‘Tutsakların sesine ses olalım’

  • 09:05 11 Ekim 2022
  • Güncel
Rojda Aydın
 
BATMAN - Cezaevlerinde tutsaklara yönelik baskı ve işkencelere dikkat çeken kadınlar, Kürt halkının cezaevlerine karşı duyarlı olmasını ve tutsakların sesine ses olmasını istedi. 
 
Türkiye ve Kürdistan’da cezaevlerindeki tutsaklara yönelik baskı, hak ihlali ve işkenceler gün geçtikçe artıyor. Tutsaklar içeride baskılara karşı direnirken, Diyarbakır, İzmir ve Van’da da aileler hasta ve infazı yakılan tutsakların bırakılması için Adalet Nöbeti'ne devam ediyor. 
 
Cezaevlerindeki duruma ilişkin Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Başkale Eşbaşkanı İlknur Aydın, Antep’ten Kamile Aras ve Batman’dan Hediye Demir değerlendirme yaptı. 
 
‘Neden hasta tutsaklar bırakılmıyor?’
 
Cezaevlerinde tutsaklara yönelik baskılara kınayan İlknur Aydın, cezaevlerinde Aysel Tuğluk ve daha birçok hasta tutsağın olduğunu söyledi. İlknur, “Hasta tutsaklar bırakılmıyor. Bu yüzden cezaevlerindeki baskılara karşı çıkmamız gerekiyor. Cezaevlerinde her gün cenaze çıkıyor. Bu bizi çok etkiliyor. Ne dışarıda ne de içeride hak, hukuk, adalet kaldı. Devletin adaletine inancımız yok. Halkın huzuru, güvenliği kalmadı. Her gün farklı bir şeye uyanıyoruz. Bizim yaşam sevincimizi ortadan kaldırmak istiyorlar. Neden hasta tutsaklarımızı bırakmıyorlar? Bunun nedeni nedir? Bu zulme karşı birlik olmalıyız. Eğer birlik olursak, bu zulme karşı durabiliriz” diye konuştu.
 
‘Türkiye’de adalet yok’
 
Oğlunun cezaevinde olduğunu  ve 100 yıl ceza verildiğini söyleyen Kamile Aras da, “O tutsaklardan biri de oğlum. Bitlis’te 2017 yılında tutuklandı. 6 aydır tek kişilik hücrede tutuluyor. Büşük bir baskı altındalar.  Sebepsiz  ve suçsuz tek kişilik hücrede tutuluyorlar. Artık Kürt halkı ayağa kalkmalı ve elele vermeli.  Kürt halkı artık yeter demeli. Bu zulüm ne zamana kadar sürecek? Cezaevlerinde nasıl bir zulüm olduğunu herkes biliyor. Tüm tutsaklar üzerinde baskı var.  Biz annelerin yüreği yanıyor.  Cezaevlerinde cenazeler çıkıyor. Türkiye’de adalet yok. Eğer adalet olsaydı öncelikle bu baskılar olmazdı.  Eğer adalet olsaydı tutsaklar 2018 yılında açlık grevine girdiğinde adalet yerini bulurdu.  Ancak adalet, geçmişten bugüne yok.  Kürt halkına ve cezaevlerinde dört duvar arasındaki tutsaklara yönelik  büyük bir zulüm var. Erzurumlu aileye oğlunun cenazesi bir torba içerisinde verildi.  Eğer adalet olsaydı cenaze o şekilde verilmezdi. Tüm dünya bu zulme şahit, Ancak gözlerini, kulaklarını kapatmıy durumdalar” dedi. 
 
‘Tutsaklara ses verin’
 
Cezaevlerinde tutsakların baskılara karşı girdikleri açlık grevlerine de değinen Kamile, oğlunun da açlık grevine başlayacağını kendilerine aktardığını söyledi. Hükümetin hiçbir adım atmadığını dile getiren Kamile, Kürt halkının ayağa kalkmasını, cezaevlerinde yaşananlara karşı duyarlı olmasını ve tutsakların sesine ses  vermesini istedi.  “Sessizliği kıralım” diyen Kamile, “Tutsaklara sahip çıkalım ve onları özgürleştirelim” ifadelerini kullandı. 
 
‘Tutsakların sesini kısamazlar’
Hem dışarıda hem de içeride cezaevlerinde Kürt halkına yönelik baskı uygulandığını dile getiren Hediye Demir ise, “Bugün tutsakların hakları ihlal ediliyor. Cezaevlerinde her gün cenaze çıkıyor. Bu içimizi yakıyor. Zalim bir devlet var.  Tüm kanunları ellerine geçirmişler ve kendi isteklerine göre kullanıyorlar. Cezaevlerinde şüpheli ölümler oluyor. Tutsaklarımızı öldürüyorlar. Ancak elbet bir gün bu zulüm bitecek. Zulüm kimsenin yanına kalmaz, devlete de kalmayacak. Asta zulmü kabul etmiyoruz. Direneceğiz ve tutsaklara sahip çıkacağız. Hem içeride hem dışarıda zulüm var. Sonunda özgürlük olacak. Devletin amacı Kürt halkını yok etmek. Bu yüzden de özgürlük isteyenleri dört duvar arasında tutuyor. Onlar düşünceleri yüzünden dört duvar arasında.  Kimse  tutsakların sesini kısamaz” diye konuştu.  
 
Cezaevi önünde yaptıkları açıklamaya polislerin saldırdığını söyleyen Hediye, Kürt halkının tek dil, tek bayrak, tek devlet dayatmasına karşı çıkması gerektiğini belirtti.