Gazetecilerden polis işkencesine suç duyurusu: Hakikati yazacağız

  • 12:57 8 Eylül 2022
  • Güncel
 
İSTANBUL - Haber takibi sırasında polis işkencesine maruz kalan gazeteciler Doğan Kaynak ve Elif Bayburt suç duyurusunda bulundu. MKGP ve DFG ise adliye önünde basın açıklaması gerçekleştirerek sürecin takipçisi olacaklarını söyledi.
 
Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP) ve Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), 3 Eylül günü Adalet Nöbeti gerçekleştiren tutsak yakınlarını takip ettikleri sırada polis işkencesine maruz kalan Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Doğan Kaynak ve gözaltına alınan Etkin Haber Ajansı (ETHA) muhabiri Elif Bayburt için Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı.
 
Adalet Nöbeti’ni sürdüren tutsak yakınları, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Musa Piroğlu, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) İstanbul Şube Başkanı Banu Tuna, ETHA editörü Nadiye Gürbüz ile çok sayıda gazetecinin destek verdiği açıklamada sık sık “Özgür basın susturulamaz”, “Özgür basın özgür ülke”, “Gazetecilik yapmak suç değil onurdur”, “Gözaltılar baskılar tutuklamalar baskılar bizi yıldıramaz”, “Yaşasın basın dayanışması” sloganları atıldı. Gazeteciler, “Baş eğmediler, baş eğmedik, baş eğmeyeceğiz”, “Özgür basın susturulamaz”, “Hakikatin kalemi kırılamaz” dövizlerini de taşıdı.
 
‘Kendi sesinize sahip çıkın’
 
Açıklamada ilk olarak söz alan ETHA muhabiri Elif Bayburt, yaşadıklarını anlattı. Polisin bu tarz yaklaşımlarıyla ilk defa karşı karşıya kalmadıklarını ifade eden Elif, halkın sesini duyurmak isteyen gazetecilerin sistematik olarak engellendiğini dile getirdi. Elif, “Polise ‘Ne yaparsan yap haber yapmasına engel ol’ deniliyor. Tutsak yakınlarının haberini yapmak için oradaydık ama fiziksel şiddet ile görüntü almamızı engellediler. Doğan arkadaşım şiddet gördü, ben de ters kelepçe ile gözaltına alındım. İktidar özgür basın emekçilerini susturmaya çalışıyor ama Musa Anterlerin devamı olan geleneğin susturulmaya çalışılması çok komik. Biz sırtımızı korku duvarlarına değil sesini duyurmaya çalışan kadınların, işçilerin Kürtlerin ısrarına yaslıyoruz. Hakikati yazmaya devam edeceğiz. Bu ülkede direneler oldukça özgür basın da olmaya devam edecek. Herkese özgür basın emekçilerini sahiplenmesi için çağrı yapıyorum. Kendi sesinize sahip çıkın” sözleri ile kamuoyuna seslendi.
 
‘Kolumu kırmaya çalışarak gözaltı ile tehdit ettiler’
 
Ardından söz alan olay günü polis işkencesine maruz kalan MA muhabiri Doğan Kaynak, tutsak yakınlarının Adalet Nöbeti’ni takip ettikleri sırada gazetecilerin ve annelerin polisler tarafından işkenceye maruz bırakıldığına dikkat çekti. Doğan, “Annelerin adalet haykırışları engelleniyor. O gün abluka içindeyken beni itip abluka dışına çıkarmaya çalıştılar. ‘Görüntü almaya devam edeceğiz’ dediğimde kolumu ters çevirerek kırmaya çalıştılar ve gözaltı ile tehdit ettiler. Şu anda da 16 arkadaşımız tutuklu ama hiçbir zaman geri adım atmayacağız, her zaman direneceğiz, bunu böyle bilin. İstediğiniz kadar engelleyin annelerin açıklamasını takip edeceğiz ve işkenceyi teşhir edeceğiz” şeklinde konuştu.
 
DFG: İktidarın istediği gazeteci olmayacağız
 
Devamında söz alan DFG Yönetim Kurulu üyesi Nişmiye Güler, polisin basına yönelik saldırısının bir politika haline geldiğini vurguladı. Nişmiye, “Elif ve Doğan arkadaşımızın maruz kaldığı şiddeti 16 arkadaşımızın tutuklanmasından ayrı tutamayız. 16 arkadaşımızın tutuklanması diğer gazetecilere bir tehditti. Bizler hiçbir zaman iktidarın istediği gazeteci olmayacağız, geri adım atmayacağız. Sahada olup hakikati halka ulaştırmaya devam edeceğiz. İktidarın istemediği her alanda olmaya devam edeceğiz” diyerek dernek olarak sürecin takipçisi olacaklarını belirtti.
 
MKGP: Geri adım atmayan duruşa sahip çıkıyoruz
 
Daha sonra MKGP adına konuşan Diren Yurtsever, polisin bu uygulamaları karşısında geri adım atmayacaklarının altını çizdi. “Ellerinde fotoğraf makinası olan gazeteciler neden engelleniyor? Haber yapmaları neden engelleniyor? Orada ne oluyor?” diye soran Diren, devamla şöyle konuştu: “Biz aslında açığa çıkartılmak istenmeyen şeyin ne olduğunu biliyoruz. Tutuklu yakınlarına yönelik işkenceye varan yaklaşımlar söz konusu. Bu işkencenin görünmesini istemiyorlar. Ama halkın haber hakkı için mücadele veren, gazetecilik onurunu korumak isteyen arkadaşlarımız var. Bu yüzden hedefteler. Ayrıca sahada kadın gazeteciler, sadece gazetecilik yaptıkları için değil. Bununla birlikte kadın kimliği de hedef alınıyor. 30 yıldan fazla mücadele geçmişi bulunan özgür basının bir duruşu var. Bizler bu duruşa sahip çıkıyoruz ve asla geri adım atmayacağız. Tıpkı tutuklanan 16 arkadaşımız gibi. Arkadaşlarımız bugün suç duyurusunda bulunarak hukuksal bir mücadele başlatacak. Bizlerde onların yanında olmaya, bu mücadeleyi birlikte yürütmek için buradayız.”  
 
‘Özgür basının yanında olanlar kazanacak’
 
Son olarak söz alan HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu, iktidarın baskısına ve polis şiddetine eşlik ettiğini dile getirerek halkın haber alma hakkının engellenmeye çalışıldığına dikkat çekti. Musa, “Polis halka karşı suç işleyenlerinin görülmesini engellemek istiyor. Gazetecileri satın alamazsınız, susturamazsınız. Siz bunu Musa Anter’den Ferhat Tepe’den biliyorsunuz. Bunun için elinizde tek olan şeyi yani zorbalığı arttırıyorsunuz. Bu gidişatın sonu geldi artık. Bunun için kaybedecek olan satılmış medyadır. Kazanacak olanlar özgür basının yanında olanlardır” diyerek kamuoyuna özgür basına karşı yapılan baskıya karşı sessiz kalmaması çağrısı yaptı.
 
Sloganlar ile biten açıklamadan sonra gazeteciler adliyeye girerek polis şiddetine karşı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.