İranlı aktivist: İran’da bugüne kadar görülmeyen bir hareketlilik yaşanıyor

  • 09:01 21 Eylül 2022
  • Güncel
 
Melek Avcı
 
HABER MERKEZİ - Mahsa’nın katledilmesi sonrası İran’da bugüne kadar görülmeyen bir hareketlilik yaşandığını belirten İranlı aktivist Shaghayegh Noruzi, “İnsanlar artık bu hükümetin gitmesini istiyorlar, bu böyle sürüp gidemez. Başka ülkelerle siyasi anlaşmalar yapabilen bir rejimde yaşıyoruz ama rejimin tıpkı DAİŞ gibi hareket ettiğini görüyoruz” dedi. 
 
İran’da 13 Eylül’de “ahlak polisleri” tarafından başörtüsünü "kurallara" göre takmadığı gerekçesiyle işkenceyle gözaltına alınan Mahsa Amini, işkence sonucu aldığı darbeler sonrası komaya girdi ve 16 Eylül’de hayatını kaybetti.  Mahsa’nın katledilmesinin ardından İran’da binlerce kadın isyan bayrağını bir kez daha yükseltti. Kadınlar zorunlu başörtüsüne ve diktatör rejime karşı “Jin, Jiyan, Azadi” sloganlarıyla dört bir yanda sokaklara döküldü.  Hengaw İnsan Hakları Örgütü'nün verilerine göre protesto gösterilerinde en az 5 kişi katledilirken,100’den fazla kişi yaralandı. İran ve Türkiye’den, Mahsa’nın katledilmesine yönelik tepkiler sürerken İspanya'da yaşayan İranlı aktivist Shaghayegh Noruzi, JINNEWS’e değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Kadınlar sadece saçlarını gösteriyor diye yapılmadı’
 
Mahsa’nın işkence sonucu katledilmesinin tüm dünyaya, şeriat hükümlerini uygulayan İran rejiminin ne kadar katı bir yapısı olduğunu daha net gösterdiğini belirten Shaghayegh, “Mahsa’nın ölümü ne ise İran rejimi de bundan ibarettir. Bu ülkedeki siyasal islam da budur. İran Devrimi’nden sonra İran’daki kadınlar kapanmaya zorlandı ve başörtüsü takması zorunlu hale getirildi. Her geçen yıl ahlak polisinden daha çok baskı gördük, kadınları sokak ortasında dövdüler, gözaltına aldılar ve hapse attılar. Tüm bunlar, sadece kadınlar saçlarını gösterdi diye yapılmadı. Kadınların siyasal islam ile yönetilen hükümetin istediği biçime yeterince uymadıkları için yapıldı" diye konuştu. 
 
‘Rejimin temelinde kadınlara operasyon var’
 
Bazı kişilerin Mahsa’nın kıyafetinde sorun olmadığını söylediğini ve bu bakış açısının doğru olmadığını vurgulayan Shaghayegh, “Saçının az ya da çok görünmesi sorunu değil. Sorun Mahsa ve İran’daki milyonlarca kadının, onların isteği İslami kalıba uymamasıydı. Bu olay, bu sistemin ve düşüncenin ne kadar karanlık ve rejimin ne kadar korkunç olduğunu bir kez daha gösterdi. Rejimin sisteminin temelinde, kadınlara ve diğer toplumsal cinsiyetlere yönelik bir operasyon var” dedi.
 
