Sansür Yasası’na tepki: Susmayacağız

  • 10:20 15 Ekim 2022
  • Güncel
Rojda Aydın
 
DİYARBAKIR - Meclis’ten geçen Sansür Yasası’na tepki gösteren Diyarbakırlı kadınlar, iktidarın bu yasa ile gerçekleri saklamaya ve toplumu susturmaya çalıştığını belirterek buna karşı susmayacaklarını söyledi. 
 
Meclis Genel Kurulu’nda kamuoyunda “Sansür Yasası” olarak bilinen internet medyası ve dijital medyaya yeni yaptırımlar öngören kanun teklifinin görüşmeleri dün sona erdi. Kanun teklifinin tüm maddeleri, Meclis Genel Kurulu'nda AKP ve MHP'nin oyları ile kabul edilerek, yasalaştı.
 
Yasaya tepki gösteren Diyarbakırlı kadınlar, toplumun susturulmak istendiğini ifade etti.  
 
‘Gerçekleri yazan gazeteciler tutuklanıyor’
 
“Onlardan her şey beklenir” diyen Sabahat Değerli, basın sayesinde sorunlarını anlatabildiklerini ifade etti. Sabahat, “Tabi konuşanların hepsinin sonunun neresi olduğunu görüyoruz. Bütün basın onlara çalışıyor. Özgürlük hakkımızı kullanabiliyor muyuz? Kendi hakkımızı savunabiliyor muyuz? Öyle bir döneme girmişiz ki beyefendi yok ‘ekonomi krizi indiriyoruz’, yok bilmem ne yapıyoruz. Din peşinde giden bir insan o yastığa başını nasıl rahatlıkla koyabiliyor? Emine hanım porsiyonları küçültün diyor; ama 3 bin 500 dolarlık çantasından geri kalmıyor. Karşıyız. Bu yasayla beraber artık bunları dile getiremeyeceğiz. Gazetecilere sürekli engel oluyorlar ve haber yapma yolu vermiyorlar. Çünkü onlar medyayı satın alan insanlar. Birçok gazeteci gerçekleri yazdığı için tutuklanıyor” dedi.
 
‘Bizi kör, sağır, dilsiz bırakmak istiyorlar’
 
Meclis’ten geçen yasayı kabul etmediklerini belirten Zehra Ayaz  ise şunları söyledi: “Eğer derdimizi bile anlatamıyorsak, anlatamayacaksak artık ölelim. Ekonomik kriz bizi batırdı. Her şey çok pahalı ve kiracıyız. Eşim asgari ücretle çalışıyor. Ama artık bunları yasadan dolayı dile getiremeyeceğiz. Sorunlar yaşarken durumumuz iyi mi diyelim? Kendi kafalarına göre gazetecileri seçecekler. Gazetecilerimiz ve insanlarımız tutuklanıyor. Ana dilimizle konuşamıyoruz. Bu yasayla beraber toplumu susturmak istiyorlar. Yaşanan sorunları dile getirmeyelim ve konuşmayalım istiyorlar. Bant vursunlar o zaman ağzımıza. Bizi kör, sağır, dilsiz bırakmak istiyorlar.” 
 
‘Bizi bir kukla gibi oynatmak istiyorlar’
 
Merve Bayancık da “Yaşadığımız sorunları dile getirmek bizim özgürlük hakkımızdır” diyerek, bu yasanın özgürlüklerini kısıtladığını söyledi. Gazetecilere yönelik saldırı ve baskılara da işaret eden Merve, “Görüşlerimizi özgür bir şekilde dile getirmemizi istemiyorlar. Dolayısıyla bizi bu yasayla beraber kısıtlıyorlar. Türkiye’de bunun olması ise bizi ayrı bir üzüyor. Bizi bir kukla gibi oynatmak istiyorlar. Bize istedikleri şeyleri yaptırmak istiyorlar. Yanlış da yapsalar doğru da yapsalar kendilerine karşı bir zıtlık ve engel olmasın diye bizi susturmaya çalışıyorlar. Bizler susmayız ve susturamazlar bizi. Görüş ve düşüncelerimizi dile getirmek en doğal hakkımız” şeklinde konuştu.
 
