülüyor’
 
“Bu görüntüler karşısında insanım diyen herkes ses çıkarmalıdır” diyen Hanım Kaya da yasaklı silahların kullanılmasına dikkat çekti. Hanım, “Kimyasal silah kullanmak yasak. Devletler nezdinde de kimyasal silahları kullanmak yasaktır ama Kürtler söz konusu olunca yasaklar işlemiyor. 6 aydır süren kirli bir savaş var. Bu kirli savaş gerek aileler üzerinden gerek alanlarda yürütülüyor. Aileler bize başvurularda bulunuyorlar" ifadelerinde bulundu.
 
‘Herkes ses çıkarmalı’
 
Yaşamını yitiren bir anneden DNA örneği almanın dahi büyük ihmallerle gerçekleştiğinin altını çizen Hanım, “HPG'lilerin DNA testi için aileler çok zorluk çekiyor. Ailelerin defin işlenmelerini yapmalarına, mezarlıklarına gitmelerine izin verilmiyor. Dini vecibelerini dahi yerine getirmelerine izin verilmiyor. Yaklaşık 10 aile var şu an cenazelerini almayı bekleyen. Bazı aileler de yaklaşık 2 yıldır cenazelerini bekliyorlar. Fakat hiçbir sonuç alamadılar” dedi. KDP’nin işbirliğine vurgu yapan Hanım, “Kürt’ü Kürt’ün eliyle katlediyor. Türklerin Barzani ile işi bittiğinde Türk devleti de Barzani ile düşman olacak. Onun yardımıyla kimyasal silahla saldılar. Kimyasal silahlara sessiz kalmayalım. Sesimizi çıkarmamız gerekiyor. Herkes buna karşı sesini çıkarmalı” çağrısında bulundu.