‘Rejim DAİŞ gibi hareket ediyor’
 
Bu katliamın ülkede öfkeye yol açtığını söyleyen Shaghayegh, daha önce İran’da görülmeyen bir hareketlilik yaşandığını belirtti. Bunun iki sebebi olduğunu aktaran Shaghayegh, sözlerine şöyle devam etti: “Daha önce kadınlara uygulanan operasyonlar ve bu katliamlar bu kadar yaygın değildi insanlar çok tepki göstermiyordu fakat şimdi olayların çirkin ve vahim yanını görmeye başladılar. Diğer bir neden ise insanlar artık bu hükümetin gitmesini istiyorlar, bu böyle sürüp gidemez. Başka ülkelerle siyasi anlaşmalar yapabilen bir rejimde yaşıyoruz ama ülkenin içine baktığımızda rejimin tıpkı DAİŞ gibi hareket ettiğini görüyoruz. Bu nasıl mümkün? Kadınlar dışarıda yürümeye çıkarken, canlı olarak geri dönemiyor. Şimdi kadınlar saçlarını kesiyor ve önceden konuşmaktan çekinip korkan sanatçılar bile tepki gösteriyor, başörtülerini çıkarıyorlar ve eleştiriyorlar. Bu önemli bir gelişme çünkü sanatçı kadınların başlarına her şey gelebilir ve işlerinden olabilirler ama tepki gösteriyorlar. Bu tepkiler sürerken diğer taraftan rejim insanlara saldırıp onları öldürüyor, bu gösterilerde 10’dan fazla insanı vurdular."
 
‘Rejimle başörtüsü takarak masaya oturanlar kadınları felakete sürüklüyor’
 
Shaghayegh, Mahsa’nın ölümün hemen ertesinde, Amerikalı gazeteci Lesley Stahl’ın, kadınlara yönelik politikaların sorumlusu olan İran Cumhurbaşkanı Ebrahim Raisi ile söyleşi yapmak için başörtüsü taktığını anımsattı. Tanınmış isimlerin kadınlara yönelik zorunlu başörtüsü ve diğer birçok durumu normalleştirdiğini aktaran Shaghayegh, “Diktatörlük sistemi diyor ki benimle masaya otur anlaş ben de sana bir sürü ayrıcalık vereyim. Birçok ünlü aktör ve sanatçı bunu kabul ediyor ve gidip anlaşıyorlar. Bu anlaşmaların sonucunda ne oluyor biliyor musunuz? Kadınlar öldürülüyor tıpkı Mahsa gibi. Tanınmış kişiler başlarını örterek bu DAİŞ rejimiyle söyleşiler yapıyorlar ve zorunlu başörtüsünü normalleştiriyorlar. Tüm vücudunu örtünmek zorunda kalan kadınlar için bu büyük bir felaket. İran’daki bu karanlık duruma yorum yapanlar ‘Abartmayın, alt tarafı kapanma, büyük bir şey değil’ diyorlar. Hayır, bu çok büyük ve önemli bir sorun çünkü zorunlu başörtüsü kadınları öldürtüyor, gördünüz” diyerek tepki gösterdi.
 
‘Kadın ‘ahlak polisleri’ büyük bir trajedi’
 
Kadınlardan oluşan ‘ahlak polislerinin’ uyguladığı şiddete şaşırmamak gerektiğini belirten Shaghayegh,“Uygulanan bu şiddet ve katliam sadece biyolojik cinsiyetle ilgili değil, biz kadını biyolojik yapısıyla tanımlamıyoruz, bizim için kadın ayrımcılığı gören ve anlayabilendir. Bu polisler kadın ama ataerkil zihniyetle ve siyasal islamla aynı yolda hareket edebiliyorlar.  Hatta bazen daha da baskın ve kötü olabiliyorlar. Kadın olmak yetmiyor, bu nedenle ayrımcılığı anlamak ve dayanışmak zorundasınız çünkü kadınların içinde yaşadığı bu durum normal değil. İran’da yaşayan bir kadınsanız her an suçlu olabilirsiniz. Düşünün sokağa çıktığımız her gün, tutuklanıp tutuklanmayacağımızı bilmeden çıkıyorduk. Her an tutuklanabilirsiniz ve inanın karşınızda kadınlardan oluşan ahlak polisini gördüğünüzde, inanılmaz, evet büyük bir trajedi bu” diyerek sözlerini bitirdi.