‘Gazeteciler her şeyi yazmak zorundalar’
 
Türkiye’de yaşanan toplumsal olayların sorumlusunun iktidar olduğunu ifade  eden Fatma, şöyle devam etti: “Toplumun kimin tarafından batırıldığını hepimiz iyi biliyoruz. Ekonomi desen zaten sıfır. Biz öğrenciler ise kitapları almaktan ve devlete çalışmaktan başka hiçbir şey yapmıyoruz. ‘Devlet bize bakıyor’ diyorlar ama devlet bizim sırtımızdan geçiniyor. Dile getireceğimiz çok şey var, ama getiremiyoruz. Doğru konuşanı cezaevine kapatıyorlar. Bizim doğru söylememizi istemiyorlar. Bu devirde doğru konuşanın yanında değil de, yanlış konuşanın yanındalar. Bizi susturarak kendi istediklerini öne çıkarmak istiyorlar. Bizim güçlü olmamızı istemiyorlar. Bu baskılar ve yasalar karşısında direnelim. Elbet bir gün kazanacağız. Gazeteciler nasıl kendi istedikleri haberi yapamayacak? Bu bir haksızlıktır. Gazeteciler her şeyi yazmak zorundalar. Buna kimsenin karşı çıkma ve engelleme hakkı yoktur.” 
 
‘Gazetecilere destek vermek gerekiyor’
 
“Bu yasanın olmaması gerekiyor” diyen Mihriban da, “Halk o zaman kendini nasıl ifade edecek? Derdimizi sana, komşuna ve başkasına anlatamayacaksak nasıl içimizdekileri anlatacağız? Her gün kadınlar katlediliyor, öldürülüyor. Dışarıda konuşamıyorsun yine öldürülüyorsun. Halk düşüncelerini rahatça ifade edemediği için bugün bunlar yaşanıyor. Her gün ölümler çoğalıyor. Buna sebep olanlara karşı nasıl sessiz kalalım. Nasıl sorunlarımızı dile getirmeyelim? Bu kadar toplumsal sorunlar yaşanırken, çıkarılan bu yasayla beraber bizi susturmak istiyorlar. Ya susacağız ya da gazetecilere konuşup sorunlarımızı çözeceğiz. Gazetecileri bugün kendileri seçmek istiyorlar. Bu bir ayrımcılıktır. Yandaş medya bu duruma tabi tutulmazken, neden diğer gazeteciler maruz kalıyor. Bu kabul edilemez bir şey. Bazı gazeteciler sayesinde sesimizi duyurabiliyorduk. Ama şimdi artık hiç duyuramayacağız. Bizi bu yasayla beraber yok etmek istiyorlar. Biz kadınlara ses olan gazetecilerdir. Eş değer bir şekilde yaklaşılması gerekiliyor. Gazetecilere destek vermek gerekiyor” ifadelerini kullandı.  
 
‘Değişen bir şey olmadı sadece yasaya dönüştü’
 
Yaşanan sorunlara dikkat çeken Asmin ise, “Kimse derdini zaten söyleyemiyor. Yasadan önce de kimse fikrini dile getiremiyordu. Bu yasayla beraber artık her şey tamamen yasaklanacak. Dolayısıyla bu yasayla beraber değişik bir şey olmayacak. Zaten getiremiyorduk ve bu sadece bir yasa haline getirildi. Herkesi ele geçirmeye çalışıyorlar. Gazeteciler gerçekleri yazdıkları ve söyledikleri için bugün tutuklanıyorlar. Bu yasa ise onlar için bir gerekçe oldu” diye belirtti.
 
‘Türkiye’de adalet yok’
 
Gazeteciler sayesinde kadına yönelik şiddet ve katliamları öğrendiklerini belirten Asya da, “Bu da gazetecilerin yaptığı haberler sayesinde. Ama Türkiye’de adalet yok. Eskiden bunlar yasa dışı yapılırken, şimdi işi yasaya dönüştürerek tamamen engellemek istiyorlar. Kadınlar basın sayesinde sesini duyurabiliyor. Dolayısıyla sadece basının değil kadınlarında hakları ihlal edildi. Ama kadını ve toplumu susturmak. Bu yasayla beraber gazeteciler rahatlıkla haber yapamayacak. Ama Türkiye’de değişen bir şey yok. Yapılan uygulamalar eskiden hukuksuz bir şekilde uygulanırken, şimdi yasaya dönüştürüldü” şeklinde konuştu.
 
‘Susmayacağız’
 
Meclisten geçen Sansür Yasası’nı ihlal olarak gördüğünü söyleyen Cemre Yağmur, “İnsan ve basın özgürlüğünü kısıtlıyorlar. Amaçları özgürlüğü kısıtlamak ve gerçeklerin ortaya çıkmasını engellemek. Toplumu belirli bir şeye mahkum etmek istiyorlar. Kendi istedikleri şeyleri yaptırmak istiyorlar. Herkesin sesini duyurması lazım. Sadece bir kişi ile olmaz. Herkesin bu yasaya karşı birleşmesi gerekiyor. Bizi susturmaya çalışıyorlar. Ama susmayacağız” ifadelerini kullandı.