Üniversite öğrencisi: Tarikat yurtlarına mecbur bırakılıyoruz

  • 09:07 12 Eylül 2022
  • Güncel
 
Dilan Babat 
 
ANKARA - “Gökyüzü çatımız, sokaklar evimiz” diyerek Ankara’da bir araya gelen üniversite öğrencilerinden Eda Karaman, öğrencilerin yaşadıkları sorunlara dikkat çekerek, “Biz gelir kapısı değiliz, müşteri değiliz, öğrenciyiz” dedi. 
 
Ekonomik krizin derinleşmesiyle beraber her kesimden yurttaşın yaşadığı sorunlar kat be kat artıyor. Geçtiğimiz yıl gibi bu yılda üniversite öğrencileri, krizin yarattığı sorunlarla karşı karşıya. Bir yandan eğitim sisteminin yarattığı tahribatla yüz yüze olan öğrenciler bir yandan da barınamama sorununa karşı çözüm arayışında. Kredi ve Yurtlar Kurumu’na (KYK) bağlı yurtlarda kalmaya hak kazanamayan öğrenciler, artan kira fiyatları nedeniyle ya eğitimlerini yarıda bırakmak zorunda kalıyor ya da en az 9 kişilik ve hijyensiz bir ortamda yaşamaya çalışıyor. 
 
Barınamıyoruz diyen öğrenciler hedef gösterilmişti
 
Geçtiğimiz yıl da “Barınamıyoruz”, “Yurtsuzlar” isimleriyle öğrenciler, kimi kampanyalar yürüterek, parklarda sabahlayıp, yaşadıklarına dikkat çekmişti. Öğrencilerin karşı karşıya kaldığı sorunları görmezden gelinirken, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, kabine toplantısının ardından öğrencileri hedef alarak şöyle demişti: “Son zamanlarda bazı park ve bahçelerdeki bankların üzerinde yatanların bir kısmının öğrencilikle alakası yoktur. Bunlar kendilerine göre güya sözde öğrencidir. Bunlar aynen Gezi Parkı olayı neyse onun bir başka versiyonudur.” 
 
Gökyüzü çatımız sokaklar evimiz hareketin çağrısıyla bir araya geldiler
 
Krizle beraber kira artışına karşılık öğrenciler bu yıl da yaşadıklarına dikkat çekmeye devam ediyor. İstanbul’da “Gökyüzü çatımız, sokaklar evimiz” hareketini kuran öğrenciler, bu hareketin çatısı altında İzmir ve Ankara’da da bir araya geldi. Ankara’da öğrencilerin çağrısıyla Çankaya’ya bağlı Botanik Parkı’nda buluşan öğrenciler, barınamama, fahiş fiyatlarla verilen evler ve ödeyemedikleri faturalara bir kez daha dikkat çekti. 
 
“Gökyüzü çatımız, sokaklar evimiz” hareketinin çağrısıyla Botanik Park’a gelen öğrencilerden Eda Karaman, yaşadığı sorunları anlattı. 
 
‘Üniversite tercihlerinde yeteneklerimize bakmıyoruz’
 
Yaklaşık bir hafta sonra üniversitelerde eğitimin başlayacağını söyleyen Eda, İstanbul’da bulunan öğrencilerin çağrısına ses olmak için Ankara’da da bu nöbeti başlattıklarını ifade etti. Eda, “Üniversite tercihi yaparken istediğim ya da yetenekli olduğum alan nedir diye düşünmüyoruz. En hızlı nasıl mezun olabilirim, en kolay hangi bölümden iş kazanabilirim'i düşünmek zorunda kalıyoruz. Bunun sonucunda belirli bölümlerde yığılma oluşurken birçok bölümde de boşluklar oluşuyor. Bu da beraberinde niteliksiz bir eğitimi doğuruyor. Zaten istemedikleri bir bölüme gelen öğrenciler bir de niteliksiz bir eğitimle karşılaşıyorlar” dedi.
 
‘Doğalgaz faturası bin TL burs 850’
 
Sorunların bunlarla da sınırlı olmadığını dile getiren Eda, üniversiteye gittikten sonra daha büyük sorunlarla yüz yüze kaldıklarını ifade etti. Üniversitede ilk olarak temel ihtiyaç olan barınma sorununun karşılarına çıktıklarını belirten Eda, “Sınava milyonlarca öğrenci girerken KYK sadece 200-300 binlik bir kontenjan atmakta. Bu da yüz binlerce öğrencinin açıkta kalmasına sebep oluyor. Ya ev tutmak zorunda kalıyoruz ki kiraların fahiş fiyatlarda olması, faturaların aldığımız burstan çok daha fazla olması nedeniyle çoğunlukla ev bile tutamıyoruz. 2 kişilik evlerde 7-8 kişi yaşamaya çalışıyoruz. Üniversiteye geldiğimiz an ev sahipleri kiraların yüzde 100’e varan zamlar yapıyorlar. Her gün doğalgaza, elektriğe yüzde 50 zam yapılıyor. Buna karşılık aldığımız bursa yüzde 10 gibi komik ölçütlerde zam yapılıyor. Doğalgaz faturamız bile bin TL üzeri iken aldığımız burs 850 lira. Bir de bu bursla hem kırmızı hem faturalarımızı hem eğitim materyallerimizi hem de sosyal aktivitemizi karşılamamızı bekliyorlar. Çoğunlukla burs bile alamıyoruz. Kredi almak zorunda kalıyoruz. Üniversite bittikten sonra yüz binleri aşan borçlarla karşılaşıyoruz” sözlerini kullandı.  
 
‘Öğrenciler tarikat yurtlarına mecbur bırakılıyor’
 
Öğrencilerin maddi imkansızlıklardan dolayı tarikat yurtlarına mecbur bırakıldığına dikkat çeken Eda, şöyle devam etti: “Burada da çok ciddi baskılara maruz kalıyoruz. Yurda yerleşebildiğimiz de ise bu sefer niteliksiz bir barınmayla karşılaşıyoruz. Yetersiz besinle hijyenden uzak cezaevlerini andıran 2 kişilik odalarda 6 kişi yaşamaya çalışıyoruz. Zaten üzerimizde aile baskısı, çevre baskısı, gelecek kaygısı taşıyorken bir de geçinme derdine düşüyoruz. Bu da bizi büyük bir ruhsal bunalıma sürüklüyor. Bu ruhsal bunalımdan ötürü intihar eden birçok arkadaşımız var. Şüphesiz bu intihar değil apaçık bir cinayettir. Biz artık intihara sürüklenmek istemiyoruz. Tarikat yurtlarına mecbur bırakılmak istemiyoruz. Biz gelir kapısı değiliz, müşteri değiliz öğrenciyiz.”
 
‘Burslarımız ve yurtlarımızla tehdit ediliyoruz’
 
Nitelikli bir eğitim ve barınma istediklerini kaydeden Eda, hakları ve talepleri etrafında mücadelelerini örmeye çalıştıklarını vurguladı. En ufak taleplerini dahi dile getirdiklerinde seslerinin kesilmeye çalışıldığına işaret eden Eda, “Burslarımızla, yurdumuzla tehdit ediliyoruz. Açlıkla sınanıyoruz. Son yayınlanan genelge ile öğrenci dayanışmalarımıza ve mücadelemize apaçık bir saldırı söz konusu. Özellikle de kadın çalışmalarına. Üniversitelerde kadınlara ve öğrencilere dönük bu kadar taciz varken kendimizi buna karşı koruduğumuz ve kurduğumuz çalışmalar kriminalize ediliyor. İktidarın politikalarından biliyoruz kadına ve öğrenciye ne siyasette ne sokakta ne evde ne iş hayatında ne de eğitimde yer vermek istemediklerini. Bizi istemedikleri her alanda kendimizi var edeceğiz. Örgütlü mücadelemizi her zaman sürdüreceğimizi, haklarımızı alıncaya dek susmayacağımızı yineliyoruz”  ifadelerine yer verdi.
 
Dayanışma çağrısı
 
Eda son olarak, tüm öğrencileri, parasız eğitim için mücadeleyi sahiplenmeye ve söz kurmaya çağırarak şöyle dedi: “Haklarımızı elde edinceye dek gökyüzünü çatımız, sokakları evimiz belledik.”