Deniz Poyraz davası: Gerçeklerden korkuyorlar

  • 09:11 21 Ekim 2022
  • Güncel
 
Melike Aydın 
 
İZMİR - Deniz Poyraz katliamı davasında mahkemenin failin arkasındakilerin bulunmaması için sarf ettiği çabaya dikkat çeken kadınlar, bu dava için kadınların sokakta olmaya devam edeceği mesajını verdi. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütü’ne yönelik saldırıda Deniz Poyraz’ı katleden Onur Gencer hakkında görülen davanın 12 Ekim’de görülen duruşması, çıkan arbede ardından Şakran Cezaevi yerleşkesi Mahkeme Salonu’na taşındı. 14 Ekim’de Şakran’da görülen duruşmaya, vekaletli avukatları alınmazken, Deniz’in aile avukatlarının reddi hakim talebinin reddedilmesi sonrasında avukatlar, mahkemeyi terk etmiş ancak avukatlar olmaksızın duruşma devam etmiş ve 27 Aralık'a ertelenmişti.
 
Davanın daha güçlü sahiplenmesini isteyen kadınlar ajansımıza konuştu. 
 
 ‘Mahkeme suçlular ortaya çıkmasın diye çabalıyor’
 
Deniz Poyraz’ın annesi Fehime Poyraz, mahkeme heyetinin katliamın sorumlularının açığa çıkmaması için çaba sarf ettiğini ifade ederek, yaşanan arbedenin mahkeme heyetinin tutumundan dolayı yaşandığını söyledi. Yaşananları provokasyon olarak değerlendiren Fehime, mahkeme heyetinin kendilerine konuşma izni vermezken, failin istediği zaman istediği hakareti edebildiğine dikkat çekti. Fehime, “Adalet yerini bulmuyor. Katile silahı veren de ceza yemeli. Onun sırtında devlet var, mahkeme de onu savunuyor zaten. Onlardan güç alıyor. Bir katil o kadar serbest konuşamaz. Sadece Deniz’e değil binlerce kişiye geldi. Biz unutamayız. Katile destek verdiler” dedi. 
 
 ‘Katilin arkasındakiler ortaya çıkmadan dava kapanmasın’
 
Davaya birçok insanın sahip çıktığını, ancak mahkemenin tavrının değişmediğini kaydeden Fehime, şu sözleri kullandı: "Bize gaz sıktılar. Hasta insanlar vardı. Önümüzdeki duruşma son duruşma olacak. Kabul etmiyoruz. Her mahkemede daha oldu ki deliller ortaya çıkmasın. Arkasında sağlam insanlar var. Bu dava kapansın istemiyoruz. Arkasında kim var ortaya çıksın istiyoruz. Biz kim yardım etmiş, kim silah vermiş onları söylesin. Bütün halkımız bize sahip çıksın ki mahkeme bitmesin.”
‘Mahkeme mahkeme olmaktan çıkarıldı’
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi’nden Ayşe Özdamar ise HDP’ye yönelik saldırıların aynı zamanda demokratik kamuoyuna yapıldığını söyledi. Kamuoyunun da davaya sahip çıkmasının önemini vurgulayan Ayşe, şöyle devam etti: “Katilin karşısında bu davayı ‘savunur’ duruma geldik. Savunur diyoruz, çünkü katil ve iddianameyi hazırlayan savcı var, ama biz savcı değil o cep telefonuyla oynayan bireyi görüyoruz sadece. Bu suçu devletin makamları örtbas etmeye çalışadururken avukatlar, katilin arkasındaki unsurları açığa çıkarmaya çalışmışlar ve delillere ulaşmışlar. Ortaya kirli planlar saçılmaya başladı. Derin devletin unsurları parmak salladı ki bu dava hemen bitirilmeli ve kamuoyundan kaçırılmalı. Daha mahkeme girişte provokasyon olacağı belliydi ve mahkeme Şakran’a kaçırıldı. Mahkeme, cezaevi duvarlarına hapsedilerek, mahkeme olmaktan çıkarıldı.” 
 
 ‘Avukatlar bu kirli yüzü deşifre edecek’
 
Yetki belgesi olmasına rağmen avukatların duruşmaya alınmamasını “hukuksuzluk” olarak nitelendiren Ayşe, “Bu davaya gözlemci olarak katılan Barolar Birliği’nin  yani kısmı özerk kamu kurumu gözlemcisi bile alınmadı ve hatta gaz sıkıldı. Bir sonraki duruşmada yani karar duruşmasında hangi hukuksuzlukların olacağını merak ediyorum. Demokrasi için mücadele eden avukatların yine aynı direnci göstereceğine eminim. Hem mesleklerine hem hukuka sahip çıktıklarını gösteriyorlardı. Bu kirli yüz daha da deşifre edeceklerdir. Ama ben hukuksal bir karar beklemiyorum” diye konuştu. 
 
‘Kadınlar sokaklarda olacak’
 
Deniz’in katledilmesi ve dava süreçlerinin ülke gündeminden bağımsız olmadığının altını çizen Kadın Savunma Ağı’ndan Gizem Coşkun ise yaşananları, iktidarın bundan sonra yapacaklarının ipuçları olarak değerlendirdi. Davanın toplumsal muhalefetin öncüsü olan kadın hareketi için de önemli olduğunu kaydeden Gizem, “Sistemin faşizmi kurumsallaştırdığının ve bu kurumsal araçlarla saldıracağının göstergesi. Bundan sonra yapılacak her şey için tehdit oluşturuyor aslında. Kadınlar faşizme karşı mücadelede açık bir özneyiz. Karar duruşmasını takip edeceğiz. Yakınımızda İran’a dair bir şey söyleyemeyen iktidar ve muhalefet ile karşı karşıyayız. Rejimlerin faşist rejimlere evirildiğini, hak, özgürlük mücadelesi yapanları baskı ve zor uygulamalarıyla bastıracağını gösteriyor. Bize düşen de sokakta olmaktan vazgeçmemek olacak” sözlerine yer verdi. 
 ‘Erkek devletin cezasızlık politikaları sürüyor’
 
Kapatma kararı olmayan dosyaya katılımın
engellendiğini dile getiren Mor Dayanşma’dan Deniz
Uslu da, faillerin erkek devlet tarafından nasıl korunduğunu, kadın katliamı davalarından bildiklerini söyledi. Deniz, “Cezasızlık politikalarıyla erkeklere ödül verildiğini görüyoruz. Tecavüz faillerini salıyorlar ama Onur Gencer’i selamlıyorlar. Ellerinde imkan olsa bunu da değerlendirirler elbette. Erkek devlet işbirliği ile gerçekleştirilen cinayetin ortaklarını gizlemeye çalıştıkları, apar topar kararı çıkartmaya çalıştıkları bir süreç söz konusu. Cinsi, ırkı, siyasi görüşünden olabilir, istediğin cinayeti işle arkanda devlet ve hukuk sistemi var demek oluyor. Hem kadın örgütleri hem de Deniz’in kardeşleri olarak bütün sokaklarda sesimizi yükseltmemiz gerekiyor. Davaya tüm toplumun sahip çıkması gerekiyor. Biz peşini bırakmayacağız” ifadelerini kullandı.