Irkçı saldırıda tecavüzle tehdit edilen Semra: Haksızlığı normalleştirmeyin

  • 10:11 15 Eylül 2022
  • Güncel
 
Melike Aydın
 
AYDIN - Irkçı saldırıya uğrayan ve tecavüzle tehdit edilen Semra Türkan, İncirliova Jandarma Karakolu’nda ifadesi alındığı sırada avukat hakkının hatırlatılmadığını söyledi. Kendisine saldıran faili teşhis ettiği halde serbest bırakıldığını belirten Semra  “Orada bir insan katledilmiş olabilirdi, ödül vermiş gibi bıraktılar” dedi. 
 
Aydın’ın İncirliova ilçesine bağlı Arapdere köyünden ev alan Iğdırlı Kürt aile, evi görmeye gittikleri 11 Eylül'de ırkçı saldırıya uğradı. Aydın’ın Efeler ilçesinde oturan aileye, “Köyde Kürt istemiyoruz diye saldıran köylüler, 8 yaşındaki çocuğun da aralarında olduğu 7’si aynı aileden olmak üzere 8 kişiyi ağı bir şekilde yaradı. Olay esnasında tecavüzle tehdit edilerek saldırıya uğrayan Semra ve ailesinin, İncirliova Jandarma Karakolu’nda ifade verdiği sırada avukat hakkının sorulmadığı öğrenildi. Avukatların talebi doğrultusunda savcılık izniyle yeniden ifadesi alınan Semra, faillerden bir kısmını teşhis etti; ancak teşhis edilen faillerden İsa isimli erkek hakkında bir işlem yapılmadı.  
 
Semra, maruz kaldıkları ırkçı saldırıyı ve sonrasında yaşananları ajansımıza anlattı. 
 
‘Haneye tecavüz süsü vermek istemiş olabilirler’
 
Söz konusu köyden ev alma süreci hakkında bilgi veren Semra, Aydın’da inşaat işinde çalışan Cengiz Türkan’ın tanıdığı vasıtasıyla tanıştığı emekli polis Doğan Narin’den evi satın aldıklarını ifade etti. 11 Eylül günü, önceden haber verdikleri halde evi görmeye gittiklerinde evde yaşayan kiracıların tarlada oldukları gerekçesiyle evi göremediklerini dile getiren Semra, “Eve gittiğimizde bir üst kattaki kardeşi 'kapı açık içeri girip bakabilirsiniz' dedi. Biz girmedik, tapu bizde olsa da başkasının özeliydi. Ama girmeye teşvik edildik. Bu planlıydı, kumpastı. Girseydik, haneye taciz diyerek içerde katledeceklerdi. Emekli polis gelmek istemedi. Bizi ısrarla getirdi, kendini belli etti. Kardeşi elini silah gibi yapıp kafasına dayadı. Annem ‘bunda bir terslik var gidelim’ dedi. Biz bu kadar yol geldik diye bakmak istedik. Emekli polis, ‘sonra bakarsınız’ dedi. Endişesiyle her şeyi belli ediyordu” dedi. 
 
‘Köyde tartışma yaşandı’
 
Semra devamında, kardeşlerinin köy kahvesinde bulunanlarla tartıştığını kaydederek, “Nereli olduğunu sorunca Iğdırlı olduklarını söylemiş kardeşlerim. Onlar, ‘başka yerde ev bulamadınız mı’ dedi. Biz de denk geldi, emekli polisten aldığımızı söyledik. O da evi almış ama 2-3 sene uğramamış Aydınlı o da” ifadelerini kullandı.  
 
‘Konvoy halindeydiler'
 
Köyden çıktıklarında elinde demir sopalar ve taşlar bulunan köylüler tarafından önlerinin kesildiğini aktaran Semra, bu sırada kardeşinin saldırıya uğradığını kaydetti. Eşi Cengiz’in 8 yaşındaki çocuğunu ve kavgada yaralanan kardeşini hastaneye götürmek üzere aracıyla ayrıldığını, diğer araca binen 5 kişinin de köyden çıkarken yolun aynı şekilde kapalı olduğunu görünce başka bir yola girdiğini dile getiren Semra, “Çift yönlü yolu kapatmışlardı. Konvoy halindeydiler, çok sayıda araç vardı. En az 60-70 kişi ellerinde sopalarla bizi bekliyordu. Gidecek yerimiz yoktu. Her tarafımızı kapattılar. Hepsi Arapdere köyü çevresinden insanlardı” dedi. 
 
'Buraya girmişseniz ölümü göze almışsınız demektir dediler'
 
Semra, saldırı esnasında yaşananları, ise şöyle anlattı: “Ben zaten ameliyatlıyım. Kin ve nefret taşıyorlardı. İzinden gelen kardeşim askerdi. Irkçılık yapıyorsunuz dedim. Kardeşim kanlar içindeydi. Kardeşimin üzerine kapandım. Beni çektiler kenara, ‘siz buraya girdiyseniz ölümü de göze almışsınız demektir’ dedi. Bizi 3 saatten fazla rehin aldılar. Kürtlüğümüze hakaret ettiler. ‘Kendi dağınıza neden gitmediniz, siz teröristsiniz’ dediler. Ben konuştukça öfkelendiler. Küfür ettiler, hakaret ettiler, taciz ettiler, suratıma tokat attılar, tecavüzle tehdit ettiler. Fotoğraf, video çektiler. ‘Nereye gitseniz biz sizi buluruz’ dediler. Telefondan arkadaşlarına gösteriyorlardı, ‘bu teröristleri nasıl dövüyorsunuz, bunlar bir daha buraya giremeyecek’ dediler.”
 
‘KADES iki farklı karakola yönlendirdi, ikisi de yardım etmedi’
 
KADES uygulamasına defalarca bastığını, ancak uygulamanın yönlendirdiği İzmir’den bir jandarma karakolu ile İncirliova Karakolu’ndan jandarmanın, "bizim bölgemiz değil" diye olayın yaşandığı yere gelmediğini aktaran Semra, ayrıca, çevreden geçen araçlardan yardım istemeye de cesaret edemediklerini kaydetti. Semra, “Kaderimizle baş başa kaldık. Kardeşim kan kustu, bayılınca öldü sandılar. Bir süre toplantı yaptılar, sonra terk ettiler. Ölmüş sandığım kardeşimi aldık. Saklanan babamı aradım geldi. Korku içinde o panikle araca bindirildik. Atatürk Devlet Hastanesi’ne gittik” diye belirtti. 
 
Avukat hakkı hatırlatılmadı
 
Hastanede oldukları esnada jandarmanın geldiğini dile getiren Semra, “Şimdi ‘neden geldiniz?’ dedik, ‘işkence yapıldı, neden geç kaldınız?’ dedik. Bizi aldılar, İncirliova Jandarma Karakolu’na götürdüler. Avukat yoktu, onlar da sormadı, bizim tecrübemiz de yoktu. Biz yaşadıklarımızdan bahsettik. Onlara ‘neden gelmediniz, sahipsiz kaldık, vatandaşınız değil miyiz?’ diye sorduk” şeklinde konuştu. 
 
Telefonda görüştüğü jandarma ile karşılaştı
 
Karakolda iken kendisiyle telefonda konuşan jandarma ile karşılaştığını paylaşan Semra, şu ifadeleri kullandı: “Jandarmaya, ‘yaşlı annemi kardeşimi korumaya çalışırken gel beni kurtar dediğimde insanlar katledilirken, neden gelmedin, bölgem değil dedin?’ diye sordum. Zaten kendimi kurtarmışım. ‘Neredeydiniz?’ diye sorduğumda ‘ben seninle konuştum’ dedi. Ben de ‘benimle konuşan sen miydin, size güvendiğim için aradım. Siz uzattığım eli tutmadınız. Vahşice katledilmiş bir kadın cesedi bulabilirdiniz, kardeşim bayıldı, öldü sanıp gittiler’ dedim."
 
İnternet aracılığıyla HDP’ye ulaştı
 
Karakoldaki ifade işlemlerinden sonra eve döndüklerinde kendilerini ve çok yalnız hissettiklerini söyleyen Semra, “Durumdan kimsenin haberi yoktu. Aklıma HDP geldi, HDP’ye sığınmasaydım nereye sığınacaktım. Her düştüğümüzde bize yardım edecek. HDP’ye ulaştım. Ertesi gün onun verdiği avukatla karakola gittim, ek ifade verdim” sözlerini kullandı. 
 
Fail teşhis edilmesine rağmen serbest bırakıldı
 
Ek ifade vermek için karakola gittiğinde kendisine tecavüz tehdidinde bulunan faili gördüğünü dile getiren Semra, “Onu görünce o anı yeniden yaşadım. Bana şiddet uygulayan, işkence, tecavüz tehdidi yapan kişiydi. ‘Konuşurken, gözümün içine bakacaksın’ dedi Gözlerinden kin akıyordu. ‘Biz seni bulacağız’ diyordu. Teşhis ettik, o gruptan biriydi, tutuklanmadı. Bana işkence uyguladığını söylememe rağmen serbest bırakıldı. Orada bir insan katledilmiş olabilirdi, ödül verilmiş gibi bıraktılar” diye kaydetti. 
 
Faillerden ‘hırsızlık’ suçlaması
 
Faillerin karakolda kendilerini, incir çalmakla suçladığına dikkat çeken Semra, “İfadelerinde ‘bahçemize girmişler’ dedi. Orada 50-60 kişi olmaz. Oradan çıktığımızda zaten bütün yollar kapalıydı. Takip edildik, kovalandık. O esnada bahçeden incir toplamamız imkansız. Bizi yolda indirdiklerinde aracın arka kapısını kırıp zorla açtılar. İncir değil bir tek meyve bile zaten yoktu” dedi. 
 
Aydınlık gazetesine tepki
 
Faillerin tutuklanmadığını, gazetelerin ise yalan haber yayınladığına işaret eden Semra tepkisini şöyle dile getirdi: “Yaralarımıza tuz basıyorlar, meyve bahçelerine girmişiz, biz rehin alınmamışız. Ne kadar yalnız olduğumuzu, can güvenliğimizin olmadığını anladık. Bizim yerimizde onlar olsaydı ne yaparlardı? Aydınlık gazetesine seslenmek istiyorum; yalan yanlış haber yazmayın, ırkçı saldırıda bulunan köylüyü neden koruyorsunuz? Haklının yanında durun, haksızlığı normalleştirmeyin, bugün bize yarın size olmayacağı anlamına gelmez.”