‘Kadın ve Barış Tartışmaları’ başlıyor

  • 09:24 17 Eylül 2022
  • Güncel
Marta Sömek
 
İSTANBUL – HDK Kadın Meclisi’nin yarın startını vereceği “Kadın ve Barış Tartışmaları” kapsamında, kadınların barış tahayyülü, örgütlü mücadeleyi büyütme yöntemleri ve Kürdistan ile Türkiye’de yürütülen kadın mücadelesi ele alınacak. HDK Kadın Meclisi üyesi Mizgîn Aksu, tartışmalarla tüm kadınları bir araya getirmeyi hedeflediklerini paylaştı.
 
Halkların Demokratik Kongresi’nin (HDK) Kürt sorunu, kapitalizm, ekoloji, emek, mülteciler ve daha  birçok konuyu temel aldığı “Yaz Tartışmaları” bbbüyük bir ilgi görmüştü. HDK Genel Merkezi’nde 31 Temmuz ve 21 Ağustos tarihleri arasında dört hafta boyunca her Pazar günü, gün boyu süren tartışmalar sonucunda krizlere karşı örgütlü mücadeleyi büyüteceklerinin mesajı verilmişti. “Yaz Tartışmaları”nın ardından şimdi de HDK Kadın Meclisi öncülüğünde “Kadın ve Barış Tartışmaları” başlıklı etkinlikler gerçekleştirilecek. 18 Eylül Pazar günü 11.00-18.00 saatleri arasında etkinliğin startı verilecek.
 
Konu başlıkları
 
İki hafta sürecek olan “Kadın ve Barış Tartışmaları”, her hafta üçer oturum şeklinde gerçekleştirilecek. İlk hafta “Barışın İnşasında Kadınların Mücadelesi” başlığıyla yapılacak olan tartışmalara, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mersin Milletvekili ve Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyesi Fatma Kurtulan ile feminist aktivist Özgül Saki konuşmacı olarak katılacak. Etkinliğin üç oturumunda, “Savaşın Nedensellikleri Dinamikleri – Failleri - Etkileri ve Sonuçları, “Savaş – Barış Süreçlerinde Barış Deneyimleri” ve “Türkiye ve Kürdistan’da Barışın Olanakları” konu başlıkları tartışılacak.
 
Savaş ve sonuçlarının çerçevesi çizilecek
 
İlk oturumda, toplumsal düzlemde kalıcı barışın nasıl sağlanacağı, savaşın kadınlar üzerindeki etkilerinin neler olduğu ele alınacak. Aynı zamanda savaş gerçekliğinin erkek egemenliği, patriarka, sermaye ve şiddeti nasıl tariflediği ile kendisini yeniden nasıl inşa ettiği konularının da derinlikli olarak konuşulacağı etkinlikte, tartışmaların fail ve mağdurun kim olduğu şeklinde genel bir çerçeveyi oluşturması da hedefleniyor.
 
Kadın mücadelesi
 
Barış deneyimlerinin konuşulacağı ikinci oturumda da dünya deneyimlerinde kadınların barışın kurulmasına dair nasıl bir etkisinin olduğu, kadın mücadelesinin yaşanan savaşa karşı nasıl bir müdahale ile kuruculuk sergilediği ve barış sürecini nasıl yürüttüklerine dair paylaşımlarda bulunulacak. Yine Kürdistan’da yürütülen kadın mücadelesinin ülke genelindeki deneyim ve çarpışmalarının da tartışılacağı oturumda, kadınların dayanışma, etkileşim ve kırılma noktalarının ne olduğu üzerinde de durulacak.
 
Kadınların barıştaki rolü
 
Son oturumda da Türkiye ve Kürdistan’da barışın mümkün olup olmadığı, kadınların barış süreçlerinde nasıl kurucu bir rol oynadıkları tartışılacak. Kadınların ortak mücadele deneyimlerindeki eksiklikler ile mevcut savaşa karşı tekrar nasıl barış sürecini sağlayabileceklerinin de temel tartışma konuları arasında yer alacağı oturumda, hem Türkiye hem de Kürdistan kadın mücadelesinin nasıl bir araya gelebileceği ve izleyecekleri yol ele alınacak. İlk oturumun konuşmacılarından Fatma Kurtulan, Kürt kadın hareketinde yaşadığı deneyimleri aktaracak. İkinci oturumda konuşmacı olacak olan Özgül Saki de dünya deneyimleri üzerinden tartışmalar yürütecek. Ekim’in ilk haftasında gerçekleştirilmesi planlanan “Kadın ve Barış Tartışmaları”nın ikinci haftasında ise barış tahayyülü üzerine tartışmalar yürütülecek.
 
Tartışmalara ilişkin bilgi veren HDK Kadın Meclisi üyesi Mizgîn Aksu, konuların ve deneyim paylaşımlarının önemine dikkat çekti. 
 
İlk etkinlik 18 Eylül’de
 
Savaşa karşı barış atmosferini sağlayabilecek öznenin kadınlar olduğunu vurgulayan Mizgîn, tüm sorunların temelinde yatan olgunun savaş olduğunu belirtti. Kadınların barış sürecini oluşturabileceğini aktaran Mizgîn, “Bütün tartışmaları bu minvalde aldık. Yaşadığımız tüm sorun ve krizler, savaş gerçekliğinin bir parçası ve bu savaş gerçekliğini durduracak olan da kadınların barış süreçlerine olan katkıları ya da inşa etme süreçleri. Bu nedenle kadınlar olarak bu sorunları daha temelden nasıl ele alabiliriz diyerek önümüze birkaç panel olacak şekilde bir planlama koyduk. Dünyanın, ülkenin, Ortadoğu’nun bir barış ihtiyacı var ve bunu yaratacak olan kadınlar ile birlikte burada neler yapabiliriz gündemiyle ilk panelimizi 18 Eylül’de yapacağız” sözleriyle ilk haftaya dair bilgi verdi.
 
Kadınlar barış sürecinde öncü rol
 
Barışı konuşurken kadınların nasıl bir barış tahayyülünde olduğunu ele alacaklarını ifade eden Mizgîn, “Çünkü mağdur oldukları, en çok zarar ve şiddet gördükleri alanda nasıl bir barış tahayyülü olacağının kadınlar tarafından kurulacağına inanıyoruz. Çünkü savaşı erkekler yaratıyor, savaşın öznesi erkekler ve erkek aklı. Bu akıldan barış süreci isteyemezsin. Erkeklerin, devletlerin ve iktidarların barıştan anladıkları ‘düşman’ diye gördüklerinin yok edilmesi. Müzakere teslimiyet, barışın sağlanması da savaşla ‘düşmanın’ yok edilmesi olarak algılanıyor. Ancak kadınlar böyle tartışmıyor. Adaletin sağlanması lazım, bunu da kadınlar yapabilir” dedi.
 
‘Kürdistan’daki politikalar tüm kadınları ilgilendiriyor’
 
Oturumların ardından soru-cevap bölümünün olacağını da paylaşan Mizgîn, barış tahayyülünü tüm kadınlara sormak istediklerini belirtti. Özel savaş politikalarının tüm kadınların gündeminde olması gerektiğine dikkat çeken Mizgîn, hem barış deneyimlerini konuşmak hem de savaşı nasıl yaşadıklarına dair tartışma yürüteceklerini söyledi. Mizgîn, devamında şunları kaydetti: “Türkiye’de bir savaş var ve bunun Kürdistan’da yaşanma şekli daha farklı. Bunu anlama, anlamlandırma, deneyimleme halleri başka. Kürdistan’da yürütülen özel savaş politikaları sadece Kürdistan’daki kadınları ilgilendiren bir konu değil. Bu, Türkiye’deki kadınları da ilgilendiriyor. Çünkü bu bağlamda orada yürütülen savaş konsepti, dönüp dolaşıp hepimizi etkiliyor. Ama bunların bilinmesi, anlaşılması, ortak duygu ve mücadele içerisine girmek Türkiye’de yaşayan tüm kadınların bilmesi gereken bir konu” şeklinde konuştu.
 
‘Feminist kadınlar Kürdistan’daki savaşı nasıl görüyor?’
 
İki ayrı savaş hali olduğunu dile getiren Mizgîn, “Bunlar birbirlerini nasıl etkiliyor, feminist kadınlar Kürdistan’da yürütülen savaşı nasıl görüyor, tanımlıyor, mücadele ediyor. Kürdistan’da yaşayan kadınların mücadelesi Türkiye’dekileri nasıl ilgilendiriyor? Nasıl kendimizi buradaki kadınlara anlatabiliyoruz? Bu oturumun kendisi Türkiye’deki tüm kadınları bir araya getirmesi gereken bir konu. Birbirimize kurduğumuz söz hem bizi hem de onları değiştirecek. O yüzden de bu bölümü çok önemsiyoruz” diyerek bu oturumun önemine işaret etti. Kadınların örgütlü mücadelede buluşması gerektiğine de dikkat çeken Mizgîn, bu nedenle de tartışmaları oldukça önemsediklerini aktardı.
 
‘Birlikte yürüyebilmek için tartışmalıyız’
 
Öte yandan kadınların barış gündemini iktidara dayatması gerektiğini dile getiren Mizgîn, “Barış gündemini uzun soluklu mücadeleyle sürekli gündemde tutmamız gerekiyor ki toplumsal olarak da hareketliliği sağlayabilelim. O yüzden de tüm kadınların bu tür etkinliklere dahil olması, söz kurması gerekiyor. Hem de sürekli olarak savaşı teşhir etmemiz gerekiyor. Buradan alabileceğimiz güç ve cesaretle beraber sonraki süreçlere birlikte yürüyebilelim” sözlerini kullandı. Etkinliklerinin devamını gerçekleştirmeyi de planladıklarını söyleyen Mizgîn, “Ekim ayında bir panelimiz daha olacak. Orada da bu konunun diğer başlıklarını işlemeye ve bu gündemi sıcak tutmaya çalışacağız. Tüm bu yakıcı gündemler varken de birlikte mücadele etmemiz ve örgütlememiz gerekiyor. Bunları ancak birlikte aşabiliriz” sözleriyle tüm kadınları tartışmalara davet etti.