Doğa katliamının önüne geçecek tek unsur mücadele

  • 09:02 14 Eylül 2022
  • Güncel
 
DİYARBAKIR - 17 Eylül’de Cudi Dağı’na yapılacak olan yürüyüşe çağrıda bulunan kadınlar, “Şırnak’a yönelik doğa talanına karşı herkesin birlikte hareket etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Yürüyüşe katılım doğa talanına ses çıkarmak demektir. Herkesin yürüyüşe katılımı önemlidir” dedi.
 
“Savaş Yıkımına ve Doğa Talanına Karşı Yürüyoruz” şiarıyla 17 Eylül’de Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Tevgera Jinên Azad (TJA), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Mezopotamya Ekoloji Hareketi öncülüğünde Şırnak’ta bulunan Cudi Dağı’na yürüyüş gerçekleştirilecek. Kürdistan ve Türkiye’de bulunan siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerinin (STÖ) de destek verdiği yürüyüşte AKP-MHP iktidarının başta Şırnak olmak üzere Kürdistan kentlerinde gerçekleştirdiği doğa katliamlarına dikkat çekilecek.
 
Diyarbakır’da bulunan siyasi parti ve STÖ’lerde çalışma yürüten kadınlar yürüyüşe katılım çağrısında bulundu.
 
‘Herkesin yürüyüşte yer alması gerekiyor’
 
Doğa katliamının Türkiye’nin her yerinde gerçekleştiğini söyleyen Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Diyarbakır 3 Nolu Şube Sekreteri Gülser Salgül, Karadeniz’de yapılmak istenen HES projesine karşı halkın direnişine değindi. Gülser, Karadeniz halkının verdiği direniş sonucunda devletin geri adım atmak zorunda kaldığını hatırlatarak, “Ancak bu durum Kürdistan için pek geçerli olmuyor. Çünkü Kürdistan’da özgün yürütülen politikalar var. Bu politikalarla Kürdistan insansızlaştırılmak isteniyor. Ancak bizler savaşa karşı barışı; ölüme karşı yaşamı savunan bir kurum olarak doğa talanına karşı her yerde mücadele yürütmeye devam edeceğiz. Bundan kaynaklı herkesin bu yürüyüşte yerini alması gerekiyor” dedi. 
 
‘Her zaman alanlarda olmak gerekiyor’
 
Gülser, Şırnak’ın direngen bir yapıya sahip olduğunu belirterek, “Bundan kaynaklı bu denli saldırılar oluyor. Ancak insanların buna karşı her zaman alanlarda olmaları gerekiyor. HES’lere karşı verilen mücadelenin Şırnak ve Kürdistan’ın diğer kentlerinde de olması gerektiğini düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
 
‘Bölgede ekolojik tahribat var’
 
Diyarbakır Ekoloji Derneği Yöneticisi Leyla Çite ise Kürdistan’da yıllardır devam etmekte olan bir savaş politikasının söz konusu olduğunu kaydetti. Leyla, “Bizler ekolojistler olarak bütünsel yaklaşıyoruz. Şu an bölgede ekolojik tahribat var. Tarihsel, kültürel bir yıkım var bölge kentlerinde. Evet, bu yıkım Türkiye’nin her yerinde var ancak, Kürdistan’da yalnızlaştırma üzerinden bu yürütülüyor. Son aylarda Şırnak’ta ormanların yok edildiğini görüyoruz. Bir kentin coğrafyası o kentin kültürünü temsil ediyor.  Bizler İkizdere’den Kaz Dağları’na, Kaz Dağları’ndan Şırnak’a yönelik doğa talanına karşı herkesin birlikte hareket etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Yürüyüşe katılım doğa talanına ses çıkarmak demektir. Herkesin yürüyüşe katılımı önemlidir” ifadelerini kullandı.
 
‘Doğa katliamının önüne geçecek tek unsur kadın mücadelesidir’
 
Yürüyüşün planlayıcısının kadınlar olduğunu belirten TJA aktivisti ve HDP Diyarbakır Kadın Meclisi Sözcüsü Yasemin Ülçer ise, şu değerlendirmede bulundu: “Çünkü doğa ile bağını en güçlü şekilde koruyan kadındır. Öte yandan doğa talanına karşı duran yine kadınlardır. Kürt kadın mücadelesi de ilk günden bu yana tüm politikalarını ekolojiyi korumak adına yürütüyor. Kürdistan bu konuda tüm dünyaya örnek olabilecek bir noktadadır. Bütün dünyanın sahiplenmesi gerekiyor. Son 20 yıldır ancak Kürdistan üzerinde farklı politikalar yürütülüyor. Biz kadınlar kesinlikle kabul etmiyoruz ve mücadele etmeye hazırız. Sadece ayın 17’inde değil. Bütün mücadelemiz bununla bağlantılı ilerliyor. Bütün çalışmalarımız bundan sonraki süreçte bu minvalde ilerleyecek. Kürt kadınların öncülüğünü yaptığı bu yürüyüşe her kadının katılması gerekiyor. Doğa katliamının önüne geçecek tek unsur kadın mücadelesidir